Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yapay Zekayı Da Görevden Alacak Mısınız?

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ,

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Yapay zekayı yargıda kullanma konusunda kararlı adımlar atıyor ve bu konuda bakanlık olarak ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Dünyada öncü olan ve en önce teknolojiyi yargının hizmetine sunan, milletimizin beklentilerine cevap veren bir hale getirme konusunda kararlıyız” demiş.

Bakanlığı döneminde bir kez yargı darbesine maruz kalmış, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bakanlığından 4 bin civarı hakim ve savcı terör örgütü intisabı nedeniyle atılmış, “Milletvekillerinin telefonuna çıkmayan bürokratı görevinden alırım” diyerek yargı camiası üzerinde baskı algısı oluşturmuş bir bakanın bu açıklaması önemlidir.

Özelliklede yargı içerisinde niteliğin düştüğü, kolluk kuvvetlerinin kendisini yargı yerine koyduğu, hükümlü ve tutukluların cezalarını çekmek ve rehabilite olmak için bulundukları cezaevlerinde niteliksiz ve eğitimsiz personelin “baş eğdirme” arzusuyla zulmettiği (bakınız Yozgat T Tipi Cezaevleri. Buralarda kamuoyuna yansımasa da var olan zulümler mahkumların açlık grevine gitmesine kadar işi vardırmakta ve mahkumlar ancak hayatlarını ortaya koyarak insanca muameleye tabi tutulmasalar da en azından kanun dışı baskıları engellemektedirler), adaletin ve azami düzeyde adaletin sağlanmasının olmazsa olmazı “masumiyet karinesi”nin göz ardı edildiği, yargıdaki niteliksizlik, eğitimsizlik, madden ve manen olgunlaşmamışlığın nedeni olarak sonuç, kartvizit, cüzdan, yandaşlık ve mensubiyet üzerinden kararların verildiği bir dönemde bu açıklama beni heyecanlandırdı.

Artık niteliksizliğin hakim olduğu ve nitelik üzerinden tasnif edilmeyen toplum ve bunun uzantısı kurumlarda insan unsurundan kaynaklanan zafiyetlerin önüne geçme potansiyeli barındırmaktadır bu uygulama.

Fakat yine de şu soruları sormadan edemiyorum, belki olaya birazcık mizahi açıdan yaklaşmak da gerekli diye düşünerek.

Yapay zekayı hangi “zeka düzeyi” var edecektir ve bu üretici zekaların bir kalibrasyonu, testi, yapılmış mıdır, adalet tutkuları, adalet anlayışları, zafiyetleri, nitelikleri sınanmış mıdır, bilgi düzeyleri yeterli midir?

Yapay zekaya bir mensubiyet mülakatı yapılacak mıdır?

Yapay zeka hangi partiye mensup olacak, cemaat, tarikat, vakıf ve derneklerle ilişkisi ne olacaktır?

Yapay zeka “masumiyet karinesi”nin ne olduğunu bilecek mi? Sonuna kadar masumiyeti arayacak mı? Adaletin ancak bu yolla tesis edileceğinin bilincinde olacak mıdır?

Yapay zeka, yargı ile kolluk kuvvetleri arasındaki net çizgiyi belirleyecek herkesi olması gereken hizaya çekecek midir?

Yapay zeka, yargı camiasında insan unsurunun zafiyetlerinden kaynaklanan uygulamaları sonlandırıp, sistem içerisindeki tüm bileşenleri “adalet” ortak paydasında buluşturup insani zafiyetleri sistem dışına atabilecek midir?

Kallavi bir kartvizitimiz, bir parti, cemaat, tarikat, yapı ve ya gruba üye olmadan, cüzdanımızla ikbal vadetmeden, yapay zeka ile iletişim kurup, “adalet” taleplerimizi iletebilecek miyiz?

Cezaevlerinde kendisini devlet yerine koyan, zaten devletçe cezalandırılmış mahkumlara ve onların ziyaretçisi ailelere ikinci bir cezayı kendi keyfiliği üzerinden vermeye kalkışarak devletten rol çalan personele devletin varlığı hatırlatılarak, cezaevlerinin de birer zulüm haneye dönüşmesinin önüne geçebilecek midir?

Dahası ve dahası, sorulabilir…

Son soru; Yapay zekayı milletvekilleri arayabilecek midir? Ararlar ve cevap vermezse, onu da görevden alacak mısınız?