Konu Yozgat ve şehrin gelişmesiyle kalkınması olunca hem yazacak hem söyleyecek o kadar çok söz var ki hangisinden başlamak gerekir bilemiyorum.

Yozgat’ın geldiği noktaya bakıldığında muhakkak sizlerinde katkıda bulunmak adına önemli fikri ve düşüncesi olduğunu tahmin ediyorum.

* * * *

Fakat Milletvekillerine göre, dillerinden düşürmedikleri Yozgat’ta her şey güllük/gülistanlık olarak görülmektedir.

Ancak Vekillerin bilmesi gerektiğini düşünerek bir tespiti buradan söylemek gerekirse, bu durum vatandaş gözünde deyim yerindeyse dalga geçmek olarak algılanmaktadır.

Çünkü her fırsatta Yozgat’ın geliştiğini, kalkındığını sorunların üstesinden gelen bir şehir olduğunu birin yanına beş daha katarak anlatılan konuşmaları artık vatandaş dinlemez olmuştur.

Çünkü bugün bir tarafta vatandaş geçim derdi çekiyor, diğer tarafta halen siftah etmeden dükkân kapatan esnaf, günü kurtarmanın mücadelesi ile karşı karşıyadır.

* * * *

Asıl konumuz musluklardan akan suyun rengi, kokusu ve tadıdır… Önce renginden başlayalım, berrak değil, bulanık ve sidik gibi…

Kokusu çok kötü, yosun tadında, ağza alınacak gibi değil, vatandaş abdest alırken dahi insanın kusası geliyor…

Belediye Başkanı Kazım Arslan 15 gün önce yaptığı toplantıda bir daha suda sorun olmayacak, gereğini yaptık, ihmali olanlara gerekli cezayı kestik demişti…

* * * *

Belli ki, sorun henüz çözülememiş, dün sabah yine musluklardan bulanık su aktı… Evde musluğun başına gittiğimde akan suya elimi uzatmaya çekindiğimi söylemeliyim.

Dört yaşındaki torunum Miraç, “Dede suya elini vurma, sidik gibi akıyor” diyor… Dün sabah saatlerinde sudan sorumlu Başkan yardımcısı Serdar Bey’i aradım, durumdan haberdar ettim… Şehrin suyunun bir kısmının halen Arapseyfiden geldiğini söyledi… Bizim Mahallenin (Aşağı Çatak) suyu ise Musabeyli’den geliyormuş, borularda önceden kalan karışım maddelerin havalandığını, bugün temiz su verilmeye başlayacağını söyledi… “Hadi bakalım, inşallah dediğin gibi olur” dedim.

* * * *

Sohbete başlarken ifade ettiğim gibi, Konu Yozgat ve şehrin gelişmesiyle kalkınması olunca hem yazacak hem söyleyecek o kadar çok söz var ki hangisinden başlamak gerekir bilemiyorum. Maalesef su problem, yol problem, işsizlik problem, göç problem…

Bütün bunların çözümü için bir tek teklifim olacak, “benmerkezcilik” hastalığından kurtulmaktır. Seçilen oturduğu makamı kafasına göre kullanmaktan vazgeçip, toplumla istişare etmedikçe bu sorunlar tükenmek şöyle dursun daha da artacaktır.

• Üç aydır azalan ve akmayan sulardaki yaşanan sorunları birlik olup kendi başlarına çözmeyi başaran Köy Halkı!
• Eğitimcilere karşı biranda artış gösteren şiddet olaylarına karşı birlik olup, olayları protesto eden Başkan!
• İşsizliğin azalmasını sağlayacak yeni yatırımcının gelmesiyle mutlu olduklarını paylaşan Kurum ve Ekip!