Eskiden tiftik ticareti nasıl yapılırdı onu anlatarak başlayayım. Tiftik tüccarı, tiftik işçiliğini bilir ve nereden alıp nereye satacağını daha iyi bilirdi.
Tiftik tüccarı her şeyden önce güvenilir insan olacak, kuvvetli sermayesi olacak, tiftik üreticilerini tanıyacak, onlar şehre geldiklerinde (şehirde yeterli otel olmamasından dolayı) evinde misafir edecek, atına bakacak, doktora ihtiyacı varsa doktora götürecek, ölüsüne, düğününe gidecek. Hayvanlarının arpa ve samanını, kırkım zamanı kırklıkçıları temin edecek. Velhasıl kemal üreticinin emrinde olacak. Nisan’dan itibaren üreticinin yanına gidip tiftiği tartıp teslim alacak. Topladığı bu tiftikleri 120 – 130 kg’lık jüt çuvallara doldurup İstanbul’a sevk edecek. Tiftik ticareti zor iştir. Eleman, para ve işçilik ister.
Yozgat’ın tiftikleri 1927’de trenin Yerköy’e gelmesi ile tiftiklerin İstanbul’a nakli daha kolaylaşmıştır.
Çayıralan Üçevciler Köyü, meşelikler içinde 3 parça mahalleden oluşur. 1980 öncesi geçim çok kolaydı o köyde bir ananın söyledikleri hala kulağımda ayda bir bir tekeyi Sarıkaya pazarında satar 1 aylık yiyeceğimizi temin ederdik. Sonbaharda tekeleri satar altınlar, bilezikler alırdık. Anaçları hiç kesmez erkek ve yaşlı olanları sayardık. Düğün yapacağımız zaman kendi sürümüzden ve akrabalardan gelecek sene vermek üzere erkek tekeleri ödünç alır, kız oğlan everirdik. Geçim çok kolaydı köyde et hiç eksik olmazdı. Hatırlı misafirlerimize çebiş keserdik. Ama bugün it rezilliği yaşıyoruz.
Çengelli tiftik. Ankara keçisi hakkında bilgi verdim. Şimdi, Şırnak, Siirt, Mardin’in dağlık yöresinde çengelli tiftik olur. Ankara keçisinde genel olarak renk beyaz iken yukarda saydığım illerin dağlık bölgelerinde rengi siyah, kahverengi, koyu sarı renklerde çengelli tiftik cinsi keçilerimiz mevcuttur. Ankara keçisinin fitilleri ince olurken çengelli keçilerin fitilleri kalın olduğu için çengelli diye bilinir. Siirt battaniyelerindeki renkli tiftikler o keçilere aittir. Beyazlar ise İç Anadolu malıdır. Kürtlerin şalşapik elbiseleri de tiftikten üretilirdi.
Kışın kasaplarda kesilen tiftik keçilerinin derileri tuzlanır, kırkılır, ona da fitilleri kısa olduğu için deri malı denirdi. Tüyü kırkılan deriler ise kundura sanayinde kullanılırdı.
Tiftik ticareti zor iştir. Köylünün yumurtasına para yetmez. Tiftik sezonunda İstanbul Boyner firmasından avans para gelir, babam hep iş bank ile çalışırdı. Pazartesi günü gelen havaleyi banka bize Pazartesi, Çarşamba, Cuma gününde ancak öderdi. Çarşamba günleri Yerköy’de İş Bank önünde alım yapardık. Kestiğimiz müstahsil makbuzunu bankada ödetirdik. Perşembe Sungurlu’ya, cumartesi Kırıkkale’ye yüklü paralarla tiftik almaya giderdik. Bugün de İç Anadolu’da özellikle Ankara’da tiftik keçisi üreten aslen Yozgatlı, Kırım köyü Killik mezrası asıllı 3 hemşerime ve tüm tiftik keçisi yetiştiren üreticilere selam olsun. Bu tiftikleri Kütahya organize sanayi bölgesinde tesislerinde işleyip topsa yapan, hem iç piyasaya çalışan hem de ihracatçı Gülümser Yıldırım hanım efendiye şükranlarımı sunarım. Tiftik keçisi geçimdir.
“Kırmızı işlikli oğlan”
Babam Münip Nurdogdu, dedem Osman Nurdogdu’nun en son çocuğudur. Bu anıyı babamdan dinledim. Dedem alış veriş yaptığı, avans verdiği insanları zimmet defterine yazıyor her yılbaşında da bu defteri yeniliyordu. Defterin bir sayfasının “kırmızı işlikli oğlan” diye birine ayrıldığını gördüm. Ne ad, ne köy bilgisi hiçbir şey yok ve o zamanın parası ile bu adama ciddi bir avans olarak para vermiş. Ben bunu tespit ettikten sonra “Baba bu kırmızı işlikli oğlan kim?” diye zaman zaman sorsam da babam konuyu geçiştirirdi. Derken Mayıs ayı geldi. Mayıs ayında her hafta çarşamba günü willis pikabımız ile Yerköy’e gider avans verdiğiniz tiftik üreticilerin tiftiklerini teslim alırdık. Tren istasyonunun yanındaki bahçedeki kahvehane alım merkezimizdi. Öğle vakti bir at arabası 4 katır Çiçekdağı tarafından bulunduğumuz kahveye geldi. Babam beni yanına çağırdı. Hafifçe kulağımı kıvırarak “Senin kırmızı yelekli oğlan bu” dedi. Tiftik tüccarları tiftik üreticileri ile kanka olurlardı güven her şeyin başı idi.
Numanlar olarak 5 noktada tiftik keçisi yetiştirdik. Merkeze bağlı Dagboymul köyü ortakçımız Çantacının Hacı. Dagboymul köyü meşelikler arasında bir köydür, Çorum Boğazkale ile sınırdaştır. Hitit topraklarıdır.
Kahyaköy Hakkı Çavuş. Burada kömümüz vardı ve kar pek düşmezdi. Meşelik, keven dolu bir bölge ve önü Delice Irmağı’dır. Yerköy – Süleymanlı Köyü ve İnandık Köyü. Bu iki köyün arkası meşelikle doludur. Aygar Dağları’nın kışı yumuşaktır, keçi yemsiz kışı geçirirdi. Son olarak Cihanpaşa ve Baltasallar köyleri. Bu köyler de bol meşelikli köylerdir.
Yozgat’ın kuzeyindeki Kabaktepe dediğimiz bölge, özellikle Cehirlik bölgesi habitatı, bitkileri, ot dokusu ve havasının tiftik yetiştirmeye çok uygun olduğunu babam anlatırdı. “Doğudan kıl keçiyi getir 1 yıl burada yayılsın 1 yıl sonra tiftik keçisine döner. Bu da tecrübe ile sabittir.” Derdi. Yani bunları yaşamıştı. Yozgat’ın dağlarında tiftik keçisinin sevdiği hava ve ot örtüsü mevcuttur.
1914’e kadar Yozgat Merkez’e bağlı Cihanpaşa köyünde tiftik kırkımı şenliklerle başlardı. Keçiler kesilir, rakılar içilir, Yerköy, Çiçekdağı tarafından gelen kırkıcılar bu köyde mevcut keçilerin kırkımını 40 günde zor bitirirlermiş. O zamanlarda bu köyde çok keçi varmış. Bugün var mı bilmiyorum. Ama Ankara’ya inşaat işçiliğine giden çok amelesi olduğunu biliyorum.
Tiftik işçiliği titizlik isteyen bir işti. Tulup yapılır, istife çekilir, belli oranda nem verilir, 120 – 130 kg gelen jüt çuvallara basılırdı. Loş, hafif rutubetli zemin kat depolarda tiftik istife çekilirdi. Çuvallanır kamyona yüklenerek İstanbul’a sevk edilirdi.
Dedem, amcalarım ve babam, 1920’li yıllardan 40’lı yıllara kadar, çevre köyleri atlarla gezip tiftikleri toplarmış. 1940’lardan itibaren atların yerini Willis pikabımız almış. 1954’den itibaren 5600 kg taşıyan desoto kamyonumuz mevcuttu. Bu kamyon tiftik yüklü olarak Bolu Dağı’nda devrildi. Şoförümüz Bekir ağa vefat etti. 1970 yıllarda babam Münip Nurdogdu şoför İsmet Candan’a ait Thames kamyonetle yıllarca tiftik toplayıp İstanbul’a sevk etti.
Karabet Usta, Yozgat Akdağmadeni’ne bağlı Çat köyünden İstanbul’a yerleşmiş bir hemşerimizdi. Tiftik eksperiydi iyi bir insandı. Babam İstanbul’a gittiğinde muhakkak onunla birlik olurdu. Karabet Usta’yı, 1968’de babam beni de İstanbul’a götürdüğünde tanıdım. Kadıköy Şaşkın Bakkal semtinde tren yolu kenarında evi vardı. Evin bahçesinde koyunları, köpekleri vardı. “Tren sesi Yozgat’tan çıkıp, Ankara’dan İstanbul’a, yeni bir hayata başlamamın işareti. Koyunlar ve havlayan köpekleri dinlemesem uykum gelmez. Ben Yozgat Akdağ, Çat köylü bir çobanım.” derdi. Güzel insandı. Ruhu şad olsun ışıklar içinde uyusun.
Saygılar.
Bu. Yazdığınız. Yerlerde. Benim. Çocukluğum. Geçti. Dedelerimi. Rahmmetle. Anıyorum. Onların. Emaneti. Olan. Tiftik. Keçisi. Üretimine. Gücümüz. Nisbetiye. Uğraşıyoruz. Ben. Bu. İşi. Seviyorum