Dr. Karaarslan, engelli olmak hiç kimsenin kendi tercihiyle seçtiği bir durum olmadığı gibi her sağlam bireyin potansiyel bir engelli adayı olduğu unutulmaması gerektiğini belirterek, “Tüm engelli vatandaşlarımız gibi görme engelli vatandaşlarımızın da yaşamlarını kolaylaştırmak, onlara sahip çıkarak sorunlarına ortak olmak insani bir görevimizdir.Engelli vatandaşlarımızın tehlikelerden korunarak, başkasına muhtaç olmadan, özgürce diledikleri hayatı yaşamalarını sağlamanın yanı sıra topluma faydalı, üretken ve bağımsız bireyler haline gelmeleri de sağlanmalıdır. Engelli vatandaşlarımızın sorunlarını çözüme kavuşturmak için her şeyden önce bu meseleye ilişkin toplumsal hassasiyetin güçlendirilmesi gerekmektedir. Küçük yaşlardan itibaren toplumla iç içe yaşayan, eğitim imkanlarından faydalanabilen engelli vatandaşlarımızın bugün büyük başarılara imza attıklarını görmek hepimiz için gurur vesilesidir. Görme engelli kardeşlerimizin sorunlarına dikkati çekerek, onların ihtiyaçları ve karşılaştıkları zorluklar konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlayan Beyaz Baston Görme Engelliler Haftasının bu yıl da amacına ulaşarak en verimli şekilde değerlendirileceğine inanıyorum.Tüm vatandaşlarımızın gereken duyarlılığı sergileyeceği inancıyla, görme engelli vatandaşlarımızı sorunlarını dile getirmeye ve geliştirilecek çözümler konusunda etkin biçimde rol üstlenmeye çağırıyor, kendilerini en kalbi duygularımla selamlıyorum” ifadelerini kullandı. Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası hikayesinin oluşumu hakkında bilgiler veren Dr. Karaarslan, “Bütün dönemlerde bağımsızlaşma ve özgürleşmenin farklı teknikleri mevcuttur. Tüm çağlar boyunca baston da körlerin bağımsızlaşmasını ve özgürleşmesini simgeleştiren en ciddi araçtır.
Basit bir değnekten evrimleşerek baston şekline gelen cismin beyaz baston oluşunun öyküsü 20. yüzyılda başlamaktadır. 1921 senesinde bir trafik kazası neticesi kör olan bir fotoğrafçı, etrafındakilerin kendisinin kör olduğunu anlaması ve dikkat çekici olması amacıyla bastonunu beyaza boyayarak, Londra sokaklarında dolaşmaya başlar.
Bu tecrübe o denli başarılı olur ki, 1931 yılında Fransız Körler Örgütü, körlerin bastonunun beyaza boyanmasını ve beyaz baston ismiyle simgeleştirilmesini kararlaştırır. Bu uygulama giderek yaygınlaşır ve körlerin kullandığı baston, beyaz baston olarak hatırlanmaya başlar.
Her sene 7-14 Ocak tarihlerinde resmi ve sivil çeşitli kuruluşlar yaptıkları etkinliklerle göz sağlığının önemi hatırlatılmakta, görme özürlü kardeşlerimizin bu durumdan kaynaklanan problemlerine çözüm yöntemleri tartışılmaktadır” şeklinde konuştu.
