Seçim tarihinin belli olmasıyla birlikte milletvekili aday adaylığında Yozgat’ta Ak Parti teşkilatında ilk gün bir hareketlilik yaşandı.Müracaat eden ilk isimlere baktığımda kadın aday adayı hariç önemli bir sürpriz çıkmadı.
14 Mayıs’ta sandık başına gidecek seçmen 13. Cumhurbaşkanı’nın yanı sıra TBMM’nin 600 vekilini de seçecek. Siyasi partilerin genel merkezleri adeta aday adaylarının akınına uğradı. Bu hafta başlayan başvurular, gelecek haftaya dek sürecek.
İnsanların politikaya ilgi duyması, gelecekte ülke yönetiminde yer alma isteği ve coşkusu doğrusu içimizi ısıttı. Seçme hakkının yanında seçilme hakkını kullanmak isteyenlerin bulunması son derece önemlidir diye düşünüyorum.
Bir partinin çatısı altında yıllardır siyaset yapanlar kadar birikimli ve gelecekte söz sahibi olmak isteyen çağdaş gençler ve kadınlar da bu yarışta demokratik haklarını kullanmaları ne güzel…
Temayül yoklamaları, tabanın fikrini almak gibi birtakım çalışmalar yapılacak ama gördüğüm kadarıyla her siyasi partivekil adaylarını merkez yoklamasıyla, yani liderin onayı ile saptayacak. Katılımcı demokrasi adına merkez yoklaması yerine tüm parti üyelerinin katlımı ile önseçim yapılması daha demokratik olurdu. Fakat görüldüğü üzere yıllardır buna yanaşmıyorlar. Lider ne derse o oluyor. İki dudağından çıkan karar, ülkenin geleceğini belirliyor.
Yani merkez yoklaması bir anlamda parti liderlerinin saptadığı vekil aday listelerinin seçmen tarafından noter gibi onaylanması demektir.
Hangi aday adayı lidere ve parti üst yönetimine yakın, ilişkileri sağlamsa listeye girebilme şansı o kadar fazla oluyor. Bu düzen şimdiye kadar böyle devam etti, bu seçimde farklı bir şey olacağını zannetmiyorum.
Bu durumda liderlere düşen en önemli görev, listelerde yeni yüzlere, donanımlı genç ve kadın adaylara daha fazla yer vermeleri. Artık vekilliği meslek haline getiren, yüzleri eskiyen, parti genel merkezlerinde koltuğunda oturup arada bir medyanın karşısına çıkarak nutuk atan politikacı istemiyor seçmen.
Yeni yüzler, donanımlı kadın ve genç vekillerle zenginleşecek TBMM’nin daha işlevsel olacağına ve geleceğe umutla bakacağımıza inanıyoruz. Liderler hadi önseçimden vazgeçti, hiç olmazsa toplumun bu talebine kulak versin. Umarım beklentiler karşılanır, daha renkli ve çağdaş TBMM’ye kavuşuruz.
Ülkemizin yüz akı nitelikli insan gücünden yararlanmayı neden düşünmez siyasi partiler? Kabul edecek olanların vekilliğinin ülkeye çok şey katacağı ve siyasete düzey getireceği aşikardır.Ülkemizdeki siyaset tarzı itibariyle milletvekilleri sadece yasa çıkarmakla kalmayıp, şehirlerin yatırım almasında, gelişmesinde ve kalkınmasında aktif rol oynadıklarından dolayı, bu yetişmiş insan gücünün siyasete taşınması şehirlerimizin doğru yatırımlarla ve nitelikli yöneticilerle buluşmasını, gelişmesini ve kalkınmasını hızlandıracaktır.