Yozgat, irili-ufaklı yaklaşık 500’e yakın Sivil Toplum Kuruluşu olan bir kent. Bunların bir kısmı İl sınırları içerisinde bir kısmı da Yozgat adına başka kentlerde faaliyetlerini sürdürmekteler.
Bu sivil toplum kuruluşlarının genel itibariyle faaliyetlerini gözden geçirdiğimizde ve Yozgat’ın bugünkü durumuna baktığımızda birden fazla soru işareti ile karşı karşıyayız.
Gazetemizi dün ziyarete gelen bir STK yöneticisi ile Yozgat ve STK’lara dair uzun bir sohbetimiz oldu…
Daha sonra başka bir STK yöneticisinin bir gazeteye verdiği röportaj dikkatimi çekti!..
Yaptığımız sohbetle söz konusu açıklamayı birleştirdiğimde her ikisinin ortak noktası Yozgat’ın aslında ne kadar güçlü ve zengin bir kent olduğunu göstermesiydi.
Güçlü ve zengin olmak elbette çok önemli ama bundan daha önemlisinin güç ve zenginliğin iyi bir kurgu zekâsıyla birleştirilerek ve buna siyasal gücün eklenerek Yozgat’a ne kadar katkı sağladığını değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
STK temsilcisi hemşerimiz ise röportajda şunları söylüyor: “Dünyayı yöneten STK’lar. Biz Yozgatlı olarak STK’ları daha yeni yeni öğreniyoruz. STK’ların gücü bana göre çok önemli. Bu güçten faydalanabilmek için bunun olmazsa olmazları vardır. Birlik ve beraberliği iyi sağlamak lazım. Küs de olsanız kavgalı da olsanız o STK altında barışık olmanız. Çok Yozgatlı iş insanımız var. Kendini, ülkeye dünyaya ispatlamış ama kendini Yozgatlıya ispat edememiş. Bizim iş adamlarımızın çok ciddi gücü var, çok ciddi de sermayesi var. Bir insanın doğduğu yer ile bağlantısını keserseniz bir sonraki nesil memleketini unutacaktır. İş insanlarımızın memleketleri ile olan bağlarını sağlamlaştırmak, bizden sonraki nesillerin memleketlerine sahip çıkmasını sağlayacaktır.”
Gördüğüm kadarıyla Yozgatlının tek sıkıntısı maalesef “Birlik ve beraberlik” duygularını kaybetmiş olmasıdır. Bu duygu kaybedilince de bireysel zafiyetler ortaya çıkmakta, “memleketle birlikte kazanalım” ortak paydasından “ben kazanayım” bencilliğine savrulmaktayız.
Yozgat adına STK’ların sayısı ne kadar çok olursa olsun sözünü ettiğim “Birlik ve beraberlik” duygusundan ve “kaderimizi bu memleketin kaderiyle özdeşleştirme diğerkamlığından” uzak kalındığı sürece “Güç ve zenginlik” kişilerin varlıkları ile sınırlı kalmaya devam edecektir.
Yozgat, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da “Güç ve zenginlik” pastasından nasibine düşen kısmetsizliğe mahkûm kalacaktır.