Seni okuyabilseydik (gerçekten okuyup anlaya bilseydik)
kütüphaneler dolusu kitap yazmazdık,
çünkü sen bütün kitaplara değerdin.
Senin kelamını bilseydik boşa söz söylemezdik,
çünkü sen bütün kelamların hasısın, gerçeğisin .
Seni çözebilseydik ilmin peşinden koşmazdık,
çünkü bütün ilimler, bilimler sende vardı.
Seni anlaya bilseydik kaosları yaşamazdık,
çünkü bütün düzeni sen bize anlatıyordun.
Seni takip edebilseydik yanlışlara düşmezdik,
çünkü sen bize doğru yolu gösteriyordun.
Seni sadece okumaya değil, çözmeye çalışsaydık,
tarihte karanlık safa kalmayacaktı,
dermanı bulunmayan dert olmayacaktı,
açılmayan yol, bilinmeyen mucize kalmayacaktı,
bilinmeyen bir bilinmezlik olmayacaktı.
Seni tam gösterebilseydik,
bakıp ta görmeyen gözler kalmazdı.
Seni tam anlatabilseydik,
duyup ta anlamayan kulaklar kalmazdı.
Seni tam bildirebilseydik,
imanı tatmamış gönüller kalmazdı.
Seni tam uygulayabilseydik
insanlar pişmanlık ateşinde yanmazdı.
Seni tam görebilseydik, cehaletin karanlığında kaybolup ta,
dünya hayalinin peşinden koşanlar olmazdı.
Senden ibret alsaydık,
helak olmuş kavimleri okuduktan sonra yine aynı hataları yapmazdık.
Seni tam okuyabilseydik,
toprağın, toprağı çürüttüğünü bilinirdi de, torak için savaşılmazdı.
Senden öğüt alabilseydik,
aynı şeyleri yaşayıp ta sonrada tarih tekerrürden ibarettir denmezdi.
Senin kıymetini bilseydik,
ezberlenmedik duan, anlaşılmadık ayetin, faydalanılmadık şifan kalmazdı.
Çünkü sen Allahın kelamısın, Muhammed’in selamısın, müminlerin dermanısın,
Resullerin meramısın, kaynakların kaynağı, bilinmezliklerin rehberisin, yolların yolu, karanlıkların ışığısın, ilimlerin merkezi, unutulmuşların hatırlatıcısısın, hakkın adaletin güzelliğin savunucusu, kötülüklerin vazgeçiricisi, insanlığın yol göstericisisin, cennetin kapısı, kudretin gölgesisin.
Senin kapağın açılınca alemlere açılır. Kadir gecesinde nurun saçılır. Hangi kul sana el uzatsa derdine derman geçilir, nedendir bilinmez nurun okundukça sezilir.
Hani bazı konular vardır ya durmadan, hiç susmadan bir şeyler söylemek istersin ama bir süre sonra kelimeler dışına değil içine akmaya başlar. Yüreğine işte o zaman kelimeler yetmez susarsın çünkü yüreğin dili yoktur. Bu konuda da daha söylenecek çok şey var ama bundan sonrasında diller susar yürekler konuşur.
Diğer bilimleri de ihmal etmeden (çünkü hepside Allahtan gelen nimetler). Kur’anı gerçekten anlayarak, bilerek, okuyup, öğrenmemiz lazım.