Baştan söyleyelim: Yozgat’taki Çapanoğlu isyanının sorumlusu Çapanoğulları değildir. Gazeteci – Yazar Taha Akyol’un büyük amcası (dedesinin kardeşi) Yozgat Müftüsü Müftü Hulusi Efendi’dir.
Bu şahıs Çerkez orijinli olup 1860’lı yıllarda Çerkez göçüyle birlikte Çapanoğlu tarafından Yozgat’a yerleştirilmiştir. Lakaplarına da Çerkez Bekirler denir. Atatürk Ankara’da Meclis’i kurduğunda vilayetlerden milletvekili seçimini ilin mutasarrıfı, defterdarı ve müftülere danışarak yapardı. İlde öne çıkmış hayır elli vatanseverlerin tespitini talep etmiştir. Bununla ilgili her vilayette komiteler oluşturulmuştur. Müftü Hulusi Efendi’de milletvekili tespit edecek komitenin üyesidir. Ancak bu komiteye Çapanlardan hiç kimse alınmaz. Bir Cuma namazı çıkışı Çapanların ileri gelenleriyle Müftü Hulusi karşı karşıya gelir ve birbirlerine çok ağır hakaretler ederler.
Bundan sonra anlatacaklarımın canlı şahidi; 1965 yılında anneme ve kardeşlerime anlatan kişi Abdiağaların Mahmutun Eşi Memnune hanımdır. O zamanlar 90 yaşın üzerinde, Çapanoğlu isyanını yaşamış ve öncesinde yaşanan olaylara hakim bir insandı. O zamanları şöyle anlatırdı;
“Müftü Hulusi ilk meclise Yozgat mebusu olarak girmek istiyordu. Bunun için de ‘polim’ler yapıyordu. Atatürk’e gidip “Çapanoğlu 10 bin süvari ile Ankara’yı basacak” dedikten sonra Çapanoğulllarına dönerek “Atatürk Çerkez Ethem’i Yozgat’a gönderecek ve sülalenizi kazıyacak” diyordu. Kargaşanın güven ortamının kaybolduğu bir zamanda herkes herkesten şüphelenmekteydi. İhbarcılık had safhadaydı. Özellikle Aynalı Kahve’de istihbarat mektupları yazarak geçimini sağlayan Hoca Şahab Efendi, kendisine para verildiği zaman herkesi ihbar edecek bir ruh halindeydi. Derken Çapanoğulları, Çekerek Deveci Dağındaki Kürt Mehmet süvarileri, Çerkez süvarileri ve Akdağmadeni bölgesindeki Postacı Nazım’a ait süvariler ile birlikte Yozgat’ı işgal etti. İlk iş olarak Büyük Cami’den yeşil sancağı indirdi. Ziraat Bankası’na gidip banka müdürüne silah zoruyla 50 bin liralık bir senet vererek, parayı kendi hesaplarına geçirip 5 bin lirasını nakit olarak aldılar. 45 bin lira bankada hesaplarında kaldı. Atatürk bunun üzerine isyanı bastırması için Kuvvayi Seyyare Komutanı Çerkez Ethem’i Yozgat’a gönderdi. (Çerkez Ethem teşkilatı Mahsusa’da yetişmiş, Afganistan, Azebaycan ve İran’da birçok operasyon yapmış, Yunanın 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkmasıyla birlikte Ege dağlarında, Salihli merkezli çete komutanıdır.) Çerkez Ethem kuvvetleriyle birlikte Yozgat’a geldiğinde, ufak bir birliği Sarıhacılı boğazında konuşlandırdı. Nohutlu tepesi üzerinden şehre doğru patlayan sahra toplarını (toplar boş patlatılıyordu) kardeşi yönetiyordu. Kendisi de Çamlık içinden şehre girdi. Şehri üç yanından kuşatan Çerkez Ethem, Esentepe tarafını boş bırakarak isyancıların kaçabileceği bir boşluk bırakmıştı. İsyancılar da süvarilerin yoğun çatışması sonucu dağılarak Esentepe mevkiinden Arapseyfi tarafına kaçtılar. Çerkez Ethem daha önce Yozgat’ta hainlik yapanların hepsinin isimlerini biliyordu. Çünkü listeler çok önce kendisine ulaşmıştı. Suçlular kadar suçsuzlar da “MAHKEMESİ ALACA DÖNÜŞÜ YAPILMAK ÜZERE İDAMINA” karar verilerek çok sayıda isyancıyı Saat Kulesinden Lise Caddesi’ne astırdı. Çerkez Ethem Yozgat’ta kaldığı bir hafta boyunca Rumların, Katolik ve Protestan Ermenilerin ve 1915 techiri sonucu gelen birçok Ermeni ve zengin Türk’ün Çapanoğullları ile hiç iltisakı bulunmamasına, isyana hiç karışmamalarına rağmen evlerini ve konakları yağma ettirdi.
Çerkez Ethem, bankadaki 45 bin lirayı da alarak Ankara’ya dönerken, Yozgat’tan Ankara’ya kadar yolu üzerindeki tüm köylerde bulunan canlı hayvanları önüne katarak Ankara’ya götürdü. Köylerden talan edilerek Ankara’ya götürülen sürüler 6 ayda ancak satıldı.”
Memnune hanım o günleri işte böyle anlattı.
Bunların haricinde okuduğum araştırdığımdan çıkardığım sonuç, Çapanoğlu isyanı Yozgatlı tarafından tasvip edilmemiş, kabul görmemiştir. İsyanı Çekerek Deveci Dağındaki Kürt Mehmet’e bağlı süvariler, Çerkez süvarileri ve Akdağmadeni bölgesindeki Postacı Nazım yapmış, Yozgatlı bu isyana dahil olmamıştır. Tam tersine Kurtuluş savaşında binlerce asker, yüzlerce teneke kavurma vermiş, giyecek temin etmiş ve 531 şehit vermiş, ulu emre itaat etmeyi yaşam biçimi bilmiş, Türkiye’nin yeni düzeninde canı gönülden görev almıştır.
Çerkez Ethem, Çapanoğlu isyanını bastırdıktan çok sonra, Yozgat ile ilgili şu sözü söylemiştir. “Yozgat dedikleri para dolu bir kutuymuş”
Çapanoğlu isyanında Alaca – Çorum – Sungurlu arasındaki ovada yerleşik Türkmen Alevileri de ilk önce isyana destek vermiş ise de kısa süre sonra bu desteği çekmiş ve Kurtuluş Savaşı’na Alaca Taburu adı altında 1000’den fazla süvari vermiştir. (Sürecek)