""

DÜNDEN BUGÜNE YOZGAT’IN HİKÂYESİ – 16 « Yeniufuk Gazetesi

25 Kasım 2024 - 04:49

DÜNDEN BUGÜNE YOZGAT’IN HİKÂYESİ – 16

Osmanlı 1. Dünya harbine Alman müttefikleri ile girdi. El mecbur Almanların yanında savaşa katıldı. 9 cephede savaşmak sorunda kaldı. Savaş planlamasını da Alman genelkurmayı yaptı.

DÜNDEN BUGÜNE YOZGAT’IN HİKÂYESİ – 16
Son Güncelleme :

22 Eylül 2022 - 7:00

1919 Kurtuluş mücadelesinin başlangıcı ve Samsun’a çıkış

Osmanlı 1. Dünya harbine Alman müttefikleri ile girdi. El mecbur Almanların yanında savaşa katıldı. 9 cephede savaşmak sorunda kaldı. Savaş planlamasını da Alman genelkurmayı yaptı. Doğu ve güneydeki cepheler ve Çanakkale cephesi gerekliydi. Türk askerinin Galiçya cephesinde ne işi vardı? Atatürk Almanların bu kifayetsiz planlarını gördü. Saldırı yerine savunma amaçlı bir hat oluşturarak savaşa dahil olmamız gerektiğini söylemesine rağmen, bunu Padişaha, Enver Paşa’ya ve diğer paşalara yazılı olarak bildirmesine rağmen dikkate alınmadı. İngilizler ve Fransızların yoğun saldırısı sonucu güney cephemiz çöktü.

Kudüs, Halep, Şam Beyrut, Bağdat kaybedildi. Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı askerlerini ve cephaneliği Toroslara taşımaya muvaffak oldu. Cephaneliği Türkmen köylülere dağıtarak “Toroslarda ışığı yanan bir çadır varsa hala umut var demektir” sözünü söyledi. İstanbul’a döndüğünde düşman gemilerinin İstanbul Boğazında olduğunu gördü. 1915’de engellediği düşman donanması İstanbul’a demirlediğini gördü. Mondros Mütarekesi ile birlikte tüm asker ve donanma dağıtıldı. Yalnız ulusların 1917’deki ekim devrimi ile birlikte 1. Dünya savaşından çekilmesi ve Osmanlıyı parçalamak ile ilgili planları Lenin’in açıklamasıyla birlikte, dünya siyaseti farklı bir seyre evrildi. İngilizler, fransa italya bir cephede, daha önce bu cephede olan rusya, Türkiye ile birlikte hareket etmeye başladı. Ortak düşman emperyalizmdi.  Almanlar yenildiği için savaş dışı kalmıştı. Böyle bir ortamda Osmanlı içindeki yurtseverler Mondoros Mütarekesi ile lağvedilen ordunun eratı dağıtıldı. Bir tek doğuda kazım Karabekir komutasındaki doğu ordusu kaldı. Amasya’da merkez ordusu, Konya’da ve Ankara’da iç güvenliği sağlamak üzere jandarma birlikleri kaldı. Doğuda hala Ermeniler, doğu ordusu ile çatışma halindeydi. Bir sürü yerde Müslüman ahaliye büyük zulümler yaptılar.

15 Mayıs 1919’da İngiliz Fransız ve Amerika destekli Yunan ordusu İzmir’e çıktı ve işgale başladı. Yunan ordusunun silah ve motorize araçlarını İngilizler verdi. ABD donanması bu teçhizatları İzmir’e taşıdı.  Dolayısıyla Anadolu’da tam bir kargaşa hakimdi. Karadeniz’de Pontuslar, Anadolu’nun her yerinde çeteler, düzeni alt üst etmekteydi. Atatürk bu ortamda Samsun’a genel bir müfettiş olarak çıktı. Bu organizasyonun devleti içindeki milli unsurlar ve TEŞKİLATI MAHSUSA organize etmiştir. Atatürk Samsun’a çıktığında hemen Havza’ya geçti. Burada SSCB’den gelen askeri heyet ile buluştu. İkinci buluştuğu insan ise Karadeniz’de Müslüman Türk ahaliyi Hristiyan çetelere karşı koruyan Giresunlu Topal Osman Ağa oldu. Ruslardan silah ve para sözü aldıktan sonra Giresunlu Topal Osman Ağa’ya da bu çeteleri yok etmesi talimatını verdi.

Amasya’daki ilk bildiri Türk Milleti’nin “Biz varız, bu vatan bizimdir” haykırışıdır. İngiliz komutanlığı Mustafa Kemal Atatürk daha Bandırma vapurundan inmeden tutuklama kararı verilmişti. Komutan 200 askerine güvenerek, Atatürk ile gelen 18 kişiyi tutuklayabileceğini düşünerek gemiye çıkıyor. Gemi güvertesinden askerlerine baktığında şu manzara ile karşılaşıyor. Dağınık vaziyette duran 200 askerin hem sağında hem solunda izbandut gibi 500’ün üzerinde Teşkilatı Mahsusacıyı görüyor. Bunların çoğu da Trabzon’dan gelmişlerdir. Atatürk’ün Samsun’a çıkışı, Osmanlı içerisindeki milli unsurların sayesinde olmuştur. Daha sonra gerçekleşen Erzurum ve Sivas kongreleri ile Ankara’da Millet Meclisi’nin açılması Osmanlıdaki milli unsurların eseridir ancak önder Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Ankara’nın başkent seçilmesi şu sebepledir. Orta Anadolu’da tek tren hattı olan, İstanbul’a, İzmir’e, ve Adana’ya ulaşma imkanı olan tek ildir. Akdeniz’den 450 km, Karadeniz’den 350 km ve Egeden 800 km içerde güvenli bir ortamdır. İttihat ve Terakki Partisi’nin Anadolu’da en güçlü ve en iyi organize olduğu ildi. Kurtuluş Savaşı’nda Rusların silah, para yardımı ve Hindistan, Afganistan ve Pakistan Müslümanlarının maddi yardımları çok faydalı olmuştur.

Rusların verdiği silahlar İnebolu’dan Ankara’ya kağnılarla taşınmıştır. O dönemde İnebolu-Ankara kağnı seferi 50 Lira bedelle yapılıyordu. Bu maddi destek olmadan köylü oturduğu yerden kalkmazdı. Ve İnönü’nün topçu olması, doğu cephesinde Ruslarla yapılan anlaşmalar, Ermeni meselesinin Ruslar tarafından bir şekilde halledilmesi sonucu Doğu Cephesi rahatladı. Burada bulunan Krup Marka Alman topları, batı cephesine kaydırıldı. Kurtuluş savaşı bir yerde topçu birliklerinin savaşıydı. Toplarla önce cepheler yumuşatılıyor, ardından atlı süvariler devreye giriyor ve ardından piyadeler son noktayı koyuyordu. Kurtuluş savaşının hazırlığının uzun bir süre almasının sebebi, lojistik desteğin çok eksik olması, onların tedariki çok büyük zaman ve para kaybına sebep olmuştur. Yunanla karşılaştığımız ilk savaşta İsmet İnönü ancak 10 bin asker toplayabilmişti. Maalesef bu askerlerin %46’sı 4 bin 600 kişi silahları ile birlikte firar etti. Atatürk bunun üzerine 2 yasa talep etti. 1- Asker kaçaklarına idam cezası verilmesi 2- Tekalifi Milliye yani ordu savunması için gereken her türlü mala, bedeli ödenmek üzere devlet tarafından el konulması. Kurtuluş savaşı sırasında iç isyanlar da söz konusuydu. Marmara’da Anzavur isyanı, Düzce-Bolu isyanları, Konya Delibaş isyanı, Yozgat’ta da Çapanoğlu isyanı olmuştur. (Sürecek)

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.