Türkiye’de yaklaşık 30 bin çocuk tip 1 diyabet ile yaşıyor ve her yıl binin üzerinde öğrenciye yeni tanı konuluyor. Yani her okulda, her sınıfta diyabetli bir öğrencinin olma ihtimali yüksek. Bu sessiz yolculuk, çoğu zaman öğretmenlerin farkındalığıyla güvenli hale geliyor. Çünkü tip 1 diyabet yalnızca tıbbi bir mesele değil; aynı zamanda öğrencinin eğitim hayatını, sosyal ilişkilerini, özgüvenini ve psikolojik durumunu doğrudan etkileyen, yaşam boyu süren bir süreçtir.
Tip 1 diyabet, pankreasın insülin üretememesiyle ortaya çıkan kronik bir durumdur. Çocuğun yaşamı boyunca kan şekeri takibi yapması, insülin uygulaması ve beslenmesine dikkat etmesi gerekir. Bu, hem fiziksel hem de duygusal bir sorumluluk demektir. Ders sırasında ani susama, halsizlik, dalgınlık ya da baş dönmesi gibi belirtiler çoğu zaman düşük kan şekerinin işaretidir. Bu gibi durumlarda öğretmenin hızlı, duyarlı ve doğru yaklaşımı, çocuğun güvenliğini sağlayacak en önemli adımdır.
Bir öğrencinin derste kan şekeri ölçmesi, ara öğün için küçük bir atıştırmalık yemesi, her ana öğün öncesinde insülin kullanması ya da su içmek istemesi doğal ve hayati ihtiyaçlardır. Biz öğretmenler, bu ihtiyaçlara duyarlı yaklaşımla hem öğrencinin sağlığını korur hem de onun okulda kendini güvenli hissetmesini sağlarız. Böylece çocuk, yalnızca akademik değil, duygusal olarak da desteklenmiş olur.
Aynı zamanda sınıftaki diğer öğrencilerin bilinçlenmesi gerekir. Çocuklar meraklıdır; bazen yanlış yorumlar yapabilirler. Öğretmen burada köprü görevi görür. Basit bir açıklama ya da empati dolu bir cümle hem yanlış algıları ortadan kaldırır hem de sınıfta güçlü bir farkındalık oluşturur. Bu farkındalık, sadece diyabetli öğrenciler için değil, tüm öğrenciler için empati, dayanışma ve hoşgörü kültürünü besler.
Toplum olarak da diyabetli çocukları “farklı” görmek yerine, doğru destekle onların yaşamını kolaylaştırmak bizim sorumluluğumuzdur. Tip 1 diyabet, engel değil; özel bir yaşam biçimidir. Doğru yaklaşımlar ve bilinçli destekle diyabetli çocuklar, akademik başarılarından sosyal hayata kadar pek çok alanda yaşıtlarıyla eşit şekilde ilerleyebilirler.
Biz öğretmenler sadece bilgi aktaran kişiler değiliz; çocukların hayat yolculuğunda yanında duran, onların güvenini inşa eden rehberleriz. Tip 1 diyabetli öğrenciler için yapmamız gereken; anlamak, destek olmak ve güvenli bir ortam sunmaktır. Çünkü güven, her öğrencinin eğitim yolculuğunda en çok ihtiyaç duyduğu şeydir.
Öğretmenler İçin Pratik Öneriler
Belirtileri Tanıyın: Aşırı susama, sık tuvalete gitme, halsizlik, dikkat dağınıklığı, titreme ya da bayılma gibi belirtileri bilerek gözlemleyin.
Aileyle İletişim Kurun: Şüpheli bir durumda zaman kaybetmeden veliyle iletişime geçin; böylece hem acil durumlara hazırlıklı olunur hem de öğrencinin desteği güçlenir.
Doğal Ortam Sağlayın: Ölçüm yapma, insülin uygulama, ara öğün veya su içme gibi ihtiyaçları normal karşılayarak öğrencinin özgüvenini destekleyin.
Arkadaşları Bilinçlendirin: Basit ve empati odaklı bilgilendirmelerle sınıfta farkındalık oluşturun; böylece diyabetli öğrenciler yalnız hissetmez, sınıfta güvenli bir ortam oluşur.
