Geçtiğimiz günlerde basın ile bir araya gelen Celal Köse’nin heyecanını görünce
John Gardner’ın şu sözü geldi aklıma.
“Heyecan ile kaynayan adamı severim.
Heyecanlı bir adam olmak, çamur gibi hissiz ve şuursuz bir adam olmaktan iyidir.”
Bence de bir insan heyecanını yitirmediği müddetçe daha yapacağı çok iş vardır.
Demek ki Sayın Başkanın damarların da hala  “Durmak Yok Yola Devam” ilkesi dolaşmaya devam ediyor.
Çamlık Restoranda yapılan basın toplantısı samimi bir ortamda sohbet havasında geçer iken Başkan Köse, yine mütevazılığından ödün vermedi.
Yapılan hizmetler görev bilinci ile yapıldığı için o konuları doğallaştırarak, memleketimizin ve halkımızın huzurunu ise vurgulayarak ele aldı.
Seçimin bir süreç olduğuna dikkat çeken Köse, baki olanın dostluk ve hemşehrilik olduğunu ve bu değerlerin rekabet konusu olamaması gerektiği mesajını verdi.
Her defasında siyasi bir kaygısının olmadığını dile getiren başkan, her şey halkımız için ve her şey Yozgat’ımız için sözlerini yineledi.
Göreve geldiği ilk günden itibaren durmak nedir bilmeyen Celal Köse’nin kusursuz olduğunu da söyleyemeyiz.
Elbette onun da halk nazarında eleştirilen yönleri var.
Mesela işe güce dalıp ilgi sahiplerini ihmal etmek gibi.
Vatandaşın rahatı için uğraşırken maalesef onlar ile sık, sık bir araya gelemedi.
Onun için hayalet başkan diyenler bile oldu.
Kim ne derse desin herkesin fikrine saygımız var diyen Köse, laf üretmek için değil iş üretmek için varız ilksinden hiç şaşmadı.
Bırakın makamın da geniş, geniş misafir ağırlamayı masasında oturup çalışmaya bile fırsatı olmadı.
Çünkü sorunlar masada çözülecek kadar basit değildi.
Sahaya inmek, yollara düşmek ve sorunları yerinde görüp çözmek gerekiyordu.
Şikayet etmek yerine mücadele etmeyi, mazeret üretmek yerine akıl yürütmeyi tercih eden başkan dört yılda ömürlük yatırımlara imza attı.
Oysaki teslim aldığı belediyenin eksilerini, borçlarını ve sorunlarını deşifre etmek onun için daha kolaydı.
Ve bunu yaptığı içinde kimse onu suçlayamazdı.
Ancak başkan Köse, bu konularda ne kendisi konuştu nede başkalarını konuşturdu.
Sağır kaplumbağa misali kulaklarını dışarıdan gelen seslere tıkadı ve işine odaklandı.
Tabi o bunları yaparken meydanı boş bulanlar da boş durmadılar.
Onlara verilecek en iyi cevap Başkan Köse’nin şu sözleri oldu;
Halkın vicdan terazisi asla şaşmaz!

HAYALET BAŞKAN GÖRÜNDÜ…
Herkesin nerede bu başkan dediği kişi idi Celal Başkan.
Varlığı biliniyordu ama hiç kimse onu görmüyordu.
Belki de görmek istemiyorlardı.
Umarım onlarca hizmetten sonra başkanın nerede olduğunu öğrenmişlerdir.
Belediye Başkanlığı hizmetçilik makamıdır.
Bu makama talip olanlar fedakarlığa da talip olurlar.
Çünkü;
Başkanlar uyumaz,
Başkanlar acıkmaz,
Başkanlar yorulmaz.
Makamda koltuk gibi görünen o ateş parçası hakikati bilenler için yangın yeridir.
Makam” demek “Vebal” demektir.
Bunun bilincinde olanlar makamın oturma yeri değil çalışma yeri olduğunu çok iyi bilirler.
O nedenle hiç durmadan çalışırlar, çalışırlar ve hep çalışırlar.
Çalışmayan başkana ulaşmak kolaydır.
Celal Başkan’a ise makamında ulaşmak oldukça zordur.
Özel kaleme gidip başkanı sorduğunuzda size;
Ankara’da
Sahada,
Toplantıda,
 Görüşmede,
Deprem Bölgesinde gibi yanıtlar verilir.
Evet görev süresince halk için çalıştı ama halkın içinde olmaya pek zamanı olmadı.
Esnafını önemsedi ama onlar ile oturup çay içemedi.
Çarşıyı, pazarı düzenledi ama alışveriş yapıp gezemedi.
Caddeyi, sokağı yaptı ama çıkıp keyif ile dolaşamadı.
Çocuklara park yaptı ama onlar ile oynayamadı.
Gençlere etkinlik alanları sundu ama onlara katılamadı.
Makama geldi ama makama getirenler ile oturup sohbet edemedi.
Kısacası vatandaşlarımıza gerekli olan zamanı ayıramadı.
Çünkü bütün bunları yapmaya zaman kalmıyordu.
Çünkü yapılacak çok iş vardı ve başkan o işlerin peşindeydi.
Eminim yeni dönemde bunların hepsi ziyadesi ile telafi edecek.
Vakit artık ektiğini biçme vaktidir.
Celal başkan ağaçlarını dikti.
Sıra meyvelerini toplamakta.
Emeğe saygı duymamız dileğiyle
Saygıyla Kalın