POMEM Konferans salonunda gerçekleştirilen programda konuşan Kaymakam Altınpınar uzun yıllar önce hayata geçirilen güvenlik önlemlerinin, günümüzde ihtiyaca cevap vermediğini ve yeni önlemler gerektiğini söyledi.
Türkiye son yıllarda üst üste çok yönlü, çok cepheli, çok aktörlü, çok karmaşık bir saldırı dalgasıyla karşı karşıya kaldığını vurgulayan Altınpınar, “Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Türkiye böyle bir tehdit, böyle bir saldırı dalgasıyla hiç karşılaşmamıştı. 15 Temmuz işgal girişimi bu dalgaların zirve noktası oldu. Bu saldırı dalgalarını kamu düzeninin sağlanacağına dair sert açıklamalar ve kolluk yetkilerini genişleten yeni yasal düzenlemeler takip etti. Tecrübelerle sabittir ki eğer alandaki güvenlik yapılanması yetersiz ve verimsiz ise ya da ehil eller tarafından yönetilmiyorsa yasal düzenlemelerdeki artış ile güvenlik doğru orantılı değildir. Bu nedenledir ki 15 Temmuz sonrasında Türkiye’nin şimdiki güvenlik yapılanması birçok akademisyen ve gazeteci-yazar tarafından sıklıkla sorgulanmış ve bir anlamda kamu adına güvence talep edilmiştir”dedi.
Altınpınar, şunları kaydetti:Bugüne kadar reform ihtiyacını sezen hükümetler tarafından güvenliği artırmak ve darbe tehlikesini azaltmak amacıyla sistem içerisinde bazı oynamalar yapılsa da mevcut güvenlik mimarisinin bütün değişikliklere rağmen amaca hizmet etmekten uzak ve kusurludur.
Geleneksel güvenlik anlayışı karşı karşıya kaldığımız riskleri analiz etmekte yetersiz kaldığı gibi en büyük engeli teşkil eder hale geldi. Yaşadığımız güvenlik sorunlarına karşı arzu edilen düzeyde etkili olamayışımızın temelinde aslında bu eski araç, metot ve süreçlere olan bağımlılığımız yatmaktadır. Dolayısıyla dünün güvenlik ortamında doğan asker, polis, jandarma, iç ve dış işleri bakanlıkları gibi güvenlik kurumları, yeni güvenlik ortamının marjinalleri haline gelip öyle kaldılar. Çünkü artık güvenlik ne askeri savunma ne de asayiş hizmetleri olarak tanımlanamaz. Güvenlik savunma ve kolluk faaliyetlerinin toplamından büyüktür.”