Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Tenezül Etmem” diyen zihniyet, millete hizmet edemez

Bu haberin fotoğrafı yok

Bundan birkaç hafta önce Sayın Valimizle gerçekleştirdiğimiz bir basın toplantısına katılmıştık. Toplantı bitiminde gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Ömer Ertuğrul’u bırakıp başka bir noktaya geçtim. Orada karşılaştığım bazı vatandaşlar, gazeteci olduğumu bildikleri için hemen içlerini dökmeye başladılar. “Şunu da yazsanız, bunu da haber yapsanız… Hep böyle oluyor zaten” diyerek serzenişte bulundular.

Vatandaşın bu tür talepleri elbette yabancı olduğumuz şeyler değil. Ancak ben, meseleleri hemen gazetemize ve haber sitelerimize taşımadan önce diyalog yoluyla çözmeyi önemserim. O an da öyle yaptım. “Bu konuyu ilgili kurum yöneticisine iletelim, belki habere gerek kalmadan çözülür” dedim. Sohbetimiz uzadı, vatandaş içini döktü, ben notlarımı aldım.

İş yoğunluğu nedeniyle aradan birkaç gün geçti ama konuyu unutmadım. Gecikmeli de olsa bahsi geçen kurumun yöneticisini aradım. Hem sahada gördüklerimi hem de vatandaşın tepkisini kendisine aktardım. Üstelik aynı durumun ilçelerde de yaşandığını, bunun yaygın bir memnuniyetsizlik yarattığını da ifade ettim.

Fakat aldığım yanıt, doğrusu beni hayal kırıklığına uğrattı. Kurum yöneticisi, konuyu çözmeye odaklanmak yerine hem vatandaşlar hem de gazeteci meslektaşlarımız hakkında oldukça eleştirel, hatta küçümseyici ifadeler kullandı. “Sizi tenzih ederim ama ben tenezül edip o gazeteciyi aramam” dedi.

Bu sözleri duyunca şaşırdım. “Yanlış düşünüyorsunuz” diyerek geçmişte yaşanan benzer olaylardan örnekler verdim. Ancak konuşmanın sonunda bende de o yöneticiye dair olumlu bir izlenim kalmadı.

Oysa Cumhurbaşkanımız her fırsatta “vatandaş odaklı, hizmet temelli yönetim anlayışından söz ederken, bazı yöneticilerin makamlarını sahiplenmeleri ve makamdan aldıkları güçle hareket etmeleri, insani ve vicdani duygularını kaybetmeleri hem üzücü hem düşündürücüdür.

Bir gazeteci sizi bir konuda uyarıyor. Haber yapmadan, kamuoyu baskısı oluşturmadan, yalnızca bir eksikliğe dikkat çekiyor. Bu bir iyi niyet göstergesidir, yapıcı bir uyarıdır. Böyle bir durumda “teşekkür ederiz, hemen ilgilenelim” denmesi gerekirken, “ben gazeteciyi tenezül edip aramam” demek ne anlama gelir?

Bu şehirde yaşayan herkes; vali, milletvekili, gazeteci, vatandaş aynı geminin yolcusu değil mi? Bugün şehrimizi ilgilendiren bir meseleyle ilgili Sayın Valimizi, milletvekillerimizi, hatta geçmişte bakanlık yapmış değerli isimleri arasak, her biri teşekkür eder, “ilgilenelim, gereğini yapalım” der. Çünkü mesele şahıs değil, Yozgat meselesidir.

Bir yönetici, bulunduğu makamın kendisine ait olmadığını, o koltuğun yalnızca vatandaşa hizmet etmek için bir emanet olduğunu unutmamalıdır. O makama, vatandaşın işini kolaylaştırmak, sorunlara çözüm bulmak için getirilmiştir.

Benim beklentim, bir gazeteci olarak değil, bir Yozgatlı olarak da şehrimizin yöneticilerinden samimiyet, nezaket ve çözüme odaklı yaklaşım göstermeleridir. Vatandaşın sesine kulak veren, gazeteciyi düşman değil paydaş gören anlayıştır. Çünkü Yozgat hepimizin ortak paydasıdır.
Amacımız Yozgat’ımızın her alanda gelişmesi, kalkınması ve başarılı olmasıdır. Bunu da ancak birlikte hareket ederek, empati kurarak, kibri değil hizmeti merkeze alarak başarabiliriz. Unutulmamalıdır ki; Makamlar gelip geçicidir, ama yapılan hizmetler kalıcıdır.

Reklamı Geç