""

Meyve Veren Ağaç Taşlanır!mış « Yeniufuk Gazetesi

25 Kasım 2024 - 12:44

Meyve Veren Ağaç Taşlanır!mış

Meyve Veren Ağaç Taşlanır!mış
Son Güncelleme :

04 Nisan 2022 - 17:00

Halk arasında kullanılan başlıktaki deyim; üreten, çalışan, var olanı iyiye güzele doğru değiştirme çabası içerisinde olan kişilerin bu faaliyetleri esnasında bir takım tenkitlere maruz kalması durumunda kullanılır.

Maksat, bu tenkitlerden rahatsız olunması yerine, tenkide uğrayan kişinin aslında güzel işler yaptığına vurgu yapmaktır ve çalışanın olumlu ve ya olumsuz eleştirilere maruz kalmasının da doğal olduğunu ifade etmektir.

Şüphesiz içerisinde ifade edilmeyen ama gizlide saklı, “çalıştığın için muhaliflerin ve gelişmeye engel olmak isteyen mevcut statükodan beslenenler seni eleştirirler” anlamını da içerir. Eleştirilen kişiye, eleştirileri makul karşılaması, bu eleştirilerden ders çıkarması, işine yarayacak olanları bilgi haznesine dahil edip varsa uygulamalarında olumsuzluklar ya da eksiklikler bu eleştirilerden çıkaracağı fayda ile bunları düzeltmesi tavsiyesi vardır. Lakin bizim toplumumuzda bu deyim hep yanlış anlaşılmıştır. “Sen, daima en iyiyi, en güzelini yapıyorsun. Seni olumsuz eleştirenler senin yaptığın bu güzel işlere engel olmak isteyenler, kıskananlar, rakiplerinin adamları ve muhaliflerindir. Onlara kulak asma. Bırak konuşsunlar. Sen işine bak” şeklinde anlaşılmaktadır.

Bu yanlış anlam yüklemedeki en büyük motivasyon kaynağı ise genellikle, yönetici sınıfındakilerin yaptıkları görevlere dair gerekli niteliklerden uzak, bu görevin sorumluluğunu taşımak ve yerine getirmek için ihtiyaç duyulan maddi ve manevi olgunluktan yoksun olmalarıdır.

Maalesef ülkemizde yönetici yetiştiren okullarımız yoktur. Uzunca yıllardır da belediye başkanı, milletvekili, bakan ve ya bir kurumda yönetici olmak hayali üzerine bir hayat inşa etmiş, kendisini bu hayale göre hazırlamış, bir gün bu vazifenin sorumluluğunu yüklenirse görevini ne şekilde yapacağına dair plan, proje, mevzuat bilgisi ve kişisel becerilerin artırılması (iletişim, yönetim becerileri, diksiyon vb) gibi çalışmalar içerisine girmiş kişilere rastlanmamaktadır. Hayat akışına bırakılmış şekilde süre giderken, siyasal konjoktürün etkisi, siyaset kurumuna destek veren sosyal yapıların (cemaat, tarikat, gruplar) o siyasal yapı içerisindeki etkinlikleri ve liderlerin sadakat merkezli yaklaşımları ile rastlantısal olarak bakan, vekil, belediye başkanı ve kurum yöneticiliği görevleri tevdi edilir olmuştur. Bu görevleri üstlendiklerinde ilk yaptıkları da kendilerinden daha niteliksiz alt kadrolar oluşturmak olur ki bu da görev aldıkları kurumlarda sadakatle rahat iş görebilmelerinin yolunu açar.

Gelinen son nokta itibariyle de, görevin şartlarını yerine getirmekten ziyade üst paragraftaki ilişkiler daha önemli hale gelmiş, üstlenilen vazifeden sorumluluk alanlarındaki kişiler için huzur, refah ve güven inşa etmekten daha çok bu vazife ifa edilirken kendisini o makama taşıyanların memnuniyeti (oy veren vatandaş değildir buradaki kasıt) birincil hedef olmuştur. Bu memnuniyet de vazifeye hazırlanmamış ve meşruiyetini oy veren vatandaştan değil, liderden, cemaat, tarikat ve gruplardan almış ve ya konjonktür kazasıyla seçilmiş kişilerin de iş görürken; daima doğruyu ve en iyiyi yaptığı algısına ve özgüvenine neden olur. Zira kendisini o makama taşıyanlar, niteliksiz alt kadrolar ve bu güçten beslenen gruplar mevcuttan memnundurlar ve bu memnuniyetlerini sık sık “başarılı bulmakla” ifade etmektedirler.

Durum böyle olunca da ağaç meyve vermekle beraber, meyvenin kalitesi ve rekoltesi düşer, kimyasallara bulanmış olarak insan sağlığına zarar verir. İşte o zaman da bu ağacı taşlamaya hiç gerek duymazsınız. Artık ağaç bizim bahçenin ağacı değildir, meyve bizim meyvemiz değildir. O artık bizim için başkalarının ağacı olmuştur. Bırakalım da bu kalitesiz ve sağlıksız meyvesini de o başkaları yesin.

Ağacı ıslah etmeye, meyve rekolte ve kalitesini yükseltmeye emek ve zaman harcamak beyhude bir çaba olacaktır. En güzeli ağacı söküp bizim bahçenin dışına atmaktır.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.