Daha önce de söyledim bir daha söyleyeyim; Sizden daha etkin konumda birisi varsa ve o kişinin konumunun getirdiği güç etrafında toplanacaklar için daha yüksek bir getiri oluşturacaksa, kusura bakmayın ağzınızla kuş tutsanız, kimse size iltifat etmez.
Bunu kim için ve niye dedim.
Bunu Ak Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer için dedim. Kendisi önceki gün gazetemizi ziyaret etmişler. Bu ziyarette bulunamadım, bulunsa idim, söyleyeceklerim aşağı yukarı bu minvalde olacaktı.
Kendisiyle aramız iyi olmasa da!, ben onların muhalefet olarak konumlandırdıkları kişiyim, bir hakkı teslim etmek gereklidir. Bu bize en çok yakışandır.
Ak Parti’nin kuruluşundan bu tarafa Yozgat milletvekilleri içerisinde en çok sahada olan, hemen her seçmene dokunmaya, iletişim kurmaya, kendisine iletilen her konuda yardımcı olmaya öne düşüp yol açmaya çalışan bir vekil portresi çizmektedir.
Bu cümlem bazı uygulamalardaki yanlışlık ve eksikliklere dair eleştirilerimize ters düşmez.
Sayın Başer’in avukatlık mesleğinden geldiğini unutmayınız. Milletvekillerinin de yapması gereken temel vazifelerini, meclis çalışmalarını, meclis ve parti görevlerini de bir kenara not ediniz. Beklentilerinizi yüksek tutarsanız, haksızlık da etmiş olursunuz.
Ben bu gerçekliği bilerek hareket etmeyi, eleştirirken bu gerçeklikten yola çıkarak bakmayı, her şahsı kendi özellikleri üzerinden değerlendirmeyi ve bir başkası ile kıyaslamamayı doğru bulurum.
Ancak Sayın Başer’in bu çalışkanlığı, Yozgat’a dair kendisine iletilen her konuda ama eksik ama yanlış, ama yeterli ama yetersiz gayret sarf ettiği gerçeğini kamuoyu kendisi ile karşılaşınca bire bir iletişimi ile öğrenebilmektedir.
Yine ilin sorunlarını ancak bu iletişim yöntemiyle öğrenebilmektedir.
Oysa siyaset kurumunda il, ilçe, belde başkanlıkları, kadın ve genç kolları vardır. Temel vazifeleri, partilerinin, milletvekili ve bakanlarının yaptığı çalışmaların birebir halka iletilmesini sağlamak, yine sahadan aldıkları bilgiler ile siyaset kurumunun hizmetinin şekillenmesine yardımcı olmaktır.
Sayın Başer’in eksikliği veya kendisine hissettirilen ve yoğun emek ve zaman harcamasına neden olan aksama tam da bu noktadadır.
Çalışmayan bir teşkilatla Yozgat için yaptıkları ne kamuoyuna anlatılabilmektedir, ne de Yozgat’ın sorunlarına dair ciddi bir geri bildiririm verilmektedir.
Bir de üzerine kendisinden daha etkin pozisyonda bulunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın varlıkları ve konumlarının getirdiği güç eklenince; bu kadar emek ve gayret gölgelenmektedir.
Kendisinin ekibi olarak gördüğü ve birlikte çalıştığı kişilerin de bu gerçekliği anlamakta zorlandıklarını, bu engeli aşmak için koordine olmadıklarını ve Sayın Başer’in hanesine kazanç olarak yazabileceği ve üzerindeki gölgeyi rakiplerine doğru yönlendireceği fırsatları ıskalamasını da eklerseniz, tek kişilik bir kadro ile kendisinin çok başarılı bir performans sergilediğini de söylemiş olalım.
Sayın Başer’in biraz da kendi teşkilatına ve yakın çalışma ekibine projeksiyonu tutması, sahada karşılaştığı olumsuz eleştirilerin kaynağının buralarda olabileceğini görmesi ve bundan sonrası için yapacağı çalışmalarda daha etkin ve sonuç alıcı bir ekip ve yöntemi tercih etmesinin zamanı gelmiştir.
Zira seçim kapıdadır ve zaman kısıtlıdır.