BBP Genel Başkan Yardımcısı Şenliler, yaptığı açıklamada, Türkiye ile İran’ın yüzyıllar öncesine dayanan dostluk ilişkileri ve ülke nüfusunda önemli bir yere sahip olan Azerbaycan Türkleri’nden bahsetti.
BİR KADER
BİRLİKTELİĞİMİZ VAR
Türkiye ve İran’ın bir birleri ile kader birliği olduğunu vurgulayan Şenliler, “Türkiye ile İran arasındaki tarihi münasebetler bu iki kadim milletin ve devletin bir biri ile aynı kaderi paylaştığını bu coğrafyada aynı ülkeler etrafında sevinip, aynı idealler etrafında kederleneceği bir kaderi birbirlerine mecbur bırakmaktadır. 1635 yılında Sultan IV. Murat zamanında imzalanan Kasr-ı Şirin Anlaşmasından bu güne kadar Türkiye ile İran arasında ciddi hiçbir problem yaşanmamıştır. Yaklaşık 300 senedir dostane bir ilişki, dostane bir anlayışla bu iki millet, bu iki devlet bir arada ortak kaderi paylaşmak gibi bir mecburiyeti hayata geçirdi.
İran’ın nüfusunun yarıdan fazlasının Türk olduğunu ifade eden Şenliler, şunları kaydetti: “Kuzey İran özellikle, Güney Azerbaycan dediğimiz bir bölgedir. Ve nüfusunun yarıdan fazlası Türk’tür, Kaşgay Türkleri vardır, Azeri Türkleri vardır. Türkçe konuşan bir ülkedir İran. İran’a sınırdan girdiğiniz andan itibaren Türkçe konuşarak Afganistan’a kadar gidebilir, Türkçe konuşarak bütün ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz. Bu kadar iç içe olan, yakınlığımız olan bir ülkeyiz İran’la Türkiye. İran’daki bu iç karışıklar İsrail’in Hizbullah’ı zayıflatmak amacıyla Lübnan’a saldırmasının bir ön provası gibi değerlendirmek lazım. Çünkü İsrail’in, Lübnan’da çok ciddi bir rahatsızlığı var. Lübnan’da Hizbullah’ın hakimiyeti, Hizbullah’ın İsrail’e karşı tutum ve davranışları. Dolayısıyla İsrail’in Hizbullah’tan yediği darbenin intikamını almak üzere bir hazırlık içinde olduğunu düşünüyorum. Suudi Arabistan’ın da bu anlamda İran’daki karışıklıklarda dahili olabileceğini düşünüyorum. İran’daki karışıklıkların sükuna ermesi noktasında İran devleti ve hükümetine Türkiye’nin gerekli desteği sunmasının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. İran’daki olayları bütün Ortadoğu’daki olaylardan bağımsız ve ayrı düşünmek mümkün değildir. Ortadoğu’da haritalar yeniden çizilmeye çalışılıyor, Ortadoğu’da etnik milliyetçiliğe dayalı küçük devletler, zayıf devletler kurulmak isteniyor. Bir Avrupa Birliği oluşurken, orada adına Birleşik Amerika denilirken kabile devletleri, kasaba devletleri oluşturulmak istenmesi bizim coğrafyamızda bize de İslam ümmetine de mazlum milletlere de zarar verir. İnşallah kısa sürede felaha erişeceğini düşünüyorum”