Gazeteler genetiği bozulmamış sebze üretimi yapıldığını duyurdu… Bu devirde genetiği bozulmamış bir şey kalmadığını düşünmekten yolduğumuz zamanda böyle bir haberin paylaşılmış olması büyük bir gelişmedir.
Gazeteler bu haberi vereceği kadar verdi ama konu çok önemli, savsaklamamak gerektiğini düşünüyorum bu bakımdan ben yine de tekrar etmek isterim…
Haberin girişi şöyle: Yozgat’ta bulunan 3 bin 500 yıllık Damlalı Vadisi’nde, genetiği bozulmamış 50 yıllık domates, biber, salatalık ve turp gibi sebze tohumları bulunarak gün yüzüne çıkartıldı. Bu tohumlardan ürün elde edildi.
Haberin devamında ise şu bilgiler yer aldı: Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları ve Mağazalar İşletme Müdürü Soner Yalçın, Yozgat’ın Yenifakılı ilçesine 8-10 km uzaklıkta bulunan 3 bin 500 yıllık Damlalı Vadisi’nde, genetiği bozulmamış 50 yıllık domates, biber, salatalık ve turp gibi sebze tohumlarını bularak gün yüzüne çıkardı ve bu tohumları doğal bir ortamda yetiştirerek ürün elde etti.
Yozgat’ın Yenifakılı ilçesi sınırları içerisinde bulunan Damlalı Vadisi’nde ‘Atalık tohumları’ ismini verdiği; salatalık, domates, biber, turp gibi çok sayıda meyve ve sebze tohumuna ulaşan Yalçın, vadide ilk kez gerçekleştirdiği deneme ekiminden büyük verim elde etti.
İlçe halkının 40-50 yıllık özlemine son vermeyi düşündüğünü söyleyen Yalçın, “Amacımız insanların doğal beslenmelerini özendirmek ve bu sayede birçok hastalığın önüne geçmek” dedi.
Yüksek verim elde etti
Yenifakılı ilçesindeki kanser vakaları oranının büyük şehirlerden daha yüksek olduğuna ve bunun sebeplerinin birisinin de doğal ürünler olduğunu belirten Yalçın, ilçede tandır başlarında, ören yerlerde bulduğu domates, biber, salatalık, turp gibi sebzelere ait tohumları yine doğal bir ortamda yetiştirdiğini söyledi. Genetiği bozulmamış tohumların hem lezzet, hem de aroma olarak diğerlerinden çok farklı ve kaliteli olduğuna vurgu yapan Yalçın, “Bulduğumuz tohumları ilçenin gizli bahçesi olarak bilinen Damlalı Vadisi’nde yine doğal ortamlarda yetişmesini sağladık ve hiç beklemediğimiz kadar büyük verim elde ettik” şeklinde konuştu.
Geleneksel tohumlar korunacak
Yalçın, “Yaklaşık 50 yıldır kullanılmayan ve hiç ilaç barındırmayan alüvyon topraktaki yetişen ürünler, Ekim ayına girilmesine rağmen çiçek açtı. Tohum istasyonu kurduk ve bu tohumları tohum takas merkezine vereceğiz. Atalık tohumlar dediğimiz geleneksel tohumlarımızı korumayı düşünüyoruz. İlanlar verdik, arkadaşlara haber saldık. Sonuçta öğrendik ki, gizli tohum meraklıları varmış halk arasında. Hepsi kendisine has bir tohum bankası oluşturmuş. Bunların evlerine misafir olup, tohumların hikayelerini öğrendik. Sonuçta bulduklarımızı bir tohum istasyonu kurarak, bu yıl bir tohum almayı düşündük. Bu tohumu alırsak profesyonel tohum takas merkezleriyle görüşüp dağıtımını onlara yaptıracağız. Ve isimlerini koyacağız” ifadelerine yer verdi.
1970’li yılların sonunda üretimi sona eren bu vadide yeniden meyve sebze ekimini başlatmak istediklerini açıklayan Yalçın, “Bunu bir ölçüde halk kabullendi. Üç çeşit salatalık var.
Bunları hiç bir yerde görmedik. Aroması bir kaç saat sizde kalıyor. 5 çeşit domates, bize ait olanları tasnifleyeceğiz, tohumlarını aldık. Amacımız kaybettiğimiz değerleri yeniden kazanmaktır. Tohumlarımızda ilaç kullanmadım. Bu topraklar da ilaç görmedi. Elde ettiğimiz ürünler gayet bereketli oldu” dedi.