1950 ve 1960’lı yıllar
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren en yaygın ulaşım aracı olan demiryolu ağı için planlamalar başlamıştı. 1927 yılından itibaren demiryolu ağı Ankara’dan Yerköy’e buradan da Kayseri’ye geçti. Sonraki yıllarda da Kars’a Erzurum’a kadar ulaştı. Bu önemliydi. Çünkü insanların gidip geleceği doğru dürüst karayolu yoktu. İç Anadolu’da ve doğuda üretilen ürünlerin büyük şehirlere taşınması için de demiryolu gerekliydi. Tren aynı zamanda yeni kurulan cumhuriyetin görüntüsü konumundaydı. Devasa bir makine buharla çalışıyordu. Bunu ilk defa gören insanlar devletin gücünün ne denli büyük olduğunu görüyorlardı.
1930’lu ve 40’lı yıllarda devletimiz büyük ekonomik hamlelere girişti. Un, bez, şeker, kömür, demir, petrol yoktu. Bunları daha sonra detaylıca anlatacağız.
Almanya 1914-1918 arasında gerçekleşen 1. Dünya Savaşı’nda yenilmişti. Almanya 1939 yılından itibaren büyük oranda sanayi atılımı yaptı. Bunun sonucunda da metalürjiye ve petrokimyaya olan ilgisi Almanya’yı üretir hale getirdi. Faşist bir yönetim olan Hitler Meclisi, Nazi birlikleriyle devleti ele geçirdi. Önce Marksistleri, Yahudileri ve sosyalistleri hedef aldı. Sonra kendisine tabi olmayan tüm kitleleri hedef aldı ve tüm toplumu tek tip hale getirdi. Hızlı bir üretimle birlikte önce Polonya’ya girdi. Ardından doğu ülkelerinden Roma ve Bulgaristan’ı aldı.
Atatürk vefat etmiş cumhurbaşkanlığı görevini İnönü devralmıştı. İnönü’ye 2. Dünya savaşında İngilizler, Fransızlar, Amerikalılar ve Ruslar bizim yanımızda ol diye telkinde bulunuyorlardı. Almanya’da bizim yanımızda ol diyordu. İnönü 1939’dan 45’e kadar 6 yıl boyunca denge politikalarını çok iyi güderek 2. Dünya savaşına girmemeyi başardı. Bununla ilgili Churchill’e, Stalin’e ve diğer devlet adamlarına Mısır üzerinden baskı kurdu. En son Churchill, Adana Yenice İstasyonu’na kadar geldi ve trende görüştü. İnönü zekâsıyla 7 düveli parmağında oynatarak savaşa girmedi. Almanlara da çok ciddi anlamda yardımlar yapıyorlardı. Almanya’da silah sanayisinin var olabilmesi kroma bağlıydı. Türkiye kromu %52 oranında tenor ile özellikle alaşımlarda çok büyük işler yapıyordu. Türkiye’deki tren yolu da Almanya’ya kadar uzanabiliyordu. Bu tren yolu da Bulgaristan’a kadar Almanların işgaline uğramıştı. Bundan dolayı Türkiye’den krom ve haşhaş (afyon sakızına) ihtiyaç duyuluyordu. Bununla sağlık sektöründe morfin vb. şeyler yapılıyordu. Bol miktarda deriye ihtiyaç duyuyordu askeri giysiler için. Yün ve diğer bakliyat türlerine ihtiyaç duyuyordu. İnönü, Almanya’nın bu ihtiyaçlarını gerek nakit gerek silah karşılığı satarak ülkemizi savaştan korumak istiyordu. İngilizlerle görüşürken bana “Şu kadar silah, top verin” bunların eğitimi için “süre verin” bahaneleriyle savaşa girmiyordu. Almanya ise bize saldırmanın tehlikeli olduğunu, gerilla savaşı yapacağımızı biliyordu. Öte yandan eğer savaşa girseydik, Almanya özellikle morfin ve krom gibi ürünleri bizden temin edemeyecekti. Esas İnönü’nün aklı sayesinde bu savaşa girmedik. (Sürecek)