Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse, halkın on yıllardır sağlığını tehdit eden asbestli boruların değişmesiyle ilgili belediye meclis üyelerinin oy çokluğuyla karar aldığını belirterek, 16 Milyon Avroluk projenin ihale tarihinin 31 Mayıs olduğunu söyledi.
Belediye Meclis Salonunda düzenlenen toplantı öncesi gazetecilere bir açıklama yapan Belediye Başkanı Celal Köse; “Meclisimizin oy birliği ile çıkartmış olduğu bir projemiz vardı ki alt yapı projesi Yozgat için asırlık bir dev proje evlatlarımıza bırakacağımız en önemli projelerden bir tanesi nasip oldu Allah bize nasip etti. 10 yıllar boyunca adından söz ettirilebilecek bir proje idi. Yozgat tarihindeki en prestijli ve limiti yüksek projelerden bir tanesi 16 milyon Euro’luk bir projeydi. Meclisimiz burada oy birliği ile karar aldı çünkü yüzde 67 kayıp kaçağımız vardı, bu kayıp kaçağa daha fazla göz yumamazdık.”dedi.
On yıllardır her Yozgatlı bilmektedir ki, şehir şebeke suyumuz kanserojen asbestli borularla evlere taşınmaktadır. Geçmiş dönemlerde bu boruların değiştirilmesi mümkün olmadı, belki bütçe yetmedi belki kaynak bulunamadı, belki de düşünülemedi.
Ancak 18 yıldır Yozgat Belediyesi’ni yöneten Ak Parti’nin her seçim dönemi vaatleri içerisinde yer aldı. Seçim döneminde vaat veren de elbette ki bütçesini oluşturmuş, kaynağını bulmuştur diye düşündük. Ama öyle olmadı. Yusuf Başer’in 10 yıllık, Kazım Arslan’ın 5 yıllık ve Celal Köse’nin 3 yıllık dönemlerinde yüzde 67 kayıp kaçağa ve asbestli borulardan sağlıksız suyun Yozgat halkına reva görülmesine devam edildi. Her bir belediye başkan adayı bu durumdan haberdarken, konuya dair detaylı çalışmalar yapıp, bütçeyi de içeren bir planlamaya gitmediler. Sonuç; Yozgatlı tek başına 20 yıldır iktidar olan Ak Parti döneminde de sağlıksız suyu içmeye, kullanmadığı suyun faturasını ödemeye devam etti, ettirildi. Kanser riski taşıyan borulara ve yüzde 67 kayıp kaçağa bunun sonucunda halkın sağlığının bozulmasına ve kullanmadığı suyun bedelini ödemesine rıza gösterildi onlarca yıldır.
Bütün bu plansızlığa, hazırlıksızlığa ve gecikmişliğe rağmen gelinen nokta sevindiricidir. Gönlümüz isterdi ki, gerek Yusuf Başer, gerek Kazım Arslan gerekse de Celal Köse başkan adayı olduklarında konuyu çalışsalar, gündemlerine alsalar, planlarını yapsalar göreve başladıklarında ilk yaptıkları kaldırım, park, aydınlatma direği olmaktan çıksaydı da Yozgatlının o kaldırımlarda, parklarda caddelerde sağlıkla yaşamasını temin edecek çözümleri uygulamaya geçselerdi.
Olmadı, olamadı. Ama bu göz yummanın, rıza göstermenin de sonuna gelinmiş, kaynak bulunmuş gibi görünüyor. Bulunmalıdır da. Kaynağını bulmadan böylesine bir çalışmaya başlamak akıl kârı değildir.
Büyük Cami altında ve hal bölgesinde 5 yılı aşkındır devam eden çalışmalar, hayatı aksatmakta, ticarete ket vurmaktadır. Yozgatlının son 13 senedir şehir yaşantısı alt üst edilmektedir. Bir türlü bitirilemeyen ve uzadıkça yaşantısı aksamış, ticareti kötüleşmiş, her adım başı iyi planlanmamış çalışmalardan dolayı huzuru yeterince kaçmıştır.
Yeni bir Büyük cami ve hal vakasına eminim kimsenin sabrı kalmamıştır.
Bu açıdan bakarak şunu belirterek sonlandıralım, yaklaşan seçimler öncesi dev bir projeye başlamak, büyük riskler içermektedir. Bu çalışmanın her adımı iyi planlanmalı, uygulamanın her safhası tavizsiz şekilde belediyece denetlenmeli ve gecikmelere mahal verilmemelidir. 360 günde bitirilmesi hedeflenen Büyük Cami çevresi çalışması gibi olmamalıdır sonu.
Celal Köse’nin ve ekibinin seçim öncesinde büyük risk aldıklarının farkında olduklarını ve seçim öncesi başlanacak bu dev projenin seçime kadar bitirilememesi, iyi bir planlamadan yoksun olarak, şehrin her tarafının kazılarak hayatın durma noktasına getirilmesi gibi riskleri önceden hesap ettiklerini ve buna dair tedbirler alarak bu karara vardıklarını düşünüyorum. En azından öyle umuyorum.
Aksi durumda asbestli boruları değiştirmiş bir başkan ve parti olarak seçime gitmek isterken, köstebek yuvası gibi bir şehir görüntüsü ile seçime gitmek Yozgatlıyı çok memnun etmeyecektir ve bu memnuniyetsizlik gerek yeniden belediye başkanlığı düşünenlere gerekse Ak Parti’ye de aynı oranda yansıyacaktır.