""

Kürt Sorunu, PKK Terörü ve Vilayet-i Sitte Coğrafyasını bekleyen olası hazin son üzerine acı bir rapor – 7 « Yeniufuk Gazetesi

23 Kasım 2024 - 21:48

Kürt Sorunu, PKK Terörü ve Vilayet-i Sitte Coğrafyasını bekleyen olası hazin son üzerine acı bir rapor – 7

Kürt Sorunu, PKK Terörü ve Vilayet-i Sitte Coğrafyasını bekleyen olası hazin son  üzerine acı bir rapor – 7
Son Güncelleme :

31 Ekim 2023 - 16:50

Apo ve arkadaşları tarafından 1977 yılında Ankara’nın Çubuk Barajı’nda başlayan hayal Kürt coğrafyasında fikren bazı bölgelerde de filen hükümdardır. Kendilerine göre bölgeyi Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik birimlerinden temizleme aşamasına getirmişlerdir.
Osmanlı Devleti tazminat fermanından sonra yerel Kürt beylerini tasfiye ederek otoriteyi merkezileştirme siyasetine hız verince, özellikle kırsalda oluşan otorite boşluğunu Şeyhler doldurmaya başladı. Bunda Abdülhamit’in Osmanlıyı bir arada tutmak için İslamcılık siyasetine önem vermesi şeyhleri Doğu ve Güney Doğu’da siyasi otorite yapmıştır.
Önceleri şehirlerdeki hayat Hristiyanların kontrolünde idi. Sanat ve ticaret onlarda idi. Hamidiye Alayları ve tehcirler sonucu boşalan alanlarda Kürtler şehirleştiler. Ermeni ustaların yanında çırak olanlar ustalaştı. Ermeni nüfus sıfırlandıktan sonra ticaret ve ekonomik alanlarCumhuriyetle birlikte Kürtlere geçti.
Demokrasi hakkını bilip istemek kadar, haddini de bilmek ve yöneticilerden hesap sorma kültürüdür.Kürtlerin bir bölümü maalesef hak talep ederken, haddini de bilme gibi bir kültürü içselleştirmediler. Bir millete ırkçılık bulaştımı,aklı başınaya uzun vadeli eğitimle geliyor, zaman içinde bilinçleniyor ya da başka ırklarla savaşı sonucu kanla ıstırapla geliyor. Maalesef Kürt ırkçılığı, bindiği ABD emperyalizmi otobüsüne çok güveniyor.Ve o otobüs yapacağı ilk kazada eğitimsiz Kürt halkına ciddi zararlar verecek.
1514’deÇaldıran Savaşı’ndan 1839 Tanzimat Fermanı’na kadar Doğu’yu Beyler idare etti. Taki 1839’dan sonra bölgede Hristiyanlarında yönetici seçilme hakkı kazandı. Daha önce Kürt Beyler tarafından toplanan Cizye vergisi kiliseler kanalı ile toplanaraksaraya ulaştırılıyordu. Bunlar yetmiyormuş gibi tarım ve hayvancılıktan alınan Aşar vergisini dedevlet toplamaya başladı. Hem cizyenin hem de aşar vergisinin devlet tarafından toplanması Kürt beylerini ekonomik yönden güçsüz bıraktı. Hele Hristiyan yöneticilerinde seçilmesi Hristiyanlara karşı terörü arttırdı. Ve yerel ölçekte Kürt-Ermeni çatışmaları bölgede haddinden fazla yoğunlaştı. Osmanlı bu arada hem Balkanları hem de Kafkaslarıkaybetmişti. “Vilayet-i Sitte’yi de kaybederiz” korkusuyla Hamidiye Alayları kuruldu. 1891’den 1908’e kadar 17 yılda Sünni Kürtler doğuda büyük katliamlar yaptılar. Ve de bunu devletin onayı ile yaptılar. Alevi-Kürt aşiretleri bu katliamlara hiç bulaşmamışlardır. 17 yıllık süre içinde gerçekleştirilen katliamlara rağmen bu coğrafyada Ermeni nüfusu gene çok ciddi rakamlardaydı. 1. Dünya Savaşı şartlarında 1915 tehciri ile doğunun tamamı Ermenilerden arındırıldı. Bu siyasette Abdülhamit ile başlayan temizlik hareketinin İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından da aynen uygulandığını görmekteyiz. Çünkü bu bir devlet politikasıydı.
Urfa Viranşehirli Milli aşiretinden İbrahim Paşa, Urfa’dan Musul’a kadar Adıyaman’dan Rakka’ya kadar Diyarbakır’dan Cizre’ye kadar geniş bir alanda hem Ermenileri hem de Hamidiye Alayına avanta vermeyen Kürtleri özelliklede Ermenileri katletti.
Fransız ihtilalibütün dünyayı etkiledi. Özellikle Balkanlardaki uluslaşma Osmanlıyı Balkanlardan kazıyıp attı. Bu milliyetçilik fikirleri Müslüman Arnavutlarda, Araplarda ve de Ermenilerde yoğun ilgi gördü.Bir tek Kürtler bu olayı algılayamadı. Bunun nedeni de Kültlerdeki şehirleşme oranı çok düşüktü, göçer olarak yaşıyorlardı. Aşiretçiliği bırakıp millet olmayı başaramadılar. Bunu yüz yıllık bir gecikme ile bugün yaşamaya çalışıyorlar. Çünkü Kürtler önce Müslüman sonra Kürt idiler. 1980’den sonra önce Kürt sonra Müslüman olduklarını fark ettiler. (Hasan Aslan Nurdoğdu – Makalelerle Yozgat kitabından) Sürecek.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.