""

Geçmişteki Liderlerde Başkanlık istemiyor muydu? « Yeniufuk Gazetesi

3 Kasım 2024 - 15:13

Geçmişteki Liderlerde Başkanlık istemiyor muydu?

Geçmişteki Liderlerde Başkanlık istemiyor muydu?
Son Güncelleme :

10 Şubat 2017 - 9:14

Yaşanan ekonomik krizlerin ardından 2002 sonu itibariyle başlayan istikrar ve hizmet dönemi Ak Parti kadrolarının millete hizmeti doğru sunmasıyla devam eden tek başına iktidar olmalarına bağlanmalıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan liderliğindeki Ak Parti son 15 yılda önemli hizmetlere imza attı

Her ne kadar bu hizmetlerin büyük çoğunluğu Yozgat’a nasip olmamışsa da hızla değişen, gelişen ve yeni bir sisteme gebe dünyada Türkiye için mevcut sistem bir yük olmaya başlamıştır.

Hatırlanacağı gibi geçmişte siyasete damga vuran liderler rahmetli Erbakan, Özal, Türkeş, Yazıcıoğlu ve gibi liderlerin tümü başkanlık sisteminin Türkiye için büyük önem taşıdığını söylemişlerdi. Başkanlık sisteminden yana olan Ak Parti de iktidara geldiği günden beri sistem değişiklini ön görmüş olmasına karşın yeterli desteği bulamadığı için konu sürekli ötelenmek durumunda kalmıştı.

Şimdi ise içinde Cumhurbaşkanlığı sistemi bulunan anayasa değişikliği MHP yapıcı rolüne karşı CHP olmaz derken, parlamento dışındaki partiler renk vermezken, sonucu vatandaş belirleyecek.

Dünya yeni bir düzenin sancılarını yaşarken uluslararası sistemle rekabet etmemizin yolu başkanlık sisteminden geçiyor. Bölgemizdeki gelişmelerle ilgili olarak reflekslerimizin sağlıklı, kararlarımızın seri olabilmesi başkanlık ile mümkündür.

Dolayısıyla sistematik hataların bertaraf edildiği başkanlık sistemi Türkiye’yi gelecek yüzyıllara hak ettiği şekilde taşıyabilir.

Türkiye artık 1950’lerde ABD’nin bize biçtiği “NATO ülkelerinin tarımsal ihtiyaçlarını karşılayan bir ülkesi” değil. Cumhurbaşkanlığı sistemi Türkiye’nin geleceği için artık kaçınılmaz olmuştur.

Başkanlık sisteminde devletin idaresi milletin seçtiği başkandadır. Parlamentodan bağımsız olarak yürütmenin başıdır başkan. Yani ne başkan ne de bakanlar milletvekillerinin güvenoyuna ihtiyaç duymaz.

Böyle olunca ne mi olur?

Güven oylaması yoksa ve bakanlar parlamento içinden seçilmiyor ise parlamenterler bürokrasinin atamalarına müdahil olamazlar. Bürokrasi ile parlamenterlerin “duygusal” bağı kopunca ihalelerle ilgili el an da mevcut olan fesat asgariye inmiş olur.

Keza bürokrat atamalarında “yakınımdır” referansları yerini liyakate bırakacaktır.

Parlamenterler başkanlık sisteminde sadece yasama ve denetleme görevini yürütürler. Bürokrat atamalarında söz sahibi olamayan, ihaleleri ayarlayamayanlar  “milletvekili olmamıza gerek kalmadı” diyerek siyaset sahnesinden iş sahnesine dönerler. Rantçı-ihaleci zenginlerin boşalttığı alana, “Ben parlamentoda millete daha iyi hizmet edebilirim” endişesine sahip olanlar geçer.

Böyle bir sistem devreye girdiğinde aslında başta vatandaş olmak üzere herkesin istediği olacak. Milletvekilliği hizmetini gerçek manada yapanlar vatandaşı parlamentoda temsil edecektir.

 

  • Vatandaşın daha fazla sağlık sorunu yaşamaması için sağlıklı yaşam yürüyüşüne öncülük eden Kurum!
  • Kaplıca turizminin ilçenin gelişmesi bakımından önemli olduğunu bu konuda daha kalıcı çalışmalarda bulunacaklarını anlatan Başkan!
  • Pazarcı esnafı ile bir araya gelip, esnafların sorunlarını dileyerek, çalışmaların yapılacağını söyleyen Bürokrat!

 

 

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.