""

Kürt Sorunu, PKK Terörü ve Vilayet-i Sitte Coğrafyasını bekleyen olası hazin son üzerine acı bir rapor – 15 « Yeniufuk Gazetesi

23 Kasım 2024 - 16:18

Kürt Sorunu, PKK Terörü ve Vilayet-i Sitte Coğrafyasını bekleyen olası hazin son üzerine acı bir rapor – 15

Kürt Sorunu, PKK Terörü ve Vilayet-i  Sitte Coğrafyasını bekleyen olası hazin son  üzerine acı bir rapor – 15
Son Güncelleme :

27 Kasım 2023 - 18:50

Kürt ırkçılığına karşı MHP’nin karışmaması doğru bir tavırdır. Devlet Bahçeli bu politikası ile takdir edilmelidir. Devlet güçleri güvenlik sorunlarını halletmelidir.
Kürt sorununun çözümü Türkiye’yi rahatlatır ve enerjiye ulaşmayı kolaylaştırdığı gibi bölgenin de parlayan yıldızı olur. Bunu yaratmak Türkün ve Kürdün asli görevi olmalıdır. Doğuda Türkiye’nin verdiği tüm tarım destekleri (buğday desteği, gübre desteği, tahlil desteği, tohum desteğinde) kanun dışına çıkıp hile ile almak doğal bir uygulamadır. Ve bu uygulama için organize olmuş, bunu meslek edinmiş gruplar oluşmuştur ve devlet kurumlarıyla birlikte çalışmaktadırlar. Türkiye’nin başka yörelerinde olmayan hırsızlık burada normaldir.
Kürt ulusalcılığı geç kalmış bir ulusalcılıktır. Sınırların kaldırılmasının savunulduğu bir dünyada 3 millet tarafından çevrili bir coğrafyada ulusalcılık Kürt milliyetçiliği Kürt milletine zor şartlar getirmez mi?
ABD’nin Irak’ı işgali ile Kürtler binlerce yıllık Arap kardeşlerini 3 kuruşa sattılar. Dünyada ABD emperyalizmin girdiği her yeri kan götürmüştür. Sırada Acemler ve Türklere karşı yapılacak hainlikler beklenmektedir. ABD’nin tüm derdi bu coğrafyada savaşçı Acemleri ve Türkleri karşı karşıya getirip savaştırıp güçsüz kılmak ondan sonrada bu coğrafyaya kalıcı olarak yerleşmektir. ABD ve İsrail bunu hesaplıyor. Kürt ırkçıları da buna oynuyorlar.
Diyarbakırlı yazar Canip Yıldırım’ın şu tespiti çok önemlidir; “Diyarbakır’ın tüm mamur köyleri Ermenilerindi. En iyi işleri bunlar yaparlardı. Suyun olduğu yerlere köylerini kurmuşlardı. Hamidiye Alayları ve Ermeni tehciri – kıyımı olunca dağdaki Kürtler geldiler, bu köylere yerleştiler. Osmanlı da buna izin verdi. Bilakis teşvik etti.” demektedir. Yerleşik düzene geçip bilimle, sanatla üretmeye yönelen toplumlar, artı değer katıp zenginliği yaratabilmiştir. Bunu yapamayan eğitimsiz toplumlar ise bu güzellikleri yaratan topluma düşman olmuş bunları ele geçirmek içinde katliamlar yapmışlardır. Anadolu’da binlerce yıl hep bu yaşamıştır.
İranlı Kürt aydın Abdurrahman Kasımlı’nın Kürtlerle ilgili çok önemli bir tarifi vardır; “Kürtlerin denize çıkışı hiç olmamıştır.”
Orta çağlardan beri dağlarda yaşamış, güçlü şehirleşmiş halklarla – devletlerle çevrili kalmışlardır. Şehirleşme olmayınca uygarlaşamamışlardır. Komşu halklara göre daha eğitimsiz dolayısıyla üretimden geri kalmışlar ve yerleşik düşene geçmeleri zor olmuştur. Osmanlı’nın Ermeni’yi yok etme politikaları Kürt şehirleştirmesini hızlandırmıştır. Göçebe iken yaşadıkları coğrafyanın hayvancılığa uygun olması, devlete bağlı olmaksızın aşiretçe yaşamak istemeleri, toplumsal kaide ve kurallara uymama huyları şehirleşmelerine engel olmuştur. Ancak kaide ve kurallara uymadan yaşamak artık mümkün değildir.
Kürtlere kimlik, dil, kültürel haklar hepsi verilse bile mesele çözülmez. Kürt coğrafyasının denetimi ve kontrolü ve statüsünün istenmesi söz konusudur. Eskiden beyler Osmanlıdan egemenlik ister, isyan ederdi. Gücü yeterse de alırdı. Şimdi ise bir halk adına bir siyasi parti bu hakkı istiyor, kısaca “Bana bir devlet ver, yoksa her gün anarşi yaratırım” diyor.
Şunu sormak lazım “Kürdistan denen yer neresidir?” Fırat’ın doğusuysa orada Araplar, Türkler ve Hristiyanlar da var. Oysa Kürdün %60’ı Fırat’ın batısında ve 65 vilayette. En büyük Kürt şehri ise İstanbul’dur.
Doğuda devlet kuracağım diye devlete karşı kavga edeceksin. Batıda da el bebek gül bebek yaşayacaksın. Demokrasiden dem vurup hep talep edeceksin ama vatandaşlık haklarına yerine getirmeyip haddini bilmeyeceksin. 
1869 nüfus sayımlarında; Diyarbakır şehir merkezinin %53’ü, Mardin’in %55’i, Bitlis’in %80’i, Van’ın %70’i, Erzurum’un %50’si ve Elazığ’ın %55’i Ermeni idi.
Tarihi, coğrafi ve sosyo ekonomik gerçeklik Anadolu’da birlikte yaşamı mecbur kılmaktır. Tahin pekmez olmuş bu iki milleti kimyası ile oynayarak kimyasal ayrışmaya götürmek akıl işi değildir. Bunu planlayanlar Anadolu’yu baba yurdu hac toprağı gören Siyonistler ve Hristiyanlardır. Bu iki suç ortağı Türkleri ve Kürtleri birbirine düşürerek gelip bu toprakları ele geçirmek istemektedirler. Bunu planlayan da ABD’dir.
Kürtlerin parasının %80’i batıda %20’si doğudadır. Memleketinde yatırım yapmayıp batıda istikbal aramaktadırlar. Huzuru rahatı sağlayan kaide kurallara uymaktır. Bu da devlet düzeni ile mümkündür. Maalesef bu doğuda yok. Doğuda bir Kürt devleti kurulursa, Kürt servetinin batıda olması risk değil mi? Ve tehcirin çok yaşandığı bu coğrafyada bir devlet yapılanması batıdan doğuya tehciri yaratmaz mı?
(Hasan Aslan Nurdoğdu – Makalelerle Yozgat kitabından) Sürecek.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.