Sağlık teşkilatlarında çalışanların enflasyon karşısında ücretlerinin eridiğini ve düşük ücretle çalıştırıldığını belirten Taşkın, enflasyon karşısında ücretlerinin korunması için vergi oranının yüzde 15’de sabitlenmesi, vergi diliminin de yukarıya çekilmesi gerektiğine vurgu yaparak, günün ekonomik şartları dikkate alınarak yeni bir ücretlendirme politikasının zorunlu olduğunu ifade etti.
Özellikle riskli birimlerde çalışan sağlık çalışanlarının emekli olduktan sonra ekonomik ve sağlık problemleriyle sıkıntılı günler yaşadığına dikkat çeken ve emekli olduktan sonra tüm sağlık çalışanlarının insanca yaşayabilecekleri bir ücretlendirme politikasına geçilmesi için çalışma yapılması gerektiğini vurgulayan Taşkın, 6. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin hayal kırıklığı yaşattığını ve sağlık teşkilatlarında çalışanların sorunlarına çözüm bulmak yerine Anayasa ve 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu çerçevesinde kurulmuş olan sendikaları “Merdiven altı sendika” nitelendirmesiyle ötekileştirildiğini, sendika ikramiyelerinin 400 liraya çıkarılmasının emeklilik toplu ikramiyesi ve maaşa hiçbir etkisinin olmadığını, toplu sözleşme ikramiyesinin 400 liraya çıkarılmasının yetkili sendikayı üye çoğunluğu noktasında güçlendirmek ve mali açıdan da daha kuvvetli bir sendika olmasını sağlamak açısından yapıldığını ifade etti.
Taşkın, “6. Dönem Toplu Sözleşme masasına 81 madde ile giden yetkili sendika taleplerinden hiçbirini alamayarak etkisiz olduğunu bir kez daha göstermiştir. Masadaki başarısızlığını ise 3 aydan 3 aya verilen toplu sözleşme priminin 135 liradan 400 liraya çıkarılmasını sağlayarak örtbas etmeye çalışmaktadır. Yetkili sendika memur ve emeklinin mali ve sosyal hakları için değil, kendi gelecekleri için mücadele etmişlerdir. Hiçbir sendikaya üye olmayan emniyet, askeri, infaz koruma memurları ve yargı mensupları bu haktan yararlanamayacaktır,” dedi.
Sağlık çalışanlarının yıllardır birikmiş sorunlarını çözmek yerine 135 lira olan toplu sözleşme priminin 400 liraya çıkarılarak kendi gelecek ve istikballerini korumaya çalıştıklarını belirten Taşkın, 6. Dönem Toplu Sözleşme masasında memur ve emekliyi mali ve sosyal açıdan rahata kavuşturacak bir düşüncenin bulunmadığına vurgu yaptı.
2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 27 büyüme olduğunun açıklanmasına rağmen söz konusu memur ve emekli olunca tüm kapıların kapandığını ve yüzde 5’e mahkûm edildiğini söyleyen Taşkın, büyümeden refah payı verilmemesinin, memur ve emeklinin mali kaybının telafisi için seyyanen zam yapılmamasının dikkat çekici olduğunu belirtti.
Anadolu Sağlık Sen olarak, vergi oranının yüzde 15’te sabitlenmesini, vergi diliminin yukarıya çekilmesini, 3600 ek göstergenin bir an önce verilmesini, döner sermayeden vazgeçilip tek maaş sistemine geçilmesini ve enflasyon farkının her ay verilmesini istediklerini vurgulayan Taşkın, refah payı ve seyyanen zam verilmesinin kırmızı çizgileri olduğunu, memur ve memur emeklilerinin insanca yaşayabileceği bir ücretlendirme sistemine geçilmesinde ısrarlı olduklarını ifade etti. / Yusuf BAĞCI