Üniversitelerin büyük çoğunluğu bayramdan önce tatile girecek. Yozgat Bozok Üniversitesi de bayramdan sonra bütünlemelerini tamamlayıp, tatile yelken açacak.

Takip ettiğim İç Anadolu Bölgesi’ndeki hemen hiçbir üniversite yaz okulu açmayacak. Bütünlemeler sonrası yeni akademik yılın başlamasına kadar öğrencilerine tatil verecek.

Bozok Üniversitesi de bunlardan biri.

Yozgat, ekonomisi memur ve öğrenci üzerinden canlılık yaşayan, öğrenci tatile girince 3 ay sessizliğe bürünen bir şehir.

Son yıllarda yurt dışında yaşayan Yozgatlıların da gelişinin azalması ile birlikte, umutlar 3 ay sonra gelecek öğrenciye bağlanırken, kış aylarında biriktirilenler, yaz aylarındaki giderleri karşılamak için kullanılmakta, pek çok işletme yazı sıkıntı ile atlatmaktadır.

Tam burada, Yozgat esnafının ana gelir kaynaklarından olan öğrencinin 11 ay Yozgat’ta kalmasını, ekonomik ve sosyal canlılığın yaşanmasını sağlayacak, üzerine diğer illerdeki üniversitelerde okuyan öğrencilerin de Yozgat’a gelmesine bu vesile ile Yozgat’ı tanıma, burada kaldığı süre içerisinde gerek ekonomimize gerekse sosyokültürel yaşantımıza katkı sunması imkanını oluşturacak bir çözüm bu kesintiye son verebilir.

Yaz Okulu…

Yozgat Bozok Üniversitesi geçen yıl eğitim dönemine başlarken 1 ay geriden gelmiş Yozgat’a zarar vermiştir. 

Bu yıl hem bu zararı telafi etme hem de adını taşıdığı şehrin ekonomisine olumlu katkı sağlayacak adımı atma fırsatını yakalamıştır. Civar illerdeki üniversiteler yaz okulu açmazken, Bozok’ta açılacak Yaz Okulu ile Yozgat’a nefes verme, Yozgat’ın üniversitesi olma fırsatı…

Bu fırsatı değerlendirmeyeceğine, Yozgat’ın ekonomisi ile çok ilgilenmediğine eminiz. Ancak, Bozok Rektörü’nün, kendince ve akademik bakış açısıyla gerekçelendirebileceği bu tavrına rağmen, öğrenciden birinci derecede kazanç sağlayan esnafın, esnaf örgütlerinin ve başkanlarının sessizliği çok daha manidardır.

Hemen her esnaf öğrencinin gitmesinden yakınırken, yaz okulunu konuştuğumuz her esnaf mutlaka açılmasında hem fikirken; aynı esnafın bugüne kadar her hangi bir talep ve tepki ile ortaya çıkmaması, esnaf örgütlerinin ve her başkan seçimi döneminde esnaf dükkanlarından oy avcılığı yapmanın telaşındaki yöneticilerin, bu sorun karşısındaki duyarsızlıkları; her sorunumuzda olduğu gibi yine işi akışına bıraktığımızın ve bir kurtarıcı, bir sorun çözücüye havale ettiğimizin nişanesidir. Esnaf örgütlerimize tarihimizdeki Ahilik Teşkilatını, onların örgütlenme yapıları ve ellerinde bulundurdukları ekonomik güç ile sosyo ekonomik yaşantıya katkılarını, devlet yönetimi ve bürokrasiden gelen yanlış uygulamalara karşı geliştirdikleri reflekslerini hatırlatmakta fayda görüyorum.

Bu kadar adam sendecilikten,  “benim işim yolunda” rahatlığından, “aman ses çıkarmayalım siyaset ve bürokrasi ile aramız açılır” yaklaşımından çıksa çıksa böyle ortaya karışık bir şehir çıkar.

Şehir misin? Değilsin, Köy müsün? Değilsin. Eğitim şehri misin, tarım şehri misin, üniversite şehri misin, sanayi şehri misin? Hiç biri değilsin. Hepsinden azıcık azıcık bir şeylerin olduğu ama hiçbir şeyin tam olmadığı bir yerleşkesin.

Hani demişler ya deve desem değil, kuş desem değil…