Atasözlerini, kısa kısa halk deyişlerini çok severim ve kullanırım. Sayfalar dolusu anlatımları tek cümlede daha anlaşılır hale getirirler.
İnsan ihtiyaçlarını kamuya, çevreye zarar vermeksizin karşılayan kuruma siyaset, bu işi yapana da siyasetçi denir. İyi bir siyasetçinin görevi çok çalışarak ve mevcut imkânları iyi planlayarak halka hizmettir. İyi ve yararlı bir siyasetin yolu ise tarih, coğrafya, sosyoloji ve ekonomi bilmekten geçer. Bu 4 temeli bilmeyen doğru tercihler yapamaz, siyaseten önderlik edemez. “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan” olur.
Türkiye Cumhuriyeti ile Sudan Devleti arasında yapılan ve kamuoyu tarafından bilinmeyen bir anlaşma. Sudan’da tarım yapmak için Türkiye Cumhuriyeti devleti bu konuda çok döviz kaybetti. İnsanlarımız bilir hesapsız, plansız işin sonu zarardır ve hatayı yapan bireysel olarak bedelini öder. Ya basiretsizce devlet yönetenlerin zararını kim öder? Tabi ki halk, millet, vatan, milyonlar öder.
AKP – Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz yıllarda Sudanlı diktatör Ömer El Beşir’le yaptığı anlaşmada, Sudan’da tarım yapmak için 99 yıllığına büyük bir alan kiralamıştı. Bugün geldiğimiz noktada Sudan’da gerçekleşen darbe ile başa yeni gelen generaller, ikili tarım anlaşmalarının tamamını iptal etmiş ve yıllardır verdiğimiz paralar boşa gitmiştir.
Evet, Türkiye, “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştur”. Bu fakir milletin hesabı belli olmayan dövizleri uçtu gitti.
Ben şunu sormak istiyorum;
Bu ülkede ekilmeyen binlerce hektar tarım arazisi varken Sudan’da para ve itibar kaybetmenin ne âlemi vardı?
Niçin bu yanlışı yaptınız ey AKP – Recep Tayyip Erdoğan?
Tarihi, coğrafyayı, sosyolojiyi ve ekonomiyi bilmeyenler hesapsız plansız ülke kaynaklarını tüketiyorlar. Yazık bu millete, vatana. Önemli olan 785 bin km2’de insanımızı beslemektir. Bu ülke akılla 250 milyonu da besler. Deve g.tü yağlamayı bırakın. Anadolu’da sulu tarıma, milli gübre konusuna kafa yorun.