Yozgat’ın bundan gayrı daha fazla gelişme şansının pek mümkün olmadığını maalesef üzülerek söylemeliyim…
Benim gibi düşünen çok insan olduğunu bilmekle birlikte aynı yönde düşünmeyenler de olduğunu tahmin edebiliyorum. Bu sebepten yaptığım tespiti güçlendirmek adına birkaç noktaya dikkat çekeceğim.
Şöyle ki, etrafımıza baktığımızda Yozgat’tan sonra İl olan birçok şehir bugün Yozgat’ı fersah fersah geçtiğini görüyoruz.
Zenginlik adına konuşacak olursak bugün Yozgat’ta 40 bin araç bulunuyor. Ancak bu araçları koyacak Yozgat’ta kapalı bir otopark var mı? Bu konuda henüz yeni başladı çalışmalar.
Yine bu kadar aracın bulunduğu Yozgat’ta elle tutulur otomobil servisleri Var mı? Vatandaş aracının bakım ve onarımını yaptırmak ya da arızasını gidermek için Çorum, Kayseri ya da Kırşehir’i tercih etmek durumunda kalıyor.
Sağlık alanında da aynı sorunlarla karşı karşıya değil miyiz? Hâlbuki gelişmiş İllerde bu gibi sorunlar asla olmamalıdır. Dolayısıyla “Yozgat gelişiyor, kalkındı, bundan sonra da kalkınmaya devam edecek” diyenlere anlatacak o kadar çok konu var ki, yazmakla tükenecek gibi değil.
Bu bakımdan gençlerle yaptığımız sohbetlerin birçoğunda söz bize düştüğünde konuyu eğitime getirip, ne pahasına olursa olsun okumaktan başka çarelerinin olmadığını söylemişimdir.
Bu konu takip ettiğim kadarıyla dün olduğu gibi bugünde ilimizde görev yapan bürokratların öncelikleri arasında yer almaktadır.
Bu anlamda dönemin Valisi Abdulkadir Yazıcı, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nü ziyarete gittiğinde Yozgat eğitimine yön veren isimlerle yapılan toplantıda şöyle demiş: “Eğitim kadromuzun en uç ve en önemli kesimi öğretmenlerden oluşuyor. Halkımızın gözünden sakındığı sevgili evlatlarını öğretmenlerine teslim ettiğini düşünürsek, öğretmenliğin ise bu yönüyle, bu haliyle toplumun dizaynında en önemli etken olduğu ortadadır.”
Bu bağlamda İlimizin en kalabalık kamu görevlisi gurubunu Milli Eğitimin oluşturduğunu, üniversite ve müftülük kadrolarındaki eğitimcileri saymaz isek 6 bin’i aşkın eğitimcinin Yozgat geneline dağıldığını unutmamak lazım.
Yalnız eğitim alanın da farkında olmadığımız bir başka sıkıntısı söz konusu! Yaşı bugün kırkın üzerinde olan hemen herkes çok iyi hatırlar, eskiden Yozgat’a tayin edilen bir öğretmen en az beş yıl bulunduğu okulda görevini kesintisiz olarak devam ettirirdi.
Yani bugünkü gibi sene başında eğitim başlarken gelip, yılsonunda eşyalarını toplayıp gitmezdiler.
Dolayısıyla bugün bir taraftan satranç taşı gibi oynanan eğitim sisteminde görev alan öğretmenlerinde atandıkları illerde kısa süre ile kalmaları öğrenciler için ciddi sıkıntıdır.
Bugün ortaöğretime adım atan bir öğrenci ilköğretimden geçerken, birden fazla öğretmenden ders almak durumunda kalmaktadır.
Ancak her ne olursa olsun bizim çocuklarımız tüm engel veya sorunlara rağmen okumaları gerektiğini bilmeleri lazım, hiç olmazsa kendilerini kurtarmaları için eğitimde başarılı olması şarttır.
Eğitim konusu en son 10 Kasım törenlerinde de Vali Kemal Yurtnaç tarafından gündeme getirildi.
Yozgat’ta ne pahasına olursa olsun eğitim kalitesinin yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Sayın Yurtnaç, bu konuda gerekli bütün çalışmaların yapılacağını söyledi.
Sonuç olarak Yozgat’ın her yıl çok sayıda verdiği göçü dikkate aldığımızda, eğitim sorunu başta olmak kaydıyla söze başlarken bahsettiğim sorunların da çözümü sağlanması şarttır. Yozgat’ta bu sorunlar çözülmeden bu kentin geliştiğini ve kalkındığını söylemek bir bakıma kendimizi kandırmaktan öteye gitmez.
- Kızamık ve tetanos aşılarının bozuk çıktığı iddiası üzerine harekete geçen ancak hatanın nerede ya da kimde olduğunu bulamayan Kurum!
- Kırıkkale galibiyetinden sonra gelinen noktayı daha mütevazı bir şekilde yorumlayan spor adamı!
- Meslek Liselerinden mezun olan öğrencilerin üniversiteye yerleştiklerinde de başarılı olacağını anlatan Müdür!