Yozgat, nüfuzlu kentler sıralamasında hiç kuşkusuz ilk iki de yer alır. Yıllardır bu sıralamanın değişmediğini hepimiz biliyoruz. Aslında bu durum şehir adına sevindirici ve övünç kaynağıdır.
Fakat Yozgat’ın durumuna baktığımızda tekrar olacak ama kim ne derse desin bir şehrin gelişmesi ve kalkınması nüfuzlu insanlarımızın imkanlarının sanayi potansiyelinde orantısını ortaya koyar.
Dolayısı ile sanayinin olduğu yer de üretim olur, üretimin olduğu yer de nüfus patlaması yaşanır.Huzur olur, refah olur, halk karnı tok, başı dik olarak sorunlardan arındırılmış bir şekilde yaşam sürer.
Yozgat’a baktığımız da ise sanayiden, üretimden, refahtan bahsetmek mümkün olmazken, nüfus patlamasından ya da herhangi bir türde üretilen üründen bahsetmek maalesef mümkün değildir.
Merkezi hükümet başta olmak üzere valiliğin, yerel yönetimin, sivil toplum kuruluşlarının ve diğer kamu kurumların gayretlerini, çabalarını, mücadelelerini asla görmezden gelmiyorum ama bu kurumlar ya da kuruluşlar güçlerini parçalar halinde kullanırken, bir bütünlük halinde tamamlayıcı olmaktan uzak duruşları Yozgat’a çok şey kaybettiriyor.
Öteden beri Valilik ya da Belediyenin kent adına farklı işlerle uğraşmalarını takdir etmiyor değilim ancak tüm imkanların topluma yansıtılamaması sorunların kaynağını kurutmuyor.
Yozgat, gelişmek ve kalkınmak adına şimdiye kadar kullanılan yerel ya da kamu alanındaki imkanlardan bir şeyler kazanmış değil, öyleyse zorlamanın, imkanları daha fazla heba etmenin kimseye faydası şimdiye kadar dokunmadı, bundan sonra da dokunmayacaktır.
Dolayısı ile çok defa söyledim, varsın tekrar olsun şimdiye kadar Nohutlu ve Çamlık arasında debelendiğimiz yeter, bu duruma artık noktayı koymanın ilk adımı yeni bir Yozgat planlamak ve bir yerden başlanmaktır.
Çünkü bu iki dağın arasında kalmak için şimdiye kadar ele geçen bütün fırsat ve imkânlar hovardaca kullanıldı. Kabul görürse küçük bir tavsiye olarak sadece sözüm ona bu alışkanlığın dahi terk edilmesi şehre çok şey kazandıracaktır.
Özellikle son 10 yıl içindeki mimariden ve estetikten uzak yapılan beton yığınlarını iki dağın arasına yapmak yerine şehrin ortasından geçmekte olan E-88 karayolu civarına yapılmış olsaydı bugün Yozgat, Sorgun veya Yerköy’e yaklaşmış olacaktı.
Özellikle Kent Park bölgesinde bu kadar yoğunlaşamaya gerek var mıydı? Bilemiyorum ama bu yoğunluğun belli bir kısmını Yerköy veya Sorgun tarafına yapabilmiş olsaydık, Yozgat bugün daha farklı bir kent olabilirdi.
Sonuç olarak Şehir merkezindeki Kamu kurumlarını bir yere ya da bir çatı altına toplamak yerine bu kurumları lokomotif olarak kullanıp, şehri bu iki dağ arasından dışarı taşımak için değerlendirmek daha faydalı olmaz mı?
Öte yandan Yozgat’ın sanayi kenti olması için gayret göstermek gerekiyor, zaman zaman yetkililerin söylediği bir sözü hatırlatmak gerekirse Yozgat’ın yaşanabilir bir kent olmasında itirazım yok. Yozgat hem yaşanabilir bir kent olmalı hem de gelişmiş, kalkınmasını tamamlamış, başı dik, karnı tok insanların yaşadığı bir kent olsun.