Ekonomi başta olmak üzere, sosyal ve iktisadi yönden sorunları belli. Lakin bu sorunların meydana gelmesine sebep teşkil edenlerin durumu ile sorunu yaşayanların durumu daha vahim. Bu bağlamda önemi daha da anlaşılır olan güzel bir söz üzerinden devam edelim.
Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e nasihati o dönemde ne idi: “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın”…
Şimdi ise, tersine bir durum ile karşı karşıyayız. Sözü; ömrünün kalan kısmını zor şartlar altında ve gün bulup, gün tüketen bir süreçte mutlu olmaktan uzak yaşayan yaşlılarımıza getireceğim.
Bir ülkenin emeklisi uzun bir çalışma hayatından sonra geçimini sürdürebilmek için zorunlu olarak, yeniden iş aramak zorunda kalıyorsa; yönetim sorumluluğu içinde olan herkesin durup düşünmesi ve elini vicdanına koyması gerekir…
Yine bir ülkede, sigorta primi tavandan ödenen ve çalışma gün sayısı istenenin çok üstünde olan emekliye, asgari ücretin çok altında maaş ödeniyorsa, bu adaletsizlik karşısında da o vicdanların
sızlaması beklenmez mi?..
Kolay değil, böyle muhtaç yaşamak!..
Empati yapmak gerekir!..
Nihayetinde sesler yükselmeye başlayınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan da önce bu durumun böyle olmadığını söyledi sonrasında gerekli talimatı verdi…
Meclis yeni dönem çalışmalarına başlarken, bu husus ile ilgili bir düzenleme yapılacak.
Erdoğan’ın böyle bir enflasyonla emeklinin durumunu görmemesi mümkün müydü?..
Neyse “Ekim ayı” işaret edildi ama bu çalışmaların şimdiden başladığını Yozgat milletvekillerimiz ile yaptığımız sohbetten biliyorum…
Mesele, bunu fırsata dönüştürmekte…
Hem iktidar hem de muhalefetin yakındığı emekli maaşları konusunda, istenildiği takdirde bir düzenleme yapılabilir…
Hesaplama çok zor değil!..
Her emeklinin aldığı zaten belli…
Çalışma süreleri ve prim ödeme gün sayıları da ortada…
Çok prim ödeyene ve çok çalışana çok maaş verilirse, asgari seviyede prim ödeyip, asgari çalışana da asgari ödeme yaparsın, olur biter!..
Bu yöntemle, erken emeklilik özendirilmediği için prim ve vergi gelirleri bakımından da devletin kaybı olmaz!..
Deyim yerindeyse, amiyane tabirle “Ne kadar köfte o kadar ekmek” misali…
Cumhurbaşkanı Erdoğan en son açıklamasında, “Emeklilerimizden gelen serzenişlerin farkındayız. İnşallah bu konuda da gereken adımları yıl sonuna kadar atacağız” demişti…
Yıllardır süren emekli maaşlarındaki adaletsizliğin gelecek kuşaklara taşınmasının önünü kesecek bir çalışmanın tam zamanı şimdi…
Yoksa ileride sorunlar daha da büyüyecek!..
“Para nerede?” diye itiraz edenlerin sorusuna cevabı; tekraren Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e nasihatinden verelim: “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın”…