Bu yazı başlığı şu gün ülkemizde yaşanan, TV ve gazetelere yansıyan günlük hayatımızı sosyo-pisikolojik, sosyo-ekonomik durumumuzu anlatıyor sanırım.
İnsanlar sosyal varlıklardır düşünen, gülen ve konuşan tek canlıdır ve insanların barınma – ev, üç öğün yeme ve ahretlik bir eş bulma – üreme arzusu olmak üzere üç temel dürtüsü vardır. Bu 3 dürtü insanların hayatta yaptıkları tüm işleri kapsar. Hayat bu 3 dürtü etrafında gelişir. Odak noktası bunlardır. İnsanların bunları yapması için bir işi – mesleği olması lazımdır. Maalesef eğitimsiz, iş bulmakta zorluk çeken insanlar, hayatın ta kendisi olan barınma, aş ve eş bulamamasının temeli işinin olmamasıdır.
Düzenli olarak bir gelirinin olmaması insanları psikolojik olarak sorunlu yapmakta, yiyemeyen, içemeyen, iyi giyinip iyi yaşaması mümkün olmayan kesim ülkemizin toplumsal en büyük yarasıdır. Her gün duyduğumuz izlediğimiz insanlık dışı kadın cinayetleri, anasını, babasını kesenler, ufacık bir trafik sorununu silahla çözenler, uyuşturucu satanlar – kullananlar ve bu organizasyonun çetelerinin İstanbul sokaklarındaki Harlem’lik çatışmaları, 15 milyonluk İstanbul’da 5 milyon göçmen çalan, vuran, kesenin bol olduğu bir Türkiye.
Kafkaslardan, Balkanlar’dan suç işlemek için gelen organize ekipleri de işin içine katınca başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiye sosyal, psikolojik büyük bir çöküntü içinde. Hele de İstanbul Esenyurt tam bir Harlem olmuş vaziyette.
İlimizde Çapanoğlu Büyük Camii’nde namaz kılarken katledilen ve haraç vermediği için lokantasında katledilen esnaf kardeşimiz ile ilgili iki olayı daha yazacağım. Bu olaylar şehrimizin hafızasındadır. Hele hele ilimizde bol miktarda uyuşturucu yakalanması hüsrana neden olmuş ve kötü şeylerin olacağının kanıtıdır. İlimiz – ülkemiz travma geçirmektedir. İnsanlar geçinemediği için çok sorunludur. Devlet olarak millet olarak gençlerimizi sahiplenmeliyiz. Hastalıklı bir toplum olmak Müslüman Türk milletine yakışmıyor. Saygılarımla.