Fosil yakıtlar içinde insana, sanayiye çok faydalı çevreye zarar vermeyen doğalgaz son 20 – 25 yılda hayatımıza girdi. Halk ve sanayimiz bu temiz yakıttan çok memnun kaldı. Doğalgazda durumumuz nedir onu yazacağım.
Ülkemiz yeterli enerjiye maalesef sahip değil. Var mı, yok mu? Sondaj yapılıyor mu? Bu ayrı bir konu. İnşallah vardır ve çıkartılarak ülkemizin önü açılır. “Karadeniz’den, Akdeniz’den ve ülke içinden temin edilecek doğalgaz ile petrol bu milletin makûs talihini yenecektir inşallah” diyerek doğalgaz konusuna girelim.
Ülkemiz, Rusya’dan 30 milyar metreküp, Azerbaycan’dan 12 milyar metreküp, İran’dan 10 milyar metreküp, sıvı olarak Cezayir ve başka ülkelerden doğalgaz temin etmektedir.
Doğalgaz nerelerde ve ne zaman da kullanıyor dediğimizde şu karşımıza çıkıyor. Konutlarda ısınma, sanayide ve kimyevi gübre üretiminde kullanılıyor. Sanayi ve kimyevi gübre üretiminde 12 ay 365 gün kesintisiz kullanılmakta. Evlerde ise Kasım – Nisan ayları arasında yoğun kullanılmakta Mayıs – Kasım arası ise konutlarda doğalgaz kullanımı çok azdır.
Yukarda verdiğim bilgiler sonucunda şu konular öne çıkıyor; mevcut boru hatları vasıtasıyla Rusya, Azerbaycan ve İran’dan toplam 52 milyar metreküp doğalgaz almaktayız. Doğalgaz anlaşmalarında al ve öde anlaşmaları işin en önemli maddesidir. Şimdi 52 milyar metreküp yıllık aldığımız doğalgazın ne kadarını stokluyoruz dediğimizde, 3 milyar metreküplük stoklama depolarımız mevcut. Stoklamayla ilgili büyük bir gaflet var. Şu günlerdeki doğalgaz kesintisini yaşayan meskenler ve sanayi ne kadar sıkıntılı, yaşayanlar bilir. Ülkemiz en az 30 – 35 milyar metreküp doğalgaz stoklaması yapmak zorundadır.
Kanal İstanbul yerine doğalgaz stoklama seçimini okuyucular karar versin. Yaz aylarında kullanmadığımız ve stoklamadığımız için 2,5 milyar doları boşuna ödediğimiz bir gerçektir. İyi siyaset tarih coğrafya, sosyoloji ve ekonomi bilerek ve bedelsiz olarak yapılırsa iyi siyaseti hak eder.
Zamanın ruhunu, gerçekliğini görmek anlayıp doğruyu bulmak gerekir.
Son söz; Doğalgaz stoklamak, Kanal İstanbul yapmaktan daha önemlidir. Daha önemlisi de kendi kendine yeten enerjiye sahip olmamız şarttır. “Elden gelen öğün olmaz o da vaktinde bulunmaz.” Saygılarımla.