Uzun yıllar yurt içinde ve yurt dışında Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanında çalışmalar yapan Dursun, konuşmasına dili farklı açılardan tanımlayarak başladı ve “ana dili, yabancı dil, ikinci dil, ana dil edinimi, yabancı dil öğrenme…” gibi kavramlar üzerinde durdu.
Dilin insan ve toplum açısından önemi üzerinde açıklamalar yapan Dursun, Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminin tarihçesi ile ilgili verdiği bilgilerde, Türkçenin tarihsel süreçte, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden Cumhuriyet dönemine kadar Arapça ve Farsçanın etkisinde kaldığını vurgulayarak, bu süreçte Türkçe bilincine sahip Kaşgarlı Mahmut, Ali Şir Nevai gibi bazı Türkçeci aydınlar tarafından Türkçenin gücünü ortaya koymak kaygısı güden değerli çalışmaların yapıldığını, Karamanoğlu Mehmet Bey gibi bazı devlet adamlarının da bu duruma karşı yüksek sesli çıkışlarının olduğunu ancak bütün bu çabaların Türkçenin Arapça ve Farsça karşısında yenik düşmesini engelleyemediği gerçeğini dile getirdi.
Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyetin ilk döneminde de Türkçenin yabancı dil olarak öğretimiyle ilgili elle tutulur bir çalışmanın olmadığını belirten Dursun, bu dönemde Türkçenin yabancı dil olarak öğretimiyle ilgili kitapların yabancılar tarafından hazırlandığını, söyleyen Dursun, Bu dönemlerde Almanya’da Türkçenin Yabancı dil olarak öğretimiyle ilgili on beşe yakın kitabın hazırlandığını ifade ederek yine bu süreçte Türkçenin en kapsamlı dilbilgisinin 1920 yılında Fransız Türkolog Jean Deny, tarafından hazırlandığına dikkati çekti.
Konuşmasının son bölümünde Türkçenin Yabancı dil olarak öğretimiyle ilgili yakın tarihte ve günümüzde yapılan çalışmalara değinen Mesut DURSUN, bu konuda kısaca şu bilgileri paylaştı: “Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi alanındaki akademik temelli çalışmalar 1984 yılında Ankara Üniversitesi bünyesinde ilk TÖMER’ ( Türkçe Öğretim Merkezi) in kuruluşuyla başladı. Ankara Üniversitesi TÖMER, Türkçenin yabancı dil Olarak öğretimiyle ilgili önemli çalışmaları tek başına üstlendi. Bu çerçevede “Büyük Öğrenci Projesi” adı altında Türk Cumhuriyetlerinden Türkiye’de Yüksek öğrenim görmek amacıyla Türkiye’ye gelen soydaşlara ve dünyanın değişik ülkelerinden Türkçe öğrenmek isteyen bir çok yabancıya Türkiye Türkçesinin öğretilmesi alanında, yurt içinde ve yurt dışında önemli hizmetlerde bulundu.
Sonraları, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü gibi çatı kuruluşların kurulması ve bir çok üniversite bünyesinde TÖMER’lerin açılmasıyla Türkçenin Yabancı dil olarak öğretimi alanındaki çalışmalar yaygınlaştı. Ancak günümüze gelindiğinde aynı alanda hizmet veren bu kurumlar arasında sağlıklı bir işbirliğinin oluşturulamadığı gözlemlenmektedir.” Yusuf BAĞCI