""

KÖFTECİ YUNUS « Yeniufuk Gazetesi

24 Kasım 2024 - 17:02

KÖFTECİ YUNUS

KÖFTECİ YUNUS
Son Güncelleme :

05 Ekim 2023 - 16:35

Önceleri köfteci Yunus’un, renkli diye tabir edilen, aslında kapkaranlık bir hayatı vardı.Akşama kadar, küçücük dükkanın da köfte yapıp satar, akşam olduğunda da ayakları onu eve değil bitirimhaneye götürürdü. Bitirimhane de, kendisi gibi alem yapmayı içki içmeyi seven bir arkadaş grubu ile buluşur, parası bitene kadar yer içerdi. Köfteci Yunus, arkadaş grubu içerisinde aranan ve sevilen birisi idi.Bunun sebebi ise son derece cömert ve hoş sohbet olmasıydı. Parası bitene kadar kimseye hesap ödetmez, bütün hesabı kendisi öder, sonrada çakırkeyf bir şekilde evin yolunu tutardı.Evdeki eşini ve çocuklarını düşünmez onların nafakasını bu şekilde harcardı. Bütün bunlara rağmen vefakar eşi, her gün Onun eve gelişini bekler ne kadar geç gelirse gelsin, kapı vurulduğunda kapıyı açar, “Hoş geldin bey”derdi.
Köfteci Yunus’un, en çok ağrına giden canını sıkan da eşinin bu tavrı idi. İsterdi ki eşi, ona kızsın bağırsın çağırsın, O da ona karşılık versin, böylece kendi suçunu bastırın, vicdanı rahatlasın. Böyle yapmayıp da, hoş geldin bey deyip kapıyı açtığında Köfteci Yunus, eşinin karşısında ezilir mahcup olur ne diyeceğini bilmeden, sessizce içeri gider, kendini yatağa atar, sızardı.
Sabah şiddetli bir baş ağrı ile uyanır, ağzının içi akşamki alkolun acısı ile zehir gibi olurdu.Perişan bir şekilde lavaboya gider, yüzüne su serper sonra aynadaki suretine bakıp öfkeyle tükürürdü. Nekadar hakaret kelimesi biliyorsa hepsini aydaki suretine kusardı.Nihayetin de kendi kendine bir daha yapmamak için söz verirdi.Eşine olan mahcubiyetinden, yada çocuklarının taleplerini karşılayamama endişe ile onlar uyanmadan, evde doğru dürüst kahvaltı yapmadan çıkar işine giderdi.Bu sebepten bazen günlerce çocuklarını görmediği de olurdu.
Köfteci Yunus’un el lezzeti güzel olduğundan işleri de güzeldi.Ama kazancının bereketini kaybetmiş, kendisi ve ailesi varlık içinde yokluk çekiyorlardı.Köfteci Yunus,sabahki pişmanlığın verdi azimle her gün işe gelir çalışır, kazanır akşam olduğunda da bitirim taifeden bir arkadaşı sanki onu bekliyormuş gibi önüne çıkar, hadi Yunus herkes seni bekliyor, deyip alır götürürdü. Köfteci Yunus her ne kadar nazlansada için için gitmek isterdi. Çünkü alışmıştı.
“Alışmış kudurmuştan beterdir” sözü Köfteci Yunus da zahir olurdu. Bu yüzden Köfteci Yunus, kötü arkadaşlarının ve daha önemlisi kötü alışkanlıklarının kurbanı idi.Bu şekilde günler ayları,aylar yılları kovalarken yine Köfteci Yunus dükkanı kapatıp çıkacağı sırada
“Selamünaleyküm köftecilerin şahı” diyen bir ses ile kapıya yöneldi. Gelen sakallı takkeli birisi idi.Tanıdık gelmişti ama bilemedi. Tanımak için daha dikkatli bakınca
sesin sahibi
“Ha babam ha Yunusum. Koskaca Kazovalo Ahmeti tanıyamıyaydın ya.” deyince Köfteci Yunus geleni suretinde değil de sesinden tanıdı.Şaşkınlık için de
“ Ne olmuş sana böyle Ahmet abi” dedi
Kazovalı Ahmet, Köfteci Yunus’un bitirim haneden tanıdığı birisi idi. Pazarcı esnafından idi. Esnaf olmasının yanı sıra pazarın da kabadayısı idi. Öyle herkes onun önünden geçemezdi.Kabadayılığının yanın da aynı zamanda gariban babası idi.Haksızlığa tahammül edemeyen Kazovalı Ahmet’in Yunusun yanında ayrı bir yeri vardı.Herkes gibi Köfteci Yunus’da Kazovalıyı hem sever hem çekinirdi.
“Yunusum hadi gidiyoruz.Dükkanı hemen kapat araba ve arkadaşlar dışarda bizi bekliyorlar”
Köfteci Yunusu şaşkın şaşkın “Nereye gidiyoruz Ahmet abi “dedi..
“Sohbete “dedi.Kazovalı Ahmet.
Köfteci Yunus her ne kadar gelemem işim var gibi mazeretler sıralasada kim dinler.Kazovalı ısrar etti. Yunus, nazlandı sonunda “Tamam abi” gidelim dedi.Aslında Yunus da için için gitmek istiyordu.O yüzden çokta nazlanmamıştı.
Birbirlerini Allah için seven güzel insanların buluştuğu Menzil Sofilerinin dergahına geldiler.Köfteci Yunus anlatılanları dinledi.Dinledikçe içine başka bir huzur doldu.Hayatını değiştirmeye karar verdi tövbe etti.
Köfteci Yunus bambaşka bir Yunus olarak evine dönüyordu.İçinde inanılmaz bir huzur ve kararlılık vardı.Hayatına yeni bir sayfa açmıştı.Bundan sonra bu sayfayı kirletmeyecek elinden geldiğince güzel şeylerle dolduracak idi.
Gerçekten Köfteci Yunus çok değişmişti.Bu değişiklik dışına da yansımıştı.Sakal bırakmış,şalvar ve takke giymişti. İşini ve namazını aksatmadan ailesi ile huzur içinde yaşamaya başlamıştı.
Akşamları işyerini kapattıktan sonra evine gider, sonrada akşam sohbetlerine katılır idi. Sohbette anlatılanları can kulağı ile dinler hayatında uygulamaya gayret ederdi.
Yine akşam sohbetlerinin birinde “İnsanların duasının alınmasının önem ve ehemmiyeti”anlatılmıştı.
Ertesi gün Köfteci Yunus iş yerini açtı. Hazırlığını yaptı. Öğle servisine hazırdı.O sırada dükkanın önünden Ziya Dayı geçiyordu.Ziya Dayı, yetmişli yaşlarını yaşayan ömrünü tarikat ve hakikat tahsiline feda etmiş piri fani muhterem bir insandı. Köfteci Yunus, Ziya Dayı’yı görünce hemen gidip koluna girdi.
“Ziya Dayı gel sana bir köfte ısmarlayım.”diyerek Ziya Dayıyı, dükkana davet etti.Her ne kadar Ziya Dayı, teşekkür ederim evladım, karnım tok dedi ise de, kim dinler. Ziya Dayı baktı ki köfteci nin elinden kurtulamayacak, peki evlat diyerek teklifi kabul etti. Köfteci Yunus, Ziya Dayıya bir porsiyon köfte ikram etti.
Ziya Dayı yemeğini yedi teşekkür edip çıkarken
Köfteci yunus “Ziya Dayı bana dua et “dedi. Ziya Dayı, köftenin ücretinin dua olduğunu anladı.Aklına gelen duaları sıralayıp dükkandan ayrıldı.Ertesi gün yine Ziya Dayı, dükkanın önünden geçiyordu,Köfteci Yunus Ziya Dayıyı gördü dükkanın önüne çıktı .
“Ziya Dayı bana dua et” diye dua istedi.Ziya Dayı, yine dua etti.
Bu dua isteme işi bundan sonra da bir kaç kez daha tekrar edince, Ziya Dayı, Köfteci Yunus’un dükkanına gelip biraz kızgın ve sinirli bir şekilde.
“Köfteci senin köftenin porsiyonu kaç para”dedi. Köfteci Yunus durumun farkına varamadı.”15 TL Ziya dayı”dedi.Ziya dayı cebinde 15 TL çıkarıp masanın üstüne attı. Başını iki yana sallaya sallaya dükkandan çıktı.
Köfteci Yunus, önce ne olduğunu anlamadı. Sonra durumu kavradı ise de Ziya Dayı bu sırada dükkandan çıkmıştı.Köfteci Yunus bir paraya bakıyor bir Ziya Dayının arkasından bakıyordu.Öylece kala kalmıştı.”Eh be Yunus bir çuval inciri berbat ettin” dedi. Üzgün ve pişman bir şekilde olduğu yere oturdu.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Mehmet ARSLAN 6 Ekim 2023 / 17:06 Cevapla

Hey gidi Yunus abi hey. Rabbim makamını ali mekanını cennet eylesin inşallah