""

KÖYLÜLEŞEN YOZGAT ve TÜRKİYE « Yeniufuk Gazetesi

24 Kasım 2024 - 05:57

KÖYLÜLEŞEN YOZGAT ve TÜRKİYE

KÖYLÜLEŞEN YOZGAT ve TÜRKİYE
Son Güncelleme :

18 Eylül 2023 - 13:20

Birinci dereceden kan bağıyla bağlı olanlar veya yakınlarıyla kırsalda bir arada, toprağa bağlı üretim biçimine köy-köylülük denir. İnsanlar yerleşik hayata geçiş döneminde ilk önce köyleri oluşturdular.

Tarımla geçinen köylülüğün kaderi hava şartlarına yağmura güneşe bağlı kaldığı için her zaman kaderci bir toplum yapısının egemenliği söz konusudur, her şeyi Yüce Yaradan’a bağlamak işin kolaycılığıdır. Hiçbir zaman pozitif ilimleri rehber yaparak sorunları çalışarak çözme yoluna gitmez, gidemez çünkü en eğitimsiz halk katmanıdır.

Hele de bedenen çalışmak en zor işlerden birisidir, kırsal da hem kendi ihtiyaçlarını temin etmek hem de ürettiklerinin fazlasını satarak diğer ihtiyaçlarını almak köylünün temel işidir. Yılda 20 gün çalışıp 345 gün tembel, tembel yatmaktır. T.C.’nin hedefi köylülüğü bitirmekti, Cumhuriyeti kuran önderlik 1940’lardan itibaren köy enstitüleri ile üreten özgür insanı yaratma arzusu maalesef 1950 DP iktidarı tarafından kesildi. Neydi bu köy enstitüleri, köylü çocuklarına kırsalda eğitimli üreten insan yapmak derdi üretmekti. Tarla nasıl işlenir, kesrete nasıl yapılır, duvar nasıl örülür, koyun nasıl beslenir, at nasıl tımar ediliri öğretirken birlik beraberlik içinde toplumsal bir dayanışma içerisinde özgür üreten insanları yaratmak olan bu eğitim modeli maalesef, sağcı iktidarların ve hayalci Marksistlerin kurbanı oldu, yazık oldu bu modele.

Hele de Anadolu bozkırında tarım yapmak zor iştir çünkü Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos kültür bitkisi için suyun ihtiyaç duyulduğu zamandır. Anadolu’da maalesef su yoktur. Su Anadolu’da kışın vardır, yazın su yoktur.

Su olmayınca tarımsal üretimde yoktur. Bu nedenle köylü gündelik hayatını geçindirebilmek için her zaman yardıma ihtiyaç duyar. 1950 yıllara kadar her damlayan çeşmenin altına bir tas koyan sonbahara kadar bunu toplayan köylü her şeye rağmen et yer, yağ yer, pekmez yerdi. 1950 yıllardan itibaren eksik olan buğday üretimimiz Marşal yardımıyla Türkiye tarımına motorun girmesiyle Buğday çoğaldı ama et-bal-yağ kayboldu.

Anadolu’nun temeli koyundur, keçidir, öküzdür.1950 yıllarla birlikte üretmeyi öğretmek yerine (D.P) popülizme halkı kandırmaya karşılıksız para basıp oy uğruna popülizm yapmayı iş sandı. Cumhuriyet kurulduğunda 40.000 olan köy sayımız ancak 35.500’e düştü ve tüm Türkiye köyleşti. Kentlerimiz köyleşti insan ilişkilerinde Kendilik bir arada yaşamanın edebini ruhunu tesis etmekti, yontulmamış kentte yontulur, edepleşirdi. Atalarımız ne güzel demiş “Oğlan babasından öğrenir çarşı gezmeyi, Kız anasından öğrenir ev gezmeyi” Kentte bir arada yaşama kültürü ötekinin hakkını hukukunu korumak kollamak medeni adam olmaktı.

Ama ne oldu DP – AP, ANAP – AKP çizgisinde kaide kurala uymamak, iktidarda olanın hep yandaşı olmak bizim köy-ilçe-il anlayışı kaide kurallara uymamayı Türkiye genelinde yaygınlaştırıldı. Köylülük ötekinin hakkını gasp etmektir. Yoksa alın teri ile tarladan çalışıp üretmek askere gitmek şehirliyi beselemek kutsal bir vatandaşlıktır iyi ki varsınız köylü kardeşlerim.

–  Esas köylülük kir pas içinde camide ön safta namaz kılmaktır. Emevi İslamı’nı, Anadolu insanına zorla öğretmektir köylülük.

– Hakkı olmadığı halde ötekinin hakkına el uzatmak ve bu işe politikacıyı aracı etmektir

– Türklük, imam, İslam, bayrak, ezan edebiyatı ile ülkeyi dışa bağımlı yapmaktır köylülük.

– Liyakatsizliği, hırsızlığı, çapsızlığı, politikacılarca dezenfekte ettirerek kamu malına el koymak çalmaktır. Köylülük şehir planlarını değiştirerek kamu malını dişlemektir köylülük.

– Yetiştirme yurtlarında, devletin sağlık kurullarından mazluma sahip çıkmamak, ihtiyacı olmadığı halde yeşil kart almaktır köylülük.

– 3-5 kere hacca gitmektir köylülük, 3 caminin yeteceği mahalleye 10 cami kurmaktır, caminin altındaki dükkanları bir ömür boyu az kiraya işgal etmektir köylülük. Bu fakir ülkede ithal mal tüketmek fabrika yerine alışveriş merkezleri açmaktır köylülük. 50 yıldır şehirde yaşamasına rağmen kendini falanca köylü diye tanıtmayı, aynı köylülerin kahvesine gitmeyi aşamamaktır köylülük.

– Seçimden önce gece-kondu yapmayı teşvik edip, seçim sonrası ev yıkmaktır köylülük. 2-3 m. Yola, parka, 1 -2 kat fazla ruhsata şehrin estetiğini katletmek plansız programsız yol, meydan açmaktır köylülük.

Öncelik sıralamasını yapmadan temel alt yapıyı bitirmeden mavi kaldırım, yeşil park yapmak, bu işi tekrar tekrar yapmak, kışın kardan, sudan yazın tozdan şehri kurtaramamaktır köylülük.

-İftar çadırı altında insanlara aş-iş vermeyip dilenci durumuna düşürmektir köylülük. Plansızlığı-çapsızlığı Türklük, Müslümanlık maskesi ile kapatıp 6 yıldır hiçbir şey yapmadan mart kedisi gibi bağırmaktır köylülük.

– Dünya kadar kömürümüz varken %60 doğalgaza bağlanmaktır köylülük.

– Petrolde, kimyevi gübrede dışa bağlı hale gelmek kendi öz kaynaklarını kullanmamaktır köylülük, akan sulara bakmaktır köylülük, zenginlik yaratamamaktır köylülük.

– Buğday-pirinç-soya- ayçiçeği üretmemektir köylülük.

– Tohum üretmemek insanlarımızın temel ihtiyaçlarını ülkenin bir yerinde çöpe dökerken öteki ucunda pahalıya yedirmektir.

– Bu çapsız sağcı siyasetin karşısına kardeşliği tesis edemeyen ulusallığı, üreten paylaşan ekonomiyi ve bunları yapacak siyasi kadroları, UMUDU koyamayan ana muhalefettir köylülük.

– Kardeşliği ulusallaşmayı tamamlayamayan cepheleşmenin mimarıdır köylülük.

– Çalışanın halini, üretenin zor hayatını alın terini Tv. de göstermeyen, tüketme üzerine kurulu TV dizilerini her gün ekmek bulamayan insanlara sunmaktır köylülük.

– Liseden sonra 2 yıl kurslarda sonra da 4 yıl üniversitede emekle parayla çocuk okutup kuru bir diplomayla becerisiz gençleri hayata süren eğitim politikamızdır köylülük.

– Ülkemizin mermerlerini madenlerini dışarı ham olarak satıp, işlenmiş olarak kat kat fazlaya almaktır köylülük.

– Ahlak dışı olmak, insanlık dışı olmaktır köylülüktür. Köylülük cahilliktir, öğrenmemeye değişime karşı durmaktır köylülük ve köylülüğü yaşatan yegane olayda maalesef sağcı zihniyettir. Üretmek aydınlanmayla özgür düşünen insanla olur. Kentleşen Türkiye’nin gerçek hedefi; yerinde, yurdunda üreten, paylaşan köylülüğü yaratmak ve bunu gerçekleştirmektir, asıl hedefimiz bu olmalıdır. Köylülük plansızlıktır, tembelliği Allah kelamıyla kapatmaktır köylülük.

– Üretmeden tüketmenin hayata tutunmak için ruhunu şahsiyetini tüketmeye adamış insanın ruh halidir köylülük.  (Hasan Aslan Nurdoğdu – Makalelerle Yozgat kitabından)

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.