Ülkemiz 7 coğrafi bölgeden oluşur her bölgenin farklı tarımsal ürün deseni vardır. Bu 7 bölgenin Güneydoğu haricinde toprak dağılımında denge mevcuttur. Fakirin 1 ölçü tarlası varsa zenginin en fazla 3 katı tarım arazisi mevcuttur.
Ama Güneydoğu’da ise büyük bir adaletsizlik mevcuttur. 70.000 dekar arazisi olan ailelerin var olduğu yerlerde mezar yeri olmayan yığınlar var. Özellikle ş. Urfa, Mardin, Diyarbakır, Batman ve Şırnak ta toprak dağılımında çok büyük adaletsizlik mevcuttur. Ve Güneydoğu’da devletin, toprak sahibi olmayanlara verebileceği 3 kaynak vardır.
1. TİGEM arazileri.
2. Mayınlı araziler.
3. Hazineye ait Urfa, Diyarbakır, Mardin, Şırnak ve Adıyaman’da taşlı araziler.
Bu 3 kanaldan temin edilecek tarım arazileri başta bölgenin topraksız insanlarına üretimi artırmak kaydı şartıyla verilmelidir. Devletin tarım yapmasına gerek yoktur. Devlet, aklıyla üretime teşvik etmelidir. Bölge insanı buğday, pamuk, sebze yetiştirmeyi, koyun, inek bakmayı devletten daha iyi ve en ucuz maliyetle yapabilir.
Ve 40 yıldır ülkemizi meşgul eden PKK terörü kaybedecek hiç bir şeyleri olmayan, aşiret hukukuyla büyüyen insanlar, üretimde olmadıklarından devlete düşmanlıkla silaha sarılmakta. Bunu örgütleyen, 1920’den beri Sevr hakem liginin destekleri ile Doğu’da, Ermenistan ve Kürdistan kurmak isteyen ABD’nin askeri oluyorlar. Acil yapılması gereken Diyarbakır merkezli üretim kaydıyla, Güneydoğu’da devlet toprak reformu yapmak iradesini ortaya koyduğu an yukardaki 3 kaynaktan temin edilecek topraklarla ülkemiz rahatlar.
Bugün Güneydoğu’da terör Hakkâri, Şırnak, Siirt ve Diyarbakır’ın dağlık bölgelerinde. Bu da toprak reformuyla biter
Su kullananın, toprak işleyenindir. Slogandan çıkarıp hayata geçirmek dileğiyle.