Şevket Emmi, iki kardeşi ile birlikte, ilçemizde kereste işi yaparken ilçemize elektrik gelir. Bunun üzerine Şevket Emmi soluğu Kayseri’de alır. Daha Önceleri büyük şehirlere gittiğinde gördüğü ve hep hayalini kurduğu bir hızar makinası satın alır. El ve omuz gücü ile çalışmanın yanında bu elektrikli hızar makinası çok büyük bir devlettir, Şevket Emmi için. Bir ayda yaptıkları işi bu makina ile bundan sonra bir günde yapacaklardır. Kazançları da ona göre olacaktır. Kıt kanaat geçinme dönemi sona erecektir. Hevesle aldığı makinayı, bir kamyonun arkasına atar, ilçeye getirir, dükkânına yerleştirir. Hızarın çalışması için, iş artık elektriğin bağlanmasına kalmıştır. İlçede elektrik işinden şöyle böyle anlatan Kazım ustaya haber gönderirler. Kazım Usta gelir. Şevket Emmi “Kazım, sen direkten elektriği alıp, bizim makinayı çalıştırabilir misin” diye sorar. Kazım Usta, “Elbette Şevket Emmi, çalıştırabilir misin ne demek? Bu ilçede bunu ancak ben yaparım” der. Şevket Emmi Kazım ustanın bu özgüvenini dayanarak “O zaman, Halep orada ise Arşın burada, görelim hünerini söyle bakalım Kazım, bu iş için hangi malzemeler lazım, onları tedarik edip bir an önce işe koyulalım” der. İşi alan Kazım Ustanın keyfine diyecek yoktur. Hemen dışarıdaki direkle dükkân arasındaki mesafeyi adımlar, sonra çatıya dikilecek direk boyunu hesaplar.
“Şevket Emmi şu kadar kablo, birde at arabası tekerleğinin dışındaki çemberden lazım” der. Şevket Emminin aklına kablolar yatmıştır da at arabası tekerleğinin dışındaki metal çemberi anlamamıştır. Vardır bir bildiği deyip ses çıkarmamıştır. Malzemeler hazırlanır Kazım ustaya haber verilir. Kazım usta, “Şevket Emmi önce direği yapalım”.
“Nasıl yapacağız”
“Önce bu çemberler düzeltilecek sonra bunlar uç uça eklenecek yeterince boya eriştiğinde direği dikip kabloları çekeceğiz.”
“Kazım usta biz direği ağaçtan yapsak nasıl olur bunları uç uca eklemek çok zahmetli” dediğinde
Kazım usta “Olur mu Şevket Emmi, bak dışarıya, devlet bile metal malzeme kullanıyor direk için” der ve ekler “Bizde bunları kullanacağız”
O vakitlerde elektrik kaynağı henüz ilçeye gelmemiştir. Alman kaynağı denilen bir yöntemle metallerin uçları iyice ısıtılıp aralarına başka bir madde ilave edilerek metaller uç uca güç bela eklenir. Bu işlem tam üç gün sürer. Bu üç gün içinde eller sıcak metallerden yana yana direk dikilir. Kablolar çekilir. Her işlem tamamdır. Şevket Emmi ve kardeşleri heyecanla makinanın çalışmasını beklerler. Kazım usta makinanın başına geçer. “Şevket Emmi bu iş tamam. Paramı ver” der. Şevket Emmi, “Tamam Kazım Usta paran cebimde hazır. Şaltere baş, makina çalışsın, paranı al” der. Kazım usta şaltere basar. Lakin makine çalışmaz. Herkeste bir hayal kırıklığı. Şevket Emmi heyecanlanır “Hele bir daha bas” der. Lakin kaç kere denerlerse denesinler sonuç değişmez. Kazım ustanın o özgüveni yerle yeksan olmuştur. Şevket Emmi şaşkın, kızgın ve yorgundur. Makinenin çalışmaması sonucunda birden bire bir yorgunluk hissetmiştir. Üç gündür canhıraş bir şekilde çalışmanın yorgunluğu birdenbire hissedilmiştir. “Hele bi bak Kazım Usta nerede bir eksiklik yaptık da bu makina çalışmıyor.”
Şevket Emmi böyle deyince Kazım usta da kendini toplayıp şaşkınlığını üzerinden attı. Makinanın bağlantılarını baktı tamam. Dışarıya çıktı direğe baktı, baktı sonra heyecanla “Buldum Şevket Emmi” dedi. Şevket Emmi ve kardeşleri de oldukları yerden fırlayarak dışarı çıktılar. Çok merak ediyorlardı. Nerede bir hata kusur oldu da bu makina çalışmadı.
Hepsi nefeslerini tutarak Kazım ustanın ne diyeceğini bekliyorlardı. Kazım Ustanın, az önceki ezik hali gitmiş, özgüveni tavan yapan hali geri gelmişti. Diyeceğini de hemen demiyor. Olaya biraz daha gizem ve heyecan katmak ister gibi kaşını gözünü oynatıyordu. Şevket Emmi, ustanın bu haline dayanamamış ve kükremişti. “Söylesene be adam nerde eksik yaptık.” Bu kükreyiş Kazım Usta da beklenilen tesiri ortaya çıkarmıştı. Korku ve endişe ile “Elektrik yokuşlamış” dedi.
Şevket Emmi “Ne yokuşlaması elektrik yokuşlar mı?” dedi. Kazım Usta hemen iki direk arasındaki yükseklik mesafesini gösterdi. “Bak Şevket Emmi bizim direk dışarıdaki direkten yüksek olmuş. Böyle olunca da elektrik burada yokuşluyor makineye gelmiyor” dedi.
Şevket Emmi, bir dışarıdaki direğe, bir diktikleri direğe bakıyor, söylenene aklı yatmıyordu. Lakin yapacak başka bir şeyde bilmiyordu. Canı sıkkın bir şekilde “Eee şimdi ne olacak Kazım usta” dedi.
Kazım usta, kendinden emin bir biçimde “Kolay Şevket Emmi direğin boyunu eşitleyeceğiz” dedi. Şimdi başa dönmüşlerdi. Direk yerinden sökülecek, kesilecek tekrar dikilecek idi. Bir sürü iş. Lakin başka çare yoktu. Kardeşlerine dönerek
“Hadi Uşaklar” diyerek yeniden işe koyuldular. İkinci günün akşamına işleri bitirdiler. Kazım usta yeniden şalterin başına geçti. Düğmeye bastı. Beklenen olmadı.
Makina yine çalışmadı. Şevket Emmi ve kardeşleri oldukları yere yığıldılar sanki. Kazım usta olana bite bir anlam veremiyor hatayı bulamıyordu.
Sonra “Şevket Emmi bana biraz izin ver bir düşüneyim” dedi. Şevket Emmi yorgunluktan kızamıyordu. Git gözüme görünme hatayı da bulmadan gelme dedi.
Bir kaç gün sonra, şehirden bir ahbapları dükkâna geldi. Şevket Emminin hızar makinası aldığını duymuş hem ziyaret hem de hayırlı olsun demeye uğramıştı. Dükkâna girdiğinde makinanın çalışmadığını Şevket Emmi ve kardeşlerinin öylece oturdukları görünce “Hayrola Şevket Emmi neden çalışmıyorsunuz. Bir şey mi oldu” dedi. Şevket Emmi olanı biteni olduğu gibi anlattı. Gelen misafir gülmeye başladı. ”Sen çok yaşa Şevket Emmi hiç güleceğim yoktu. Yahu hiç elektrik yokuşlar mı? Dağları ovaları aşıp gelen elektrik sizin direkte mi yokuşladı?” deyip gülüyordu. Şevket Emmi misafirin gülmesinden ve sözlerinden elektrik in yokuşlamayacağını anladı. Ama ne yapılacağını da bilmiyordu. Misafirine “Hele bak şu makinayı sen bu işten anlıyorsun herhalde” dedi. Gelen adam makinanın elektrik ünitesini açtı baktı. Sonra bir tornavida istedi. Bir şeyler yaptı. “Şevket Emmi bas şaltere” dedi. Şevket Emmi şalterin düğmesine bastı. Makina çalıştı. Şevket Emmi ve kardeşleri olanı biteni anlamadılar. Merakla hatayı sorduklarında gelen misafir, alaylı bir şekilde “Bunu hangi usta yaptı ise tebrik etmek lazım. Herkes bunu yapamaz. Bağlantıyı ters yapmış. Ben düzelttim.”
Misafir giderken makinanın sesini duyan Kazım usta dükkâna geldi. Makina çalıştığına göre parasını isteyecekti.
Şevket Emmi, Kazım ustayı görünce “Kazım usta hele gel yazıhaneye” dedi. Kazım usta yazıhaneye giderken kardeşlerden biri dükkânın kapısını kapattı, diğeri Kazım ustanın arkasından yazıhaneye girdi. Az sonra Şevket Emminin “Demek elektrik yokuşlar ha?” dediği ve arkasından sille tokat sesleri duyuldu.