Bugün 24 Temmuz.
Biz basın mensupları için 10 Ocak gibi 24 Temmuz günleri de önemli özel günlerdir. Dolayısı ile 24 Temmuz 1908 tarihi basından sansürün kaldırıldığı tarihtir.
Bu tarihte gazeteler ilk kez sansürsüz olarak yayınlanmaya başlamıştır.
Günümüzde ise basın, çağdaş ve demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri olmuş, toplumun gerçekleri öğrenmesinde önemli rol oynayan, toplumdan gelen istekleri yansıtarak kamuoyu oluşturulmasına aracılık yapan, bireylerin haber alma hakkını sağlayan en etkili araçtır.
Gerek ülkemizin gerekse Yozgat’ın her alanda hedeflenen başarıya ulaşmasında ve bu başarının ülkemiz ve ilimiz ekonomisine olumlu yönde yansımasına, basın camiasının haberciliği büyük katkı sağlamaktadır.
Böylesine önemli bir görevi yerine getirmek için özveri ile çalışan, yerelden ulusala, meslektaşlarımın ‘24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutluyor, sağlık, başarı ve esenlikler dilerken, ahirete irtihal eden meslektaşlarıma rahmet diliyorum.
24 Temmuz Basın Bayramı veya Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü, bir dünya günü değil Türkiye’nin bir özel günü. Peki neden bu tarih seçilmiş? Çünkü 24 Temmuz tarihi, Osmanlı döneminde gazetecilere uygulanan sansürün kaldırıldığı tarih.
Burada akla ikinci bir soru gelmektedir.
Şöyle ki;
Osmanlı döneminde var olan o sansür o zaman kaldırıldı da daha sonra uygulanmadı mı, baskı ve yönlendirme devam etmedi mi?
Tabi ki etti ama gazetecilik mesleği de devam etti.
Yani demem o ki;
Baskı ve sansür uygulayanların değil üreten ve halka haber ulaştıranların kalıcı olacağıdır.
Bu durum her zaman böyle olmuştur.
Tarihin hangi noktasına bakarsanız bakın sayısız örnekle doludur.
Günümüz şartlarında ülkemizde yaşanan ekonomik sıkıntılara baktığımızda, bu sıkıntılardan üzülerek belirtmek isterim ki camiamız da olumsuz şekilde etkilenmiş / etkilenmeye devam etmektedir.
Mesela hükümet tarafından uygulanmaya konulan ekonomik tedbirleri.
Kamu kurumu yöneticileri bu alanda çalışmaya başlarken, ilk uygulamaları gazetelerin alındığı kalemleri iptal etmek olmuştur.
Devamında abonelikler dahil ilan ve reklamların yayımlanmasını kesmekle süreç devam etmektedir.
Öte yandan kamu kurum ve kuruluşlarını takip ettiğim ve gözlemlediğim kadarıyla ilginç olan, diğer kalemlerde en ufak bir tasarruf tedbiri uygulanmıyor olmasıdır.