""

YARIM PORTAKAL « Yeniufuk Gazetesi

24 Kasım 2024 - 05:55

YARIM PORTAKAL

YARIM PORTAKAL
Son Güncelleme :

24 Ekim 2024 - 17:09

Abdullah, abdest tazelemek için yerinden kalktı. Okumuş olduğu Kuran-ı Kerimi,öpüp rafa kaldırdı.Caminin fevkanesinde ilerlerken, daire biçiminde oturmuş bir şeyler yiyen grubun yanına geldiğinde, içlerinden birisi kabuklarını soyduğu portakalı ikiye bölerek “Buyur kurbanım” diyerek Abdullah’a ikram etmek için uzattı. Abdullah, teşekkür ederek yarım portakalı alıp ağır adımlarla bahçeye çıktı. Caminin duvarına sırtını dayayıp çömeldi.Büyülenmiş gibi portakala bakıyor, arada bir koklayıp kokusunu içine çekiyordu.
Abdullah, ticaretle uğraşır nafakasını bu yolla kazanırdı. Ramazan ayı başlarında, işyerine samimi arkadaşı Hüseyin ziyaretine gelmişti.Sohbet, muhabbet ederlerken Abdullah, “Hüseyin, bu sene Ramazanın son on gününü, köyde Gavsımızın yanında geçirmeyi canım çok çekiyor.Burada dünya işleri, telaş, alacak verecek, gelen giden bir türlü gönlüm sükun bulmuyor.Gidelim mi beraber ne dersin? Belki Kadir Gecesini de yakalarız” dedi.
Hüseyin “Bende aynı niyetteyim. Lakin bu sene, Ramazanın son on gününde itikafa girelim.” dedi.
Abdullah “itikaf mı” dedi şaşırarak.
“Evet itikaf, geçen sene yeni yapılan camide itikaf başlamış her sene olacakmış.Benim niyetim öyle”
Abdullah zaten kararını vermişti. Gidecekti böylesi kaymaklı ekmek kadayıfı idi.
“Nasıl olacak” dedi. İtikaf hakkında fazla bilgisi yoktu.
Hüseyin konuyu araştırmıştır.” İtikaf niyeti ile camiye gireceğiz bayrama kadar camiden dışarı çıkmak yok. Abdest için abdesthane serbest, birde caminin avlusu. O da camiden sayıldığı için”.
“Banyo” dedi Abdullah
“Banyoda zaruret olmazsa yasak” .
“ Yemek” dedi
“Yemek de,orada çıkan çorba ekmek. Birde buradan ne götürürsek o dedi. Sonra ilave etti. Ben bir şey götürmeyi düşünmüyorum. Çorba ekmekle, bayrama kavuşmak istiyorum” dedi.
Abdullah, tamam dedi. Varım gardaş. Bu sene Amerikalı ağzını bellesin dedi.
Gülüştüler. Amerikalı diye kendi aralarında devamlı kötülüğü emreden nefsi emmareye diyorlardı.
Sayılı günler çabuçak geçti.Güzel bir yolculukla köye gelindi. Ramazanın son on günü için, itikaf başlamıştı. Mevsim kış, Ocak ayının ilk haftası geceler uzun günler kısa.
Camide, yatsı namazı ardından teravih kılındıktan sonra bir miktar cüz okunuyordu. Hafta içi cemaat az,manzara, atmosfer harikaydı. Sonra el ayak çekiliyor. Cami itikafcılara kalıyordu.
Adı İsmail olan, bir güzel insan, güzel sesi ile Türkçe, Kürtçe, Arapça ilahiler okuyor, sonra herkes kendi dünyasına dalıyordu.Günler böyle yavaş yavaş akıyordu.Evde geçen günlerin, arkasından yetişilmezken, burada günler nazlı nazlı geçiyordu.
Yolun yarısına gelmişlerdi. Çorba ve ekmekle günler zorda olsa geçiyordu. Amerikalı, isyan etmek istiyor lakin fırsatı yoktu.
İşte bu günlerde idi. Abdullah’ın elindeki portakala büyülenmiş gibi bakması.
O sıra yanına Hüseyin geldi. Abdullah yarım portakalın yarısını ona verdi.
“Hüseyin, kurbanım yarım saattir şu portakala bakıp kokluyorum.Diyeceksin ki ne var bunda? Altı üstü yarım portakal. Zannederim ki bunu bana verende “bir yarım portakal,ne kıymeti var ki,çantada daha çok var” diye vermiştir. Ama benim yanımda şu an ne kadar kıymetli bilemezsin”.
Bu sırada elindeki yarım portakalın yarısını ikiye böldü bir dilimini ağzına attı.Ağzının içinde damağı ile hafifçe ezdi. Ezilen portakalın tatlı ile eşki karışık suyu, Abdullah’ın ağzının içinde dağıldı. Portakalın aromasını tam almak için, Abdullah yutmakta acele etmeden yavaş yavaş çiğnedi, sonra yuttu. Sözüne kaldığı yerden devam ederek,
“Memlekette olsak hiç kıymeti yok. Gidiyoruz manava kaç kğ istiyorsak alıyoruz. Kimisini yiyoruz kimisini çöpe atıyoruz.
Biz buraya geleli çorba ekmekten başka birşey yemedik.Resmen yoksulluğu idrak ediyoruz. Diğer insanların kolaylıkla tükettiği şeylerden mahrumuz. Bu durum bayrama kadar devam edecek.Bu yoksulluğun içine bir yarım portakalın gelmesi beni nasıl sevindirdi anlatamam.
Birde şunu anladım ki, insan ihtiyaç sahibine, elinde ne varsa onunla yardım etmeli.
Bu kıymetsizdir değersizdir dememeli. Bizim için hiç kıymeti olmayan bir şey karşıdaki için çok çok değerli olabiliyor”.dedi
Hüseyin “Şimdi bu portakalın yanına bir bardakta demli çay olsa nasıl olurdu.”dedi
Abdullah” O zaman yoksulluğumuz biterdi” dedi.Gülüştüler, sonra “şunun şurasında bayrama ne kaldı ki” diyerek Amerikalıya serinlik verdiler.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.