""

Kaleminde vebali vardır… « Yeniufuk Gazetesi

25 Kasım 2024 - 17:34

Kaleminde vebali vardır…

Kaleminde vebali vardır…
Son Güncelleme :

31 Ocak 2022 - 17:44

Siyasi yargı ya da savunma.
Siyasi yerme ya da övme.
Siyasi önyargı ya da eleştiri.
Adına her ne derseniz deyin bu söylemleri eylemlere göre dillendirmek bizim işimiz.
Bazıları yazılarımı taraflı bulsada aslında hakikat hiçte öyle değil.
Bugün mevcut hükümet hakkında yazdıklarım devleti övmek ise milletin hakını koruyor olmamın adı ne?
Partizanlık yapıp hükümeti savunuyor isem milletin refahı adına yaptığım yargı politikasının amacı ne?
Hükümet üzerinde pozitif algı yaratıyorsam millet adına yaptığım eleştirilerinin maksadı ne?
Tüm bu soruların tek bir cevabı olabilir.
Etik kurallara dayalı mesleki cesaret.
Olanı olduğu gibi eksiksiz ve katkısız aktarmak mesleki ahlak ile alakalıdır.
Öte yandan haksızlıkların ve makam işgallerinin farkında olduğum da doğrudur.
Öyle ki bulunduğum pozisyonda sorunları dile getiriyorum diye sorun olarak görüldüğümü de biliyorum.
Eğer siyasi konumumu kullanacak olsaydım bulunduğum yerde zevkle kullanırdım.
Konuşacak ve anlatacak çok şey var lakin henüz zamanı değil.

Tuttuğum kalemin vebalinin bilincindeyim.
Amacım olayları ilk haliyle değil detaylarıyla bütünleştirerek servis etmek.
Çünkü bu şekilde insanın akıl ve algı mekanizması daha doğru çalışır.
Bunların muhasebesini yapmadan yazıp çizenler büyük vebal altında kalır.
Zira toplumun gözü, kulağı, dili olma görevi biz gazetecilere verilmiştir.
Ve yaptığımız iş, ip üstünde cambaz oynatmaktan daha güç.
Evet;
-Şeffaf olmak zorundayız.
-Adil olmak zorundayız.
-Dürüst olmak zorundayız.
Ama yalaka ya da yalancı olmak zorunda değiliz.
Bu nedenle yaptığımız övgüler birilerine yaranmak için değil devamı içindir.
Her zaman söylediğim gibi “taktir tekrarı getirir.”
Öte yandan bir şeylerin takdire şayan olması yanlışa kör bakacağız anlamına da gelmez.
Bir şeyler olması gerektiği gibi olmuyorsa buna da tepkimiz açık ve nettir.
Nasıl iyi olanı yazıyor isek iyi olmayanı da yazacağız.
Biz ortada ki adalet terazisini dengede tutmaya çalışırken bu durumu kendi şahsi meselemiz gibi algılayıp yorumlayanlarda var.
Örneğin:
Bu güne kadar hükümetin yanındaydı ne oldu da şimdi böyle oldu?
Acaba ne istedi de olmadı aleyhte yazmaya başladı.
Daha düne kadar şöyle diyordu şimdi böyle diyor, gibi…
Akıl sahipleri çok iyi bilirler ki;
Bir fikri ortaya koymadan önce olayların oluş ve detaylarını, başlangıcını ve sonucunu, etkisini ve yansımalarını hesaplayıp öyle harekete geçerler.
Bilgiye ulaşmaya, araştırmaya, geliştirmeye, durumu haberleştirip meydana getirme işine “emek” denir.
Bu çetin ve uzun yolculukta hiç bir şey düşünüldüğü kadar kolay olmuyor.
Bu nedenle kimse oturduğu yerden anlık yorumlar yapıp beyin kaslarını zayıflatmasın.
Mevzu milletin refahı devletin bekası ise karar almaya yönelik manevralarda mantık dilini kullanmak esastır.
Onurlu bir gazeteci olarak benim yaptığımda budur.
Bunu farklı şekilde anlayıp algılayanlar size tavsiyem boş işler yerine kendinizi geliştirmeye yönelik aktiviteleri tercih edin.
Ahlak ve vicdan bariyerimi yıkacak ne bir siyasi güç var nede bir para birimi.
Yerin üstünde yerin altı için çalışanlara selam olsun.
Saygıyla kalın

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.