Gösterin aynalar bana beni gösterin de Kaf dağından ineyim, gösterin de kendi hatalarımı göreyim, haksızken, haklılık iddia edipte, başkalarının incitmeyeyim,
yetimin tarlasına basmayayım, komşumun ahunu işitmeyiyim, gururlanıp ta, kara taşlı kabristana, insanların hakkıyla girmeyeyim.
Gösterin aynalar bana beni gösterinde kibir tohumları ekmeyeyim, yalan gerçekler biçmeyim, yaradılış gayemden uzaklaşmayayım, kendimi tükenmez zannetmeyeyim, sonunda hüsran ile boynumu bükmeyeyim, sıratı müstakimde pişmanlık ateşi ile geriye dönüp bakmayayım
Gösterin aynalar bana beni gösterinde kendi geçeklerimi göreyim, ne kadar aciz olduğumu , ne kadar muhtaç olduğumu, biçareliğimi göreyim, göreyim de yaratanıma döneyim, gösterin de Arafat’ımı, Gönül Kabe’mi bulayım.
Gösterin aynalar bana beni, yaradılışımın muhteşemliğini bileyim, istesem iyilikte melekleri geçtiğimi, istersem de ne kötülükler ettiğimi, iki alemde de
kendi yerimi kendim seçtiğimi, gösterin bana aynalar.
Anlatın bana beni aynalar, bana övgü namelerini değil gerçeklerin şarkılarını çalın, bana suretimin değil ruhumun resmini çizin, bana hem acizliğimin hem de bir oka darda muhteşemliğimin masallarını anlatın aynalar.
Anlatın bana beni aynalar,üç beş damla kan olmadığımı, etten kemikten, nefisten ibaret olmadığımı, bu dünyada sadece ben ben diyerek yaşamadığımı , gelip geçen bir yolcu olmadığımı, parlayan ışıklardan feyz aldığımı anlatın bana aynalar
Gösterin aynalar bana beni, denizlerin dibindeki incileri gösterin, gök yüzündeki yıldızları, yer yüzündeki çatlayan tohumları, kabaran suları, ayaklanan filizleri, şu patlayan dağları, önüme sunulan mucizeleri, gösterin bana aynalar.
Gösterin aynalar bana beni, kendi kendime neler neler ettiğimi boş şeylerin peşinden koştuğumu, benim olmayan şeylerin kavgasını ettiğimi, su misali bu dünyadan gelip geçtiğimi, kervancıyken, han’a minnet ettiğimi, anlatın bana aynalar
Gösterin aynalar bana beni, bu gerçeğin sadece elli sene sürdüğünü, herkesin koltuğundan indiğini, sürat köprüsüne girdiğini ana, baba, evlat, dünyanın bittiğini, torbamda sadece bir avuç sevabın kaldığını, anlatın bana aynalar.
Anlatın aynalar bana beni, her şeyi gördüğümü ama kendimi görmediğimi, her şeyi bildiğimi ama kendimi bilmediğimi, ezbere karanlıklarda yürüdüğümü, içe değil dışa baktığımı, kendimi değil, sandığım, olduğumu anlatın bana aynalar.
Anlatın bana beni aynalar , insan kendini bilseydi, haktan hukuktan söz edilir miydi? Üzüntü nedir bilinir miydi? Ömrün yarısı kavga ile geçirilir miydi? Ekmeklere kan sürülür müydü? cennet ,cehennem yaratılır mıydı? Anlatın bana aynalar.
Göstermediniz bana beni aynalar, bana beni değil, sandığımı gösterdiniz, dünya ile birlik olup gözümü kamaştırdınız, aklımı aldınız, gerçek diye kandırdınız, yıllar sonra birde kapımı acı gerçeklerle çaldınız ve beni o gerçeklerle yapa yalnız bıraktınız aynalar.
!İnsan kendini göre bilseydi, her şey çok daha farklı olurdu. Kendimizi küçük göreceğimiz yerde büyük, büyük göreceğimiz yerde küçük görüyoruz. sonrada bütün alem olarak kaosları yaşıyoruz. Örneğin kendimizi bazen kişilerle karşılaştırıp üstün görürken, diğer taraftan yatabileceğimiz üstesinden gelebileceğimiz zorluklar karşısında ben onu yapamam deyip kendimizi azımsıyoruz. Halbuki biz bütün alem olarak ne kadarda muhteşem yaratıldık.