""

DÜNDEN BUGÜNE YOZGAT’IN HİKÂYESİ – 5 « Yeniufuk Gazetesi

23 Kasım 2024 - 06:50

DÜNDEN BUGÜNE YOZGAT’IN HİKÂYESİ – 5

DÜNDEN BUGÜNE YOZGAT’IN HİKÂYESİ – 5
Son Güncelleme :

08 Ağustos 2022 - 17:36

Anadolu’da semavi dinler – Müslümanlık

Daha önce Yahudilik ve Hristiyanlığı anlatmıştım. Bu yazımda da İslamiyet’i anlatacağım.

Müslümanlık, Arabistan’da Mekke – Medine ekseninde Arap toplumu içinde gelişmiş ve Hz. Muhammed aracılığıyla 610 yılında Arabistan’ın Mekke şehrinde ortaya çıkarak yayılmıştır. Bu dine iman edenlere inanan anlamına gelen “Mümin” ve Allah’a teslimiyet gösteren anlamına gelen Müslüm kökeninden türemiştir. İnananlara Müslüman denir. Hz. Muhammed ise M.S. 570 – 632 yılları arasında yaşamıştır.

Arabistan’da Hz. Muhammed’in doğduğu yıllarda durum şöyleydi; aşiretler şeklinde kırsalda yaşayan kabilelerin bir kısmı Yahudi, bir kısmı Hristiyan idi. Ancak büyük çoğunluk pagan (çok değişik objelere inananlar) idi. Çok farklı inanışlar ve kendi yarattıkları tanrılara tapıyorlardı. Tarım – din toplumlarında ideolojiler dini inanışlardı. Ekonomi ve sosyal hayat ise; Arabistan yarımadasının alt ucu Hint Okyanusu diğer ucu ise Akdeniz’di. Hz. Muhammed’in yaşadığı yıllarda tarım ve hayvan ticareti yapmak çok önemli bir iş koluydu. “Rızkını ticarette ara” sözü o dönemlerden kalma bir deyiştir.

Bir ucu Hint Okyanusu diğer ucu ise Akdeniz – Mısır olan bu coğrafyanın denize açık yerlerinde ticaret gelişmişti. Akdeniz havzasından alınan buğday, pirinç, zeytinyağı ve canlı hayvan ile Hint Okyanusu kıyısından alınan baharat, ipek ürünleri ve kumaş yüklü deve kervanları ile Yemen – Mekke – Şam – İskenderiye – Kahire hattında gidip geliyordu. Mekke bu ticaretin merkezinde yer alan bir şehir idi. Tüm kervanlar Mekke’den geçmek zorundaydı.

O yıllarda Şam, Halep, Bağdat, Kahire, İskenderiye ve Diyarbakır gelişmiş Hristiyan şehirleriydi. Hz. Muhammed’in düşünceleri Arap toplumu tarafından büyük kabul görse de İslamiyet’in gelişmesine sebep olan en büyük olay, Müslüman olmayanlardan alınan Cizye vergisidir. Müslüman olanların büyük bir kısmı, vergi vermemek ve toplumdan dışlanmamak için Müslümanlığı kabul etmiştir. İnançlarını terk etmeyip Müslüman olmayanlar Cizye vergisi vererek hayatlarını idame ettirmişlerdir. Özellikle Anadolu’nun şehir devletlerinde ağırlıklı bulunan Hıristiyan toplumlar, Arap akıncılar tarafından Müslümanlaştırılmıştır.

Ön Asya’da tahıl ve pirinç Mısır’da yetiştirilir orta doğuya buradan dağıtılırdı. Müslümanlığın doğduğu yıllarda Mısır’da ortaya çıkan veba salgını da bu vasıtayla şehir devletlerine yayıldı ve orduları perişan etti. Bu sayede Diyarbakır’ın 639 yılında fethinin ardından Anadolu, Arap akıncılar tarafından adım adım fethedilmiştir.

Şaman olan Türkmen atalarımız özellikle Emeviler döneminde büyük zulümlere uğramıştır.  Abbasiler döneminde ise Türkmen atalarımızın Serdengeçti gençleri Bağdat’ta asker olarak Müslümanlığa büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Abbasilerden sonra da Büyük Selçuklu devreye girmiştir.

Sonuç olarak din, her zaman mukaddes sayılan ve saygı duyulması gereken bir olgudur. Tanrı sevgidir. Sevgi ve şefkat her zaman dinlerin ana unsurlarından birisi olmuştur. Tanrının elçisi peygamberler de her zaman sevgi ve şefkati ön plana çıkarmış, eline, diline, beline sahip edepli insan yetiştirmeyi hedeflemişlerdir. Eğitimli insan ise dinin gelişmesini sağlayacak en önemli olaydır. Bugün İslam’ın doğduğu coğrafyada bu öğretinin unutulmasından dolayı İslam coğrafyası kan gölü halindedir. Herkesin kendine göre bir İslam anlayışı var ve bu anlayışa uymayana karşı cihat yapmakta. Yani Müslüman Müslümanı katletmekte. Ortadoğu’nun hali melali ortadadır.

İslam en güzel hali ile Anadolu’da yaşamaktadır. Bunda da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün laiklik ilkesini devlet düzeninde hayata geçirmesinin etkisi büyüktür.

Dünyada 1,3 milyar Müslüman, 1.7 milyar Hıristiyan ve 20 milyon da Yahudi yaşamaktadır. Bu rakamlar toplamda 3 milyara tekabül ediyor. Ancak dünyanın toplam nüfusu bugün 8 milyar.  Bu da yaklaşık 5 milyar insanın bu dinler haricinde farklı dinlere inanarak veya hiçbir dine inanmayarak yaşamakta olduğu anlamına geliyor.

Son söz;

Allah’ın kulu Muhammed ümmetiyim. (Sürecek)

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.