Kışın uzun ve kasvetli zamanlarında hayat şartları daha bir ağırlaştırdı eskiden..Şimdiki gibi son teknoloji ürünler yoktu en zenginin evinde bile..Bir siyah beyaz televizyon yada sadece haberlere odaklı bir radyo..Zaten bunları da çocukluğunda son gören nesil bizleriz…
Öyle ya koskoca bir kış dört duvar arasında sıkışıp kalamazdı ki, sabahın erken saatlerinde içilen bir düğurcük çorbası, çanak peyniri pekmezi ve soba üzerinde kaynayan çay..Derin bir offf çektirmekle birlikte , erkekler köy odalarının yolunu tutar kadınlar gündelik işlerini yapıp ellerine işlerini alıp otururlardı..Erkeklerin köy odalarındaki muhabbeti tam seyirlik olup bazen abimin arkasına takılır bende giderdim , ama içeri giremez bir tarafa saklanır dinlerdim.. ” askerlik anılarını “yatırırlardı masaya mesela..
-la get sende nerde o cesaret…
-Essahdan adam gibi ..
Neresinden uyduruyosa açında bahah gibi..Akla sırra gelmeyen sözler..
Arkasından öyle bir kahkaha tufanı ki ve sonunda Yozgat virgülü ile biten cümleler..
Normal şartlarda bu sözleri insanlar birbirine değil söylemek itham dahi etseler kıyamet kopar…
Hiç kimse gocunmaz , yukarı almaz dı..Hemen akabinde bir yüksük oyunu yada aşıh atılır eğlence gün boyu devam ederdi..Yenilenin evine haber salınır arabaşı istenirdi, muhabbete akşam kalındığı yerden devam edilir böyle ce günler haftaları ayları kovalar bahar gelirdi..
Şimdiler de adını ” şaka koysalarda “,
” yarennik” ettik denirdi ve bu günün şakaları gibi insanlar bir şeylerin derdinde olmazdı..Yarennik aslında çok köklü bir bağdı insanlar arasında…
Bazen çok ciddi bir konuda bike aniden söylenen bir çift söz bile ” yarennik ettim ” denir ve yunuşatılırdı..Bu güzel kültürü anlatmak ve yaşatmakta bize nasıl oldu..Her ne kadar yarennik edecek dostumuz parmakla sayılı olacak kadar az olsada..

YORUMLAR