""

PARA BİTTİ HAYAT PAYDOS… « Yeniufuk Gazetesi

25 Kasım 2024 - 15:27

PARA BİTTİ HAYAT PAYDOS…

Bende çok isterim şöyle havadan sudan şeylerden bahsetmeyi lakin durumlar öyle şeyler için hiç müsait değil.

PARA BİTTİ HAYAT PAYDOS…
Son Güncelleme :

15 Ocak 2023 - 15:41

Bende çok isterim şöyle havadan sudan şeylerden bahsetmeyi lakin durumlar öyle şeyler için hiç müsait değil.

Maalesef mevzumuz yine enflasyon yine ekonomik kriz.

Bir yandan maaşlara zam diğer yandan etiketlere zam derken saçma sapan bir durumun içinde mahsur kaldık.

Henüz ne olduğumuzu neler yaşadığımızı tam olarak anlayamasak da suçlunun kim olduğunu iyi biliyoruz.

Her zaman her yerde her sorunun tek sahibi “DEVLET’dir.”

Elbette ki bu durum sırf bizim ülkemiz için geçerli değil.

Dünyanın pek çok yerinde bu böyle.

Bir ülkede bir şeyler olumsuz gidiyor ise o durumun tek müsebbibi daima devlet olmuştur.

Ancak bu defa elimizde esaslı bir bahanemiz var!

“PANDEMİ.”

Evet zorlu bir süreçti.

Geldi geçti demek hoş olurdu ama deldi geçti galiba.

Son yıllarda tüm dünyayı etkisi altına alan Pandemi döneminin etkisi hala sürmekte.

Nasıl biyolojik olarak toparlanamadık isek ekonomik olarak da toparlanamadık.

Hükümetin uyguladığı yöntemlerin ne denli işe yaradığı hakkındaki yorumları sizlere bırakıyorum.

Yaklaşan seçimler ile birlikte her şeyin değişeceğini zannedenler için umut vaat eden cümleler kurmayı çok isterdim ama o sözler için henüz erken.

Şu an sadece söyleyebileceğim tek şey cumhurbaşkanı kim seçilir ise seçilsin; Düzeni sağlamak için elinde sihirli bir değnek ile gelmeyecek.

Son yirmi yıl değil cumhuriyet tarihinden bu yana ülke için yanlış olan yanlış uygulanan her ne varsa onları düzeltmeye sihirli değnek bile yetmez. O yüzden esaslı bir güce ve esaslı bir donanıma ihtiyacımız var.

Bir ülkede refah var ise huzur vardır. Refahın olduğu yerde eşitlik vardır, kardeşlik vardır, hayat vardır.

Huzurun, eşitsizliğin, kardeşliğin olmadığı bir yerde hayat durur.

Günümüzde bu değerlerin eksildiğini hissetmemek mümkün değil. Çünkü artık önceliğimiz insan değil, para! Parasız hayatın benzinsiz araba gibi olduğu şu dönemde paranız yoksa hayatınızda yok demektir.

Ne kadar paranız varsa o kadar yaşarsınız.

Ne kadar yaşarsanız o kadar insansınız.

 

USTA DEĞİŞTİRMEKLE MAKİNE DÜZELMEZ…

Paramız az borcumuz çok.

Gelirimiz yok giderimiz çok.

Yama küçük yırtık büyük.

Aklımız eriyor gücümüz yetmiyor.

Maaşlar cüzdana girmeden bankada eriyiveriyor.

Hal böyle olunca da güzel şeylerden bahsetmek namümkün. Sorunlar baki olunca ne yapsam konuyu değiştiremiyorum.

Yaklaşan ev kirasını, aylık faturaları, okul servis ücretini, kredi ve kredi kartı ödemelerini düşündükçe bir türlü hava-su moduna geçemiyorum.

Çivisi çıkmış pahalılığa bağışıklık kazanamayan vatandaşın derdi de üç aşağı beş yukarı aynı.

Aslında içinde bulunduğumuz durum malumun ilanı gibi oldu ama biz yine de afallıyoruz.

Gücümüz kimseye yetmediği için başlıyoruz iktidara saydırmaya.

Bu gibi zamanlarda vatandaşın o altın repliği yok mu beni benden alıyor.

“Ne yaptıysa bunlar yaptı.”

Tabi bundan önce şahaneydik çünkü. (Hoş şahane olanlara da sahip çıkamadık oda ayrı konu.) İsim vermeden iktidarı suçlayan vatandaşa da şaşırmamak mümkün değil.

Yahu bu iktidar yirmi yıl aralıksız tek başına mı iktidar oldu? Bugün aşağıya çekmek istediğin parti senin oy verdiğin parti. Her şey yolunda giderken iyiydi de şimdi mi kötü oldu?

Yönetim biçiminde inişlerin çıkışların olması olağanken.

Arkasında durduğunuz iktidarın karşında olmanız gayet anormal.

Evet ülkede sorunlar var.

Hem de ciddi sorunlar var.

Ayrıca bu sorunlar sadece ekonomikte değil.

Her yerden sallanıyoruz farkında değiliz.

Gidişata bakılırsa ülkece hepimizin suyu ısınıyor.

Bir gün hepimiz bir yerden patlayacağız ama durun bakalım ne zaman.

Freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı giderken el frenini çekmek son çare olabilir.

Ancak bozuk makinenin düzelmesi için ustayı değiştirmek hiç akıllıca değil.

Sorunu tespit etmeden çözüme ulaşmanın mümkün olmadığı gibi.

Önce sistem değişecek sonra adil düzen.

 

DURUMDAN VAZİYET…

Oysaki güzel günler vaat edilmişti bize!

Büyüyecek, güçlenecek, yükselecektik.

İnsanlığımızı unutturacak sıkıntılarımız olmayacaktı.

Biz hep yan yana, can cana, omuz omuza olacaktık.

Hayat bütün çirkinliklerini cömertçe ikram ederken hayır demeyi bilecektik.

Peki ne oldu dersiniz?

Olmadı.

Başaramadık.

Kötü olmak kolaydı, iyi olmayı beceremedik.

Kendimize güzel bir dünya kurmak varken.

Biz olanı da yok ettik.

Korkarım maddiyat en çok maneviyatımıza zarar verdi.

Şükretmeyi, sabretmeyi, paylaşmayı unuttuk.

Ne ekonomik krizmiş arkadaş?

Selam vermeye korkar olduk.

Millette bir borç isteyecek algısı oluştu.

Yok, demenin mahcubiyetini daha istemeden yaşıyoruz.

Dediğim gibi bizler yabancı değiliz bu dar boğaz durumlarına.

Memleket olarak her şeyi ucu ucuna kıtı kıtına yetiştirmeye alışkınız.

Lakin bu yeni nesil öyle değil.

Ne yoktan anlıyorlar nede hayırdan.

İstemenin dışında başka bir eylemleri yok.

İçinde yaşadıkları hayat bizimkinden tamamen bağımsız.

Nerden alırız, nasıl yaparız umurlarında değil.

Söylediklerini ise yapsanız bir türlü yapmasanız başka türlü.

Olayın daha vahim olan yanı ise bu duruma sebebiyet verenlerin ebeveynler olduğu.

Bir yaşıma daha girdim.

Tüketim çılgınlığının müsebbibi biz miyiz yani?

Teknolojiyi ticaret kanalı yapanlar masum.

Özenti reklamlar ile gençleri ateşleyenler masum.

Gösteriş meraklısı olanlar masum.

Biz suçluyuz öyle mi?

Allah’ın herkese akıl fikir vermesi dileğiyle

Saygıyla kalın

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.