Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sessiz Kırılmalar, Akran Zorbalığı

Bu haberin fotoğrafı yok

Sınıfta tek başına oturan bir çocuk…
Arkadaşlarının oyunlarına katılamayan, sessizce köşeye çekilen bir çocuk…

Çocukluk çoğu zaman masumiyetin ve neşenin simgesi olarak görülür. Oyunlarla, umut dolu bakışlarla geçen yıllar deriz. Ama son yıllarda akran zorbalığı giderek artıyor. Ve bu artış her yıl daha belirgin hâle geliyor.

Farklı yollar, derin yaralar
Çocuklar artık sadece itme, vurma ya da lakap takma ile değil; dışlama, alay etme, sırlarını açığa vurma ve dijital ortamda küçük düşürme gibi yollarla da zorbalığa maruz kalıyor ya da zorbalık ediyor. Küçük gibi görünen bu davranışlar, çocukların dünyasında büyük yaralar açıyor: özgüven kaybı, okuldan soğuma, ders başarısında düşüş, kaygı ve yalnızlık bunlardan sadece bazıları.

Ailelerin rolü kritik: Zorba çocuk yetiştirmemek
Çocuğunu yalnızca mağdur olmaktan korumak yetmez; onu zorba olmaktan da uzak tutmak gerekir. Zorba çocuk, öfkesini başkasına yöneltmeyi öğrenmiş çocuktur ve çoğu zaman bu davranışlar evde verilen yanlış mesajların sonucudur. “Sen hep haklısın” veya “Karşı tarafın ne hissettiği önemli değil” gibi mesajlar, çocuğun bakış açısını şekillendirir ve okulda arkadaşlarına yansır. Aileler, çocuğunun duygularını anlamalı, paylaşmayı ve empatiyi öğretmeli; böylece hem zorbalığa maruz kalmayı hem de zorbalık yapmayı önler.

Okullar: Değerlerin ikinci adresi
Zorbalığı yalnızca disiplin sorunu olarak görmek yanlıştır. Asıl hedef, çocuğun sosyal ve duygusal gelişimini desteklemektir.Öğretmenler, öğrencilerin birbirleriyle olan iletişimine dikkat etmelidir. Sessizce köşeye çekilen veya alay edilen bir öğrenciyi fark etmek, onun geleceğini değiştirebilir.

Değerler eğitimi hayati
Adalet, saygı, sorumluluk ve empati, derslerin ve etkinliklerin içine yerleştirildiğinde çocukların dünyasında gerçek bir karşılık bulur.

Toplumun gücü
Mesele yalnızca ailelerin veya okulların değil, toplumun tamamının sorumluluğudur.
Toplum olarak değerlerimize sahip çıkmak ve bunları gelecek nesillere aktarmak, zorbalığa karşı en güçlü kalkanı oluşturur.Bir çocuğun gözünün önünde gördüğü davranış, öğütlerden çok daha güçlüdür. Eğer bizler başkalarına saygı gösterir, empatiyle yaklaşır ve farklılıklara alan açarsak; çocuklarımız da geleceğe bu aynayı taşır.

Sessizlikten güç alan zorbalık
Zorbalık, sessizlikten güç alır. Görmezden gelindiğinde büyür, kök salar ve çocukların kalplerinde derin yaralar bırakır.Küçük yaşta atılan doğru adımlar, bir çocuğun yüreğine vicdanı, merhameti ve adaleti işler. Onlara yalnızca bilgi değil, insan olmanın asıl anlamını da aktarabilirsek, geleceğe umutla bakabiliriz.

Her sessiz kırılma, doğru değerlerle onarılabilir.
Her yara, sevgi ve empatiyle iyileşebilir.
Ve unutulmamalıdır ki, ailelerin özeni ve rehberliği, zorba çocuk yetiştirmemek için en güçlü başlangıçtır.

Reklamı Geç