Ülkemizde tahıl üretimi bir çift öküzle yapılırdı. 1930 – 1940 ve 1950’li yıllarda ekilecek çok arazi mevcuttu. Ekmek için 2 öküze bir de sabanı sürecek genç insana ihtiyaç vardı. 20 dekar araziyi ekmek büyük işti. 2. Dünya Savaşına katılmamamıza rağmen bir milyon saban kullanan insanı ülke savunmasına alıp 4 – 5 yıl asker yapmak, tahıl üretimimizi çok düşürdü. Ekmeğin karne ile verilmesi CHP’yi iktidardan etti. DP iktidara geldiğin de baraj yapmaya, sulu tarıma önem verdi. Özellikle büyük şehirlerin buğday ihtiyacı için tren yolları boyunca TMO toprak mahsulleri siloları kuruldu. İlimiz sınırları içinde Yerköy, Şefaatli ve Yenifakılı’da büyük silolar kuruldu. Doğru bir işti devlet büyük şehirlerde yaşayanların gıda güvenliğini garantiye aldı. Ofis çiftçinin kara gün dostudur deyimini hak etti. Gelelim bugüne
Ülkemizde 20 milyon ton buğday, 8 milyon ton arpa, 1 milyon ton çeltik, 1 milyon ton bakliyat üretilir. Bu yılki kuraklıkla bu sayılar yarı yarıya azaldı. 30 – 35 milyon ton stoklanacak tahıl, bakliyat ürünümüzün olması devleti lisanslı depoculuğa yöneltti. Devlet bu işi yapacaklara teşvik de verdi. Şu an ülkemizde çok miktarda lisanslı depocu firmalar çoğaldı.
Hasatla tahılını, bakliyatını, çeltiğini üreten çiftçiler lisanslı depolara mallarını emanete koydu. Malları karşılığında lisanslı depoculara teslim ettikleri makbuz karşılığında bankalardan kredi kullanabiliyorlar. Hasat zamanı ucuz olan mallar hasattan 3 – 4 ay sonra fiyatları çok artmakta, sistem bu iyi niyetle devletin desteği bu ama böyle işliyor mu? Hayır.
Kuraklık nedeniyle tahıl ve bakliyat üretiminin 1/2 oranında azalmış olması, mesleği zahirecilik, bakliyatçılık olmayan art niyetli sermayedarlar kara para sahipleri bu yıl bol miktarda tahıl, bakliyat stokladılar. 2,5 TL’den alınan buğday bugün 6 TL. 6 TL’den alınan yeşil mercimek, nohut 10 TL’de. İlerde fiyatlar daha çok artacak. Çünkü kıtlıkta tarım ürünlerinin fiyatı sabit tutulamaz. Devlet şu an bir çıkmazdadır. Stokçuya müsaade edip fiyatların artmasına göz mü yumacak? Yoksa milletin gıda güvenliğini sağlamak için bu stoklara el mi koyacak? Önümüzdeki günlerde bunu göreceğiz. Devlet olmanın birinci görevi yurttaşının güvenliğini, öncelikle de gıda güvenliğini garantiye almaktır. Ekmek karnesiyle iktidarı bırakmak zorunda kalan CHP ortada. Tahıl, bakliyat stoklayarak AKP ve Erdoğan’ı bitirecekler mi? Yaşayıp göreceğiz. Hiç bir şey iktidarı değiştirmese de tencereler iktidarı değiştirir.
Devlet ciddiyet ister, cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir, milletin gıda güvenliği için devlet el koymalıdır, yapanları teşhir etmelidir. Devlet 85 milyonun iradesidir, affı olmaz. Saygılarımla.