Gündem Filistin. Terör devleti İsrail’in Filistin-Gazze’de bir buçuk aydır sürdürdüğü mezalim 7’den 70’e herkesin içini kanatıyor. Bu konuda daha önce de kaleme aldığım yazılarla durumu değerlendirmeye çalıştım. Herkes zalime karşı bir şeyler yapmak isterken, en etkili yöntemlerden birisinin İsrail ürünlerine boykot olduğu ifade ediliyor.
Meydanlarda hergün boykot amaçlı tepkiler devam etmektedir. Daha dün bir grup gençlik cumhuriyet meydanında elerinde pankartlarla İsrail’in acımazsız tavrını boykot etti. Bu konuda sosyal medyadan yapılan yorumlar, atılan mesajlar çığ gibi büyümektedir.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Televizyon Sunucusu Bekir Develi, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir programda kalıcı, etkin, gerçek bir boykot bilinci için şöyle dedi:
“Bizim birinci açmazımız şuur. Kimya mühendisliği bölümünde okuyan arkadaşım, ‘Benim cihadım ne?’ diye merak ediyorsa onun cihadı; İsrail menşeili deterjanlardan daha iyisini üretmektir.”
Develi’nin sözlerinden çıkardığım sonuç; herkes işini iyi yaparsa, diğer ülkelerin ürünlerinden daha iyisini üretirse, yerli ve milli sanayi olabildiğince güçlenirse içeride, dışarıda her alanda daha fazla söz sahibi olabileceğiz.
Üretim meselesini her zaman önemsediğimi bu köşeden çok defa anlattım. Bu konun üzerinde ısrarla durmamın sebebi ülke olarak, üretim toplumundan tüketim toplumuna hızla geçiş hastalığını bir türlü terk edemeyişimizdendir.
Eğitimden başlayıp, teknolojide söz sahibi olmalıyız. Tarım ve hayvancılık alanlarında ata tohumlarını çoğaltıp, sağlıklı ürünleri üreterek, sağlıklı nesillerin yetişmesini sağlamalıyız. Başkaca alanlarda ne kadar çok üretim yaparsak, dünyada o kadar söz sahibi bir ülke oluruz.
O zaman daha az ürün ithal ederiz, daha çok ürün ihracatı yapan bir ülke haline geliriz.
Bu konuda en önemli görev Üniversiteler başta olmak üzere İşadamları ve iş insanlarına düşmektedir. Sivil toplum kuruluşları projelerle taşın altına elini koymak durumundadır.
Devlet uzunca bir süredir gerek meslek liselerini gerekse meslek yüksek okullarını önemsiyor, destekler veriyor. Öğrencileri teşvik eden uygulamaları devreye alıyor. Çünkü ülkemiz için hayati önemi olan sanayide yerli ve milli üretim için ara eleman ihtiyacının karşılanması gerekiyor.
Sonuç olarak, bugün boykot ettiğimiz içecek maddeleri ya da temizlik ürünleri gibi ihtiyaçlarımızı bir zaman sonra yine almak zorunda kalacağız. Fakat üretimde söz sahibi bir ülke haline geldiğimizde böyle bir durumla karşı karşıya kalmayacağımız garantidir.