Yıllardır yazıp çizerek anlatmamıza rağmen sadece seçimden seçime hatırlanan ancak gerektiği gibi üzerinde durulmayan sürekli ötelenen ve görmezden gelinen önemli gördüğüm bir konuyu buradan tekrar edeceğim.
Şöyle ki; her fırsatta sanayisiz bir şey olmayacağını izah etmeye çalıştık.
Daha açık bir ifadeyle üretmeden tüketmenin yanlış olduğunu ve kalkınmanın mümkün olmadığını söyledik.
Maalesef söylediklerimiz etkili yetkili herkes tarafından yeteri kadar anlaşılmamış olacak ki; bugün kentin geleceğini öngörmek dahi mümkün olmamaktadır.
“Bir il sanayisiyle kalkınır” demişti yıllar önce burada görev yapan Vali Gökhan Sözer.
Buradan bir kez daha kulakları çınlasın Gökhan Bey ile sık sık sohbetlerimiz olurdu. Yine bir sohbet sırasında bu konuda yaptığı konuşma daha dün gibi hatırımda. Aklımda kaldığı kadarıyla tekrarlayacağım.
Elbette bir ilin kalkınması ve gelişmesi için sanayi olmazsa olmazların başında gelir.
Gelin görün ki; bu mesele Yozgat’ta hiçbir zaman anlaşılamadı. Ne zaman konuşmaya başlasak, meseleyle ilgili insanlar başka konularla meşgul ettiler kendilerini.
Dolayısıyla bu durumdan rahatsız olan yatırımcı işini başka şehirlerde sürdürürken, şehrin insanları da mecburiyet karşısında başka şehirler de işçi oldu.
Bahsettiğim dönemde yapılan İl İstihdam Kurulu toplantısına biraz atıfta bulunacak olursak Şehrin artıları ve eksileri masaya yatırıldı, çözüm yolları arandı.
Sayın Sözer, Bu ilde hep beraber yaşıyoruz. Bizler kamu görevlileri olarak burada rızkımızı temin ediyoruz, sizlerde kendi imkânlarınız ölçüsünde mevcut şartları da değerlendirerek istihdam sağlayıp hem yörede ki insanlara iş verme, hem devlete vergi verme, hem de kendi ihtiyaçlarınızı karşılama noktasında azami bir çaba içerisindesiniz. Genel manada ekonomisi bu şekilde olan yerlerde insanların bir bölümü kalkınmanın devletin yapacağı yatırımlarla olacağını düşünür. Ancak uygulamaya baktığımızda kalkınan, ekonomisi güçlenen yerler ise sanayisi işvereni bol olan yerlerdir. Daha doğrusu işverenin rahat çalışabildiği, sanayicinin kar edebildiği, işini genişletebildiği ve yatırım yapabildiği yerlerde genelde ekonomik açıdan kalkınma olur.
(Bugün Yozgat’ta yatırım yapanın ya da yapmak isteyenin ve esnafın, sanayicinin önü açık mı? Bu konuda biraz düşünmek gerekiyor.)
Bu noktada bugünkü toplantıyı sizlerle bir araya gelerek sıkıntılar, problemler veya güzel gelişmelerin muhabbetini beraberce yapalım dedik.
Bir İslam âliminin güzel bir sözü vardır; “Bir şey umumen elde edilemiyorsa, umumen terk etmekte akıl karı değildir.”
Bu noktada nezaket gösterip bugünkü toplantıya katılan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Toplantının verimli başarılı geçmesini temenni ediyorum.
Aradan yıllar geçmesine karşın üretim adına bir arpa boyu yol alınmazken, dün ve bugün yapılan bir takım girişimleri hatırladığımızda bu şehre yeniden bir yol haritası öngörülmektedir.
Yozgat’ın Turizm merkezi olacağı ileri sürülmektedir. Aslında güzel bir temenni ancak, alt yapıdaki sorunları ortadan kaldırmadan bu kentin turizm merkezi olması mümkün değildir.
Konuyu bitirmeden toparlayacak olursak, üretmeden tüketmekte ısrar ettiğim sürece bu şehrin ne gelişmesi ne de kalkınması mümkün olmadığı gibi devam eden beyin göçünün önüne geçilmesi mümkün değildir.