Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SENİ BENDEN AYIRAN NEYDİ KARDEŞİM

Ne fark vardı ?

Ne fark vardı ? Habil ile Kabil arasında kardeş katlin tattırdılar bize ?
İkisi  de  Ademin  oğulları  ikisi de  onun  göz  bebeği  değil miydi ?
Ne Fark vardı? Nuh’un oğulları arasın da itaat etmeyenler kalıpta
İmanlılar gemiye binmemiş miydi? Biz onların soyundan değil miydik ?
Dünya  tamamen  sular  altında  kalırken , biz  o  ayrılığa  gidenlerin
helak oluşunu görmemiş miydik?
Beraberce kırk yıl o gemide dolaşıp, sonra kardeşçe ayrılmamış mıydık?

Ne fark vardı? Hazreti  Hüseyin ile Yezidin arasında  Kerbela destanını
yazdırdılar bize? İkisi de İslam şehitlerinin soyundan değil miydi ?
Ebu Süfyan,  cihat  ederken  gözünü  kaybetmemiş  miydi ?
Hazreti Ali, er meydanlarında kendini ortaya atmamış mıydı ?
İkisi de İbrahim’in,  İsmail’in,  Kusay’ın   soyundan  gelmiyor  muydu ?

Ne fark vardı ? Doğu ile batının arasında, ikisini de Allah yaratmamış mıydı?
Seni benden ayıran neydi zenci kardeşim, sarışın kardeşim, beyaz kardeşim,
dünya malı mı yoksa, uzun süredir birbirimizden haberdar olmamak mı ?
Asırlar mı girdi aramıza, kültürler mi girdi, isimler mi girdi, soylu sınıfı mı girdi,
mesafeler mi girdi? Seni benden ayıran neydi? Yoksa dinler mi girdi ?
Müslüman   kardeşim, Hristiyan  kardeşim,  Yahudi,  Çin ,Hint  bütün
dinlerdeki  kardeşim…

Beni özene bezene yaratan Allah, seni  de yaratmadı mı, bana verdiği ayrıcalığı
sana vermedi mi, bütün aranışlar Allah’a değil mi, yanlış ta olsa doğruda olsa?
Benim üzerime titreyen Allah senin üzerine titremiyor mu, beni koruyan melekler seni korumuyor mu,  öyleyse neden bu ayrılık?

Neden, Allahın bize kendisinden verdiği bir parça sevgide birleşmeyip de,
şu dünya malında ayrılığı tercih ediyoruz? Neden kainatın en üstün yaratığı
noktasında birleşmiyoruz da, birbirimizi  eften püften sebeplerle ayırıyoruz?
O yaratıcı ki ! Bizi mağfireti  bol meleklerden üstün tutmadı mı ,cinlerden üstün tutmadı mı, bizi bilinen bilinmeyen  bütün mahlukattan üstün tutmadı mı?
Neden biz birbirimizi ayrı tutuyoruz?

Hepimiz etten, kemikten, ruhtan, bedenden değil miyiz? Bizi ülkelerin sınırları mı ayırdı, bizi ırk -cins denen saçmalık mı ayırdı, bizi taptığımız o  makamlar mı ayırdı, hani  hangisi ayakta o makamların? Hazreti Süleyman’ın makamı mı, Karunların, Harunların makamı mı,  yoksa  Firavunların akamı mı, en güzel makam olan Peygamberimiz’in (S.A.V) makamı bile bitmedi mi, göz yaşları içinde veda etmedik mi ?

Ne kadar güzel ve tatlı da  olsa bir gün gelip bitmiyor mu, ne kadar acıda olsa
bir gün gelip  sona ermiyor mu,  işte  bu yüzden değer mi,  Allahın  özene  bezene yarattığı  insana ayrılığı reva görmek ?

Allah  diyor ki “Her  şeyi affederim ama kul hakkını  affedemem”

Muhammet (S.A.V) diyor ki “Sizin artık puta tapacağınızdan korkum yok, ama dünya malına aldanıp ta kardeş kanı dökmenizden korkuyorum ”

Mevlana diyor ki “Gel ne olursan ol yine gel, ister kafir ol ister mecusi, ister puta tapan  ol  yine  gel, bizim dergahımız ümitsizlik kapısı değildir.

Neden bizde demiyoruz, seni Allah yarattığı için, kendimi sende gördüğüm için, gelmiş  geçmiş yaşanmışlıkların hatırı için,  seni olduğun gibi kabul ediyorum. Seni olduğun gibi seviyorum.

Ben seviyorum yanı başımdaki insanı sevdiğim kadar, dünyanın öbür
ucundaki  insanı  da.
Ben seviyorum din kardeşimi sevdiğim kadar, dinimden olmayan kardeşimi de.
Ben seviyorum beyaz kardeşimi sevdiğim kadar, esmer kardeşimi de.
Ben  seviyorum  zengin  kardeşimi sevdiğim kadar, fakir kardeşimi de .
Ben  seviyorum  iyi  kardeşimi  sevdiğim  kadar, kötü  kardeşimi  de.
Çünkü   ben  yaratılanı  seviyorum,  yaratandan ötürü seviyorum.

Seviyorum çünkü ben, insanın yüzündeki  nuru gördüm,  gözlerindeki
manayı  gördüm,  Hazreti  İbrahim’in  melekleri arkada  bırakıp,
ateşin içine dalışını gördüm. Şehitlerin vatanı için vuruluşunu gördüm,
çünkü ben başkaları için örtüyü, bebeği yerine o buz gibi mermiyi örten anayı gördüm.
Servetini  İslam  için  eriten  Hatice’yi  gördüm .  Ebu Bekir’i  gördüm.
Evet bunlar, hep başkaları içindi, kendisi için değil. İşte bu yüzden insanlar ;
saygı  duymaya  değer, işte bu yüzden insanlar  sevilmeye  değer!

Sınırlar ayırmasın bizi, fikirler ayırmasın bizi, isimler ayırmasın bizi, Nuh’un gemisi nasıl aldıysa  bütün alemi,  bu dünyada bizi alır.  Gelin Adem olalım,
gelin, gelin hep Havva olalım, gelin hep Nuh olalım, gelin hep gemi olalım,
gelin hep Allahın ayrıcalıklarla yarattığı insan olalım, kul olalım, kul olmanın
ne demek olduğunu bilelim.

Ben dediğin nedir ki elli senelik ömür mü, hiç doymayan nefis mi, bir karınca
kadar aciz olan beden mi, kan pıhtısı mı, isim mi, yoksa  o çok ağzına baktığımız
gurur mu? Allahtan başka neyimiz var ki bizim, dön, dolaş onda değil mi çarelerimiz?

Ne kaybederiz  kendimizi  sevdiğimiz kadar, başkalarını da  sevmekten?
Ne kaybederiz kendimize gösterdiğimiz özeni, başkalarına da göstermekten?
Ne kaybederiz şu elli altmış yılı, kardeşlik içinde geçirmekten?

Nasıl olsa bir gün gelip, gözlerimiz kapanmayacak mı ?
Nasıl olsa bir gün gelip,  o koltuktan inmeyecek miyiz?
Nasıl olsa bir gün biriktirdiklerimiz, başkasına kalmayacak mı?
Nasıl olsa bir gün, mahşerde aynı teraziye konmayacak mıyız?
Nasıl olsa sevdiklerimiz, bir gün bizim mezarımızdan hızla ayrılmayacaklar mı?

Neden yaşarken birbirimizden uzak  olalım, neden yaşarken ayrılığa düşelim, neden  yaşarken sevgiyi, iyiliği, güzelliği, sonuna  kadar  yaşamayalım,
neden bizde başkaları için yaşamayalım, neden bir iken, bin olmayalım?

Reklamı Geç