Ticaret ve Sanayi Odaları temsil ettikleri üyelerinin sayısal ve ekonomik güçlerinden aldıkları destekle bulundukları bölgede siyaset, bürokrasi ve yerel yönetimlere karşı etkin olabilecek bir potansiyele sahiptirler.

Bu potansiyel iyi değerlendirildiğinde; odaların sadece üyelerine evrak veren kuruluşlar olmaktan çıkıp, şehrin sanayi ve ticaretinin gelişmesinden, şehirleşmesine kadar pek çok alanda etki etmesine ve yön vermesine zemin hazırlamaktadır.

Bölgelerindeki tüccar ve esnafın iş kurma, işini geliştirme, yeni pazarlara açılma, nitelikli işçi temini, uygun şartlarda finansa ulaşma, devlet hibe ve teşviklerinden yararlanma, üyelerin mesleki ve teknik anlamda gelişimlerinin sağlanması ve kurumsal yapılarının kurulması, ilin yatırım yapılabilir kaynaklarının tespiti ve yatırımcı ile bu kaynakların buluşturulması, ilde yatırımın önündeki engellerin tespiti ve kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılası gibi pek çok alanda hizmet vermektedirler, vermelidirler.

Bu hizmet çeşitliliğini sağlamak, odaları üyeler ve şehir için fayda üreten kurumlara dönüştürebilmek için de kurumsal yapının kurulmuş, nitelikli personelin istihdam edilmiş olmasıyla birlikte güçlü de bir finansal yapıya ihtiyaç vardır. Sadece üyelerden gelecek aidatlarla döndürülemeyen kurumsal yapının yeni gelir kaynakları oluşturması elzemdir. Çünkü finans döngüsü bozulmuş ve borçlu durumdaki odaların hizmet üretmesi maalesef mümkün değildir.

Kendi kurumsal yapısı, işleyişi ve kurumsal döngüsü içerisinde güçlü olan odalar da ilin potansiyellerinin değerlendirilmesi noktasında siyaset ve bürokrasiye çözüm önerileri sunabilir, teşvik yasalarında bölgeleri lehine düzenlemeleri hayata geçirebilir, şehirden ve bölge dışından yatırımcılarla kaynakları buluşturabilir, üniversite ve diğer kamu kurumları ile iş birliği içerisinde sanayici ve tüccar lehine kazanımlar elde edebilir, ar-ge, eğitim ve danışmanlık gibi çalışmalar gerçekleştirebilir.

Diğer odalar ve STK’larla gerçekleştirilebilecek bir işbirliği, ortak akıl ve eylem bütünlüğü ile de STK’ları toplumda olması gereken hizaya çekip, bölgeye yön veren, gelişme ve kalkınmada başat rolü üstlenebilirler.

Yozgat’ın yatırımcıların ilk tercihleri arasına girememesi, artan niteliksiz işsizlik ve nitelikli işçi talepleri, il potansiyellerinin bir türlü ekonomi ile buluşturulamaması, sanayi ve ticarette organize ve çok ortaklı yapıların kurulamaması, ulusal ve uluslar arası düzeyde marka oluşturulamaması, üretimin her geçen gün gerilemesi ve buna bağlı olarak iş taleplerine cevap verilememesi gibi gerçekliklerinden hareketle; gerçek manada bir odaya ihtiyaç bulunmaktadır.

Yozgat TSO’nun 12 Kasım’da yapılacak seçimlerine bu bağlamda bakmak gereklidir.

Yozgat’ın ve TSO üyelerinin ihtiyaç duyduğu hizmetler ve bu ihtiyaca cevap verecek yapılanmasının, işlerliğinin,  nitelikli odanın nasıl inşa edileceğine kafa yorulmalıdır.

Nasıl’ını bildikten sonra da bunun gerçekleşmesi için yönetimde duyulan nitelik ihtiyacı aşikar olacaktır. Oda yönetimine ve meclisine aday olan her bir üyenin vizyonu bu hedefe ulaşmak olmalı çalışmalarını buna göre planlamalıdırlar. Üyeler ise 50 aday içerisinden bu niteliklere sahip olana istenen, beklenen ve fayda üretecek bir oda için destek vermelidirler.