Kürtler Osmanlıda Şeyhlerle, Hamidiye ağalarıyla bölgeyi kontrol ediyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile otoritenin merkezde sağlanması Kürtler tarafından hiç hoş karşılanmadı. Şeyhlerin ve Hamidiye ağalarının torunları bu bölgede coğrafi denetim ve statü istiyor, otorite olmak istediler.
Kürtlerin %90 Sünni Şafi, %10’u Alevidir. Alevi Kürtler, Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında birlikte yaşamaya Cumhuriyetin kuruluşundan beri evet demişlerdir.
Şeyh Said İsyanı sonrası 1930 Ağrı İsyanı ve 1937-38 Dersim İsyanına kadar tüm uygulamalar yeni kurulmuş, devrimler yapmış bir devletin yapması gereken güvenlik işlemleridir. Aşırıya kaçıldığı doğrudur. Zaman olarak tüm dünyada da devletler güvenlikleri için aynı uygulamaları yapmış, yeri geldiğinde çok daha sert uygulamalar da yapılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu güne kadar, Şeyhliği – Ağalığı bitirecek bir toprak reformu yapamaması en büyük hatasıdır. Özellikle toprak reformuna karşı çıkıp Demokrat Parti’yi kuran sağcı siyaset bu günleri yaratmıştır. Topraktaki adaletsizlik ve bilgisizlik üretimsizliği getirmiştir. Bunda bölge insanının değişime uzak ruh hali, göçer olması, aşiret hukuku ile yönetilmesi ve katı bir dindarlık sebep olmuştur. Şeyh Said İsyanından bu güne kadar PKK’nın taban bulduğu alan Elazığ, Diyarbakır, Bingöl, Muş arasındaki dağlık bölge olan Piran Bölgesi’dir.
Dağlık Hakkâri – Şırnak bölgesi genel eylemleri yapmak için çok uygundur. Hakkâri ve Şırnak 1980’den 2012’ye kadar 32 yılda eğitim çalışması ile tam kazanılmış bölge hüviyetini almıştır. PKK ya en çok katılımın Hakkâri’de olması bundandır. Kandil ABD’nin denetiminde bir lojistik merkezidir. Oysa militanlar bölgenin insanıdır. “GÜNDÜZ KÜLAHLIDIR GECE SİLAHLIDIR.“ Tunceli’nin de dağlık ormanlık olması PKK’ya büyük destek sağlamaktadır. Tunceli halkının büyük bir çoğunluğu CHP’ye oy vermiş, birlikte yaşamaya inanmış insanlardır. Ve bu bölgede çok miktarda Avrupa’da işçilerinin olması PKK’ya en büyük desteği de veren bölgelerden biridir.
Kürt milliyetçiliği, Şeyh Said’le başladı. ABD destekli 12Eylül uygulamaları ile Kürt milliyetçiliği tavan yaptı. B.k yedirmede, koy boşaltmada, devlet denetiminde terör hep PKK’ya yaradı. Kürtçe konuşmak, Kürtçe şarkı dinlemek ile başlayan talepler bu gün asıl hedeflerini ilan noktasına gelmiştir. Bu talepler;
Kimlik talebidir, Anayasaya Kürt İfadesini konması talebidir, Kürtçe genel eğitim talebidir, belli bir coğrafyada egemenlik hakkı talebidir, statü talebidir. Bu taleplerin altı çizildiğinde ortaya çıkan, adı konmadık devlet kurma arzusudur.
Kürtler tarih boyunca bir devlet bile kuramamışlardır. Sebebi de göçebe yaşamaları sonucu yerleşik bir düzende şehirleşememeleridir. Doğu ve Güneydoğuda “Burası atalarımızın yurdudur” diyebilecekleri bir şehir yoktur. Genellikle köylerde ve ufak ilçelerde Ermenilerle beraber yaşamışlardır. Tüm Doğu ve Güneydoğu şehirleri Ermeniler ve Süryaniler tarafından kurulmuştu.
Bu bölgenin tarih boyunca hem batısında hem doğusunda güçlü devletlerin olması da Kürtlerin bir devlet kurmalarına fırsat vermemiştir. Aşiret davalarının hiç bitmemesi de etkili olmuştur. 1850’lerden başlayıp 1915’de Ermeni Tehciri ile boşaltılan tüm ilçeler kıza zamanda Kürt göçerler tarafından dolduruldu. Devlet arşivlerinde bu raporlar mevcuttur. 1950 sonrası tarımda traktör kullanımı ile tüm araziler ekilir hale geldi ve sulu tarımla birlikte bölgede zenginlik arttı. Bölgede büyük nüfus patlaması oldu dağlık alanlarda geçinemeyen insanlar ovalan doldurdu. GAP ile birlikte ovaların nüfusu daha da artacaktır.
(Hasan Aslan Nurdoğdu – Makalelerle Yozgat kitabından) Sürecek.