""

KAÇ PARA EDER « Yeniufuk Gazetesi

25 Nisan 2024 - 20:03

KAÇ PARA EDER

KAÇ PARA EDER
Son Güncelleme :

16 Ocak 2017 - 7:00

 

Her fırsatta hem söyledim hem yazdım Yozgat’ın nüfuzlu bir kimliğinin olduğunu ancak bu kimliğinden gerektiği gibi faydalanamadığını.

Bu konuyu bir kez de güzel bir hikaye ile örneklendirerek, anlatmaya çalışacağım.

Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip:

“Oğlum” der, “Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.

Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar. İlk önce bir bakkal dükkânına girer ve “Şunu kaça alırsınız?” diye sorar.

Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir; sonra: “Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın” der.

İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur.

Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, “Bu” der “benim semerlere iyi süs olur. Bundan “kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm.”

En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar.

“Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun?” diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. “Buna kaç lira istiyorsun?”

Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz?”

“Ne istiyorsan veririm.”

Öğrenci, “Hayır veremem.” diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:

“Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.”

Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..

Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçen macerasını anlatır.

Bilge sorar:

“Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?”

Öğrenci: “Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum, kafam karmakarışık” diye cevap verir.

Bilge hoca çok kısa cevap verir:

“Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bileni anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir.”

Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.

Mesele kuyumcuyu bulmaktadır…

Mesele hakikaten Yozgat’ın derdiyle dertlenecek milletvekilini, sivil toplum temsilcisini, bürokratını bulup, seçilmelerine vesile olmaktır.

Sonuç olarak Yozgat bugüne kadar derdiyle dertlenecek insanları bulamadı, yetkiyi, görevi ehline veremediği için bu durumdadır.

Bugün gelişme sorunu yaşanıyorsa, kalkınma sorunu yaşanıyorsa, daha iki gün önce yazdığım gibi yol, ulaşım sorunları çözülmemişse sorunun kaynağı belli başka yerde aramaya gerek yoktur.

  • Günümüzün en önemli sorunu olan ve gençleri her gün zehirleyen olayı bir oyun ile anlatan Tiyatro Ekibi!
  • Voleybol müsabakalarında il birincisi olarak, ilçede kazandıkları başarıdan dolayı takdir edilen ekip!
  • Kültür ve iş merkezinin biran evvel tamamlanması için elinden gelen her türlü desteği vermeye devam eden Başkan!

 

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.